Bedirhan
Yusuf-shaber3
Hizmet Hareketi yeni bir oyun ile karşı karşıya.
Bu oyunun adı, yurt dışındakiler ile yurt içindekiler arasına nifak
sokma.
Bunun için ciddi çalışmalar ve algı operasyonları yapılmaya başladı.
Ve bazı noktalarda da başarılı olunuyor ne yazık ki.
Hizmet Hareketi, 170 ülkede olan ve aktif olan bir hareket.
1990’ların başından itibaren, hareketin içinde bulunan insanlar,
gönüllerinde olan sevgiyi dünya insanlarına anlatma adına başladıkları hicret
ile, bu gün Afrika’dan Sibirya’ya, Japonya’dan Amerika’ya kadar dünyanın her
yerinde okullar ve müesseseler açtılar.
Tabii bu hicret ve okul açma eylemlerinde, olmadık olaylar, çok zor şartlar
ve olumsuzluklarla da karşılaştılar.
Bunlar yıllarca yurt içinde yaşayan insanlar tarafından anlatıldı ve
yapılan fedakarlıklar dile getirildi.
Mesela Sibirya’da soğuktan kulağı düşen insanlar.
Mesela soğuktan korunma adına, battaniyelerden kendilerine içlik yapan
fedakar öğretmenler.
Mesela bir lokma sıcak ekmeğe hasret kalan insanların, Türkiye’ye
gidenlerin, “ne getirelim Türkiye’den” sorularına “ekmek” demeleri.
Aylarca maaş almadan bilmedikleri ülkelerde ailecek yaşam savaşı
vermeleri.
Aylarca bir odada durup, dışarıya bile çıkamayan fedakar ablaları.
Yılda bir kaç defa sıtma olmayı göze alarak gidilen ülkelerdeki abla ve
abileri.
Açlığın ve sefaletin diz boyu olduğu, hükümetlerin büyükelçi bile
yollamadığı ülkelerde okul açanlar.
İç savaşın yaşandığı, yerli halkın ülkelerinden ayrıldığı ülkelerde
kalarak, oraları terk etmeyen ve oralarda okullar açanlar.
İşte tüm bu fedakarlıkları yapan insanları, yurt içinde yaşayanlar hep
birer örnek olarak anlattılar yıllar boyunca.
Bu fedakarlıkları yapan kardeşlerine dualarıyla ve ellerinden geldiği
kadar maddi yardımlarıyla destek oldular.
Bugün devran değişti ve Hizmet Hareketi’nin çıktığı topraklarda,
hareketin insanları linç edilmeye ve adeta bir soykırıma uğramaya başladı.
Bugün hicret yaşayan ve garip olanlar, yurtdışında olanlardan daha çok,
Türkiye’de yaşayan Hizmet Hareketi mensupları oldu.
Kendi ülkelerinde garip, kendi ülkelerinde parya oldular.
İşte tam bu noktada, hareketi ve hareketteki insanları yok etme
çabasındaki zihniyet, bu harekette bulunan insanların arasın fitne tohumları
ekme arayışına girdiler.
Korkutarak, zulmederek, işkenceler ile davalarından vazgeçiremediler ve
bu nedenle yok edemedikleri hareketi, fitne ateşi ve ayrılık tohumları ile yok
etme yoluna girdiler.
Bunu da şu söylem üzerinden yapmaya çalışıyorlar.
“Siz burda zulümlere maruz kalırken, bedel öderken, yurtdışındakiler
rahat rahat yaşıyorlar ve sizi kaderinize terk ettiler.”
Bu söylem, asla kabul edilemeyecek ve doğru olmayan bir söylemdir.
Bu harekette olan her insan, bu gün Türkiye’de yaşanan zulümlere karşı
acı çekiyor ve acılarını hissediyor.
Yurt içinde yaşayan kardeşlerim şunu bilsinler ki,
Yurtdışında yaşayan kardeşlerinin, her anları onlarla.
Yurtdışında yaşayan kardeşleri, hep dualarında onları anıyorlar.
Yurtdışında yaşayan kardeşleri, onlara maddi ve manevi olarak yardım
etme adına projeler geliştiriyorlar, kafa yoruyor.
Yurtdışında yaşayan kardeşleri, zulüm altında olan kardeşlerinin
feryatlarını duyurma adına, yurtdışında koşturuyorlar.
Yurtdışında yaşayan kardeşleri, yapılan zulümleri, yapılan soykırımı
dünyaya duyurma, bu zulmü bitirme adına dertleniyor, projeler geliştirme adına
kafa patlatıyor.
Yurtdışında yaşayan kardeşleri, her an yüreklerinde zulüm altındaki
kardeşlerinin acılarını hissediyor ve gözyaşı döküyorlar.
Bu fitne şebekesi, bu fitneyi en üst perdeden yapmak için, şimdi de,
Hocaefendi’nin Türkiye’ye dönmesini ve bunun da bir civanmertlik olacağını dile
getirmeye başladılar.
Ahmet Taşgetiren üzerinden ekilmeye çalışılan bu fitne tohumlarında,
Hocaefendi’nin Türkiye’ye dönerek olmayan adalete teslim olmasını
dillendiriyorlar.
Hamile kadınları, ömrünün sonuna gelmiş insanları, burs verdi, kurban
verdi diye hapse atan zalimlere teslim olmasını isteyen bu fitne şebekesi, bunu
yapmasını da civanmertlik olarak sunmaya çalışıyor.
Bir mümin, bir zalimin işini kolaylaştırmaz.
Sonuna kadar mücadele eder.
Bu münafık anlayış, dün başka söylemlerle aynı tuzağa çekmeye
çalışıyordu.
Dün, bu hasret bitsin artık denilerek, Hocaefendi’yi Türkiye’ye davet
eden ve onu tutuklayıp zulmetmeyi planlayan münafık anlayış, bu gün,
civanmertlik yap ve gel adalete teslim ol diyerek ayrı bir münafık tuzağı
kurmaya çalışıyorlar.
Hizmet hareketinde olan tüm insanlar, bir imtihan ve elenme sürecinden
geçiyor.
Ve bu süreçte, herkes farklı farklı imtihanlarla sınanıyor.
Rabbim, kaldıramayacağımız imtihanlarla imtihan etmesin.
Rabbim, tez zamanda, bu zulme son versin.