Hizmet hareketine, “Yüksek insani değerler etrafında birleşmiş kişilerin
hareketi” der. Hizmetin içinde bulunan gönüllüler, kar amacı gütmeyen
kuruluşlar, sosyal yardım dernekleri (sadaka, zekat, kurban vs.), eğitim,
medya, sağlık kuruluşlarını, vakıflar, dernekler vs. gibi kanunların müsaade
ettiği kuruluşlarla yürütürler.Hizmetin hareket
felsefesi, imanı, ahlakı, kültürler ve dinler arası diyaloğu güçlendirmek,
gençleri topluma yararlı hale getirmek için eğitmek, başkalarının hukuklarına
saygılı kalarak meşru yollarla servet edinip muhtaçların yardımına el uzatmak,
barış için projeler üretmek, toplumdaki ifrat ve tefriti önlemek, demokrasinin,
din özgürlüğünün ve hoşgörünün gelişmesini sağlamaktır.
Okullarda bütün
kültürel faaliyetlerle etnik çatışmalara engel olarak, bilhassa kız çocuklarının eğitimine ciddi katkıda
bulunurlar. Hareket; gençliği her türlü şiddet, müstehcenlik ve her türlü
bağımlılıktan, eğitim, medya ve kültürel faaliyetlerle korumaktadır.Gönüllüler
hareketi mensupları, siyasi olmaktan daha ziyade inanç, ahlak, eğitim ve
diyalog üzerinde hassasiyet gösteren insanlardır. Onlar sosyal ve ekonomik
tarafı ağır basan, inziva yerine aktif olmayı, tebliğ kadar örnek model olmayı
da tercih eden, bunu başarmaya çalışan kişilerdirler.
Dinler ve
medeniyetler çalışmasına karşılık, mefkure birliği, toplumlar arası iletişimi
güçlendirme, kendileri hakkında çıkar ve menfaat düşünmeden daha ziyade yaşatma
ideali ile barış ve hoşgörüye, sevgi atmosferin oluşmasına önem verirler.Hareketin diyalog
anlayışı; herkesi kendi konumunda inancıyla, kültürüyle kabul etme, hoş görme
ve saygı duyma üzerine kuruludur. Bir araya gelip tanışma, kaynaşma yoluyla
önyargıların, yanlış anlamaların, korku nefret ve öfkenin dağılmasının
sağlanacağına inanırlar. Bunların başarıyla yapılmasının, ortak amaç olan
huzura, güvene işbirliğine adım atmayı temin edeceğini, bunun da dünya sulhunun
vesilesi olacağını düşünürler.
Bu yolda ilk çağrı
Türkiye Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı vesilesiyle 1988’de yapılmıştır. 2004
yılından beri faal olan Abant platformu, bu hedefe yürüyüşün canlı bir numunesi
olarak, her türlü fikirden anlayıştan gazeteci, yazar, entelektüel,
akademisyenlerin buluştuğu, gerçekleştirdiği ilk platformdur.Hareketin
karşıtları (muhalifleri) ileri sürdüğü iddialar,
1-Hizmet
hareketinin orduya, polis teşkilatına, hükümet organlarına sızarak, şeriatın
hakim olduğu bir devlete çevirme planı olduğu,2- Hareketin
hiyerarşik bir yapısı ve organizasyonu olmadığı için tam şeffaf olmadığı,3-Hareketin bir
tarikat olup insanların beynini yıkadığı,4-Gülen’in başka mihrakların,
CIA, Çin ajanı, Suudi Arabistan’ın adamı, hatta gizli bir kardinal (Hristiyan
din adamı) olduğu şeklinde özetlenebilir.
Bu iddialar
ideolojik ve korku kökenlidir. Bugüne kadar bunlar iddiadan öteye gidememiş,
hiçbir delil bulunamamış ve ispatlanmamıştır, ispatlanamayacaktır da.Bugüne kadar bir
üniversite çevresinde öğrenci kardeşliği üzerine, ortaklaşa kurulan, kimseye
zararı olmayan harekete gönül veren gençlerin kaldığı evlere hiçbir delile
dayanmayan “örgüt evleri” ithamı yapılmıştır.
Türkiye’de gücü
ellerinde tutanlar, durumlarını devam ettiriyor olsalar bile, hukukun tecelli
etmesi halinde durumlar her halukarda değişebilir. Adil yargı, açığa çıkan
gerçeklerden dolayı bazılarının ellerinde tuttuğu gücü kırabilir.