Yeri geldikçe buradan federal,
eyalet ve yerel hükümetlerde kariyeri ile ilgili ortaya çıkan yolsuzluklar,
hukuk dışı harcamalar ve söylentilerden dolayı istifa etme gibi, erdemli adım
atan politikacılara yer veriyoruz. Kimi siyasetçinin bilerek, kiminin farkında
olmadan, kiminin de kendince yanlış olduğunu düşünmediği bir takım olaylar
nedeniyle kariyerine bulaştırdığı leke nedeni ile bulunduğu makamı daha fazla
işgal etmemek için istifa edip ayrılması sadece politikada değil, her anlamda
örnek teşkil ediyor.Bu ilkeli davranışlarıyla da ‘işte siyaset böyle yapılır’
dedirtiyorlar. Bunun en canlı örneklerini Federal Meclis Başkanı ve NSW Eyalet
Başbakanı’nda gördük. Atılan bu erdemli adım, makamı ne olursa olsun kimseyi
koltuğunda bırakmıyor.
Hatırlanacağı gibi yakın zamanda Federal Parlamento Başkanı Bronwyn Bishop,
bulunduğu görev ve makamı dolayısıyla, kendine ayrılan ödeneği usulsüz
kullanması nedeniyle eleştirilere maruz kalmış ve yaptığının doğru olmadığını
itiraf etmişti. Başbakanın Finans Bakanlığı’na son 10 yıllık harcamaları
inceleme yetkisi vermesinin ardından Bishop, bu görevde daha fazla kalmaması
gerektiğine karar vererek Genel Vali’ye istifasını sunmuştu. NSW eski Başbakanı
Barry O’Farrell de, aldığı 3 bin dolarlık hediyeden dolayı istifa etmek zorunda
kalmıştı.
Bu birkaç hatırlatmadan sonra bir iki tane de yeni
örnek vermeye çalışalım. Çalışalım ki; ülkede seçmenin oylarını verdiği
kişilerden, yaptıkları hatalardan dolayı nasıl hesap sorduğu ve toplumun bunu
affetmediği hatırdan çıkarılmasın. Geçtiğimiz haftalarda, iki köpeğini makam
aracı ile yazlık evine gönderen Victoria Cezaevleri, Eğitim ve Beceriler Bakanı
Steve Herbert’ın istifası ile bu halkaya yenileri eklenmiş oldu. Daniel Andrews, hükümetinde son iki
yıl içerisinde görevinden istifa eden üçüncü bakan olan Steve Herbert,
köpeklerini bir semtteki evinden diğer evine, makamına tahsis edilen araç ve
şoförü ile yollaması ve bunun da vergi mükelleflerinin cebinden ödenmesinden
dolayı eleştirilere maruz kalmıştı. Bakanın, 192.80 dolarlık bu seyahat masrafı
siyasi hayatına mal oldu. Evet, 192,80 dolar. 200 dolar bile değil. Skandalın
ortaya çıkmasından sonra seçmenin ve muhalefetin baskısına ancak iki hafta
dayanabilen bakan, hatasını kabul edip görevinden istifa etmekle de yetinmedi,
bir sonraki eyalet seçimleri için de aday olmayacağını açıkladı.
Queensland Eyaleti Tarım Bakanı Leanne Donaldson ise iki hafta önce
belediyeye olan vergi borcu nedeniyle, kabineden istifa etti. Bakan evinin
bulunduğu Bundaberg Belediyesi’ne yaklaşık üç yıldır ödemesi gereken 8 bin
doları ödemediğinin ortaya çıkması üzerine görevinden istifa etmek zorunda
kaldı. Bakan Leanne Donaldson, ayrıca arabasının yıllık kayıt ödemesini de
zamanında ödememiş olduğunu, aracını bir müddet bu şekilde kullandığını
belirterek, geç fark ettiğini açıkladı.
Donaldson, istifası ile ilgili yaptığı dürüst açıklamasında, siyasette nadir
rastlanan şu ifadelere yer verdi: “Açıkçası, başbakanın hükümetin tüm üyeleri
için belirlediği yüksek standartları karşılamıyorum” diyerek, Başbakan
Annastacia Palaszczuk’a bakanlıktan istifa etme kararı hakkında bilgi verdiğini
söyledi.
Bir diğer örnekte Avrupa’dan. Maç izlemeye resmi
uçağıyla giden Fransa Başbakanı Manuel Valls, sert eleştirilerin ardından
pişman olduğunu söylemişti. Valls, şampiyonlar ligi finaline giderken iki
oğluyla birlikte başbakanlık uçağını kullanmış ve muhalefetin hedefi haline
gelmişti. Maunel Valls, Fransa’nın ev sahipliğinde düzenlenen ‘Euro 2016‘
hakkında görüşmeler yapmak üzere Münih’e gittiğinde ısrar etse de iki oğlunun
uçuş masraflarını ödeyeceğini açıklamıştı. Başbakanlık uçağını kullanmasından
ötürü pişmanlık duyduğunu söyleyen Valls, “Benzer bir durumda, aynı şeyi
tekrarlamayacağım. Herhangi bir belirsizlik ve şüphe kalmaması içinde iki
oğlumun yolculuk masrafları olan 2 bin 500 Euroyu da ödeyeceğim” demişti.
Bu istifaların büyük bir erdem olduğunu düşünüp,
makamını kaybetme kaygısından daha çok topluma karşı olan sorumluluk ve
siyasetin saygınlığına gölge düşürmeme açısından ele aldığımızda, takdire şayan
bir tablo olduğu herkes tarafından kabul görecektir.
‘‘Servet,
şöhret, güç ve kuvvetle elde edilen hâkimiyet gelip geçicidir; bâki olan, hak
ve adaletin hâkimiyetidir. Onun içindir ki, en büyük siyaset, hak ve adalet
taraftarlığında aranmalıdır. Maalesef, günümüzde insanların büyük bir bölümü,
günlük politika oyunlarını, kitlelerin aldatılıp iğfal edilmesini, iktidar ve
menfaat mücadelelerini ve bu uğurda bütün gayr-ı meşrûların meşrû
gösterilmesini siyaset telâkki etmektedir şeklinde yorumlayan asrımızın
müellifinin yine, “Kimileri için buluttan nem kapar derler onlara canım feda,
ya yağmur altında ıslanmayana ne demeli’’ sözünü hatırlayarak, yukarıda
verdiğimiz örnekler bir tarafa, yolsuzluklar girdabında bocalayan, kutu kutu
dolarları çalan, yakınlarına rakamları sıfırladın mı? diye soran günümüz
siyasetçilerinin toplum nezdinde ‘prim yapıyor’ görünmesi ne kadar üzücü.
‘Nasılsanız, öyle idare edilirseniz’ Hadisi Şerifi ne kadar da mânidar. z.polat@yepyeni.zamanaustralia.com.au