[TARIK TOROS-TR724.COM]
Bilinen öyküdür. Peygamber
efendimizin sözlerini toplayan bir hadis âlimi, bu uğurda uzun zahmetli
yolculuklar yapar. Bir gün, bir çiftçinin birkaç cümle hadis bildiği haberini
alır. İlk ağızdan öğrenip kayda geçmek için yollara düşer. Günler sonra kaynak
olacak kişinin köyüne ulaşır. Sorup soruşturur. Tarlada derler, oraya yönelir.
Yaklaşırken şunu gözlemler. Çiftçi, tarlasını sürmektedir. Elinde bir tutam ot,
ucundan gösterir gibi yapıp hayvanı bununla oyalayıp çekiştirmektedir. Hadis
âlimi, gerisin geriye döner. “Bu adam hayvanlarını kandırıyor, rivayet
edeceği hadis sıhhatli olmaz” der.
HAYVANI ALDATAN HERKESİ ALDATIR
Tecavüzcü, ahlak dersi veremez.
Hırsızın sözüne güvenilmez. Faşistten demokrat çıkmaz. Tetikçiden gazeteci
olmaz. Bugün, egemenlerin istediği yönde konuşan, yaltaklanan, hakkın hukukun
kıyısından geçmeyen, asla o tellere basmayanların bundan sonra keseceği ahkâmın
ne kıymeti olacak! Hangi âlimin hangi lafına nasıl itimat edeceksiniz!
Tarihçi Profesör Erhan Afyoncu
mesela, son dönem muktedirlerin öyle beğenisini kazandı ki, tarihi Kuleli
Askeri Lisesi binasına yerleşen Milli Savunma Üniversitesi’ne rektör oldu.
Yakın zamanda Sabah’ta çıkan makalesinin başlığı şuydu: “Başkan seçemediğimizden
birçok Türk devleti yıkıldı”
ÂLEMİ KÖR, MİLLETİ SERSEM Mİ SANIRSIN
Ülkede hemen her kötülüğün kaynağı
bulundu. Niye? Geçmişte bu yapı, bu iktidarla işbirliği yaptı, kadroları
paylaştı diye. Peki arkadaş, bu koalisyonun bir tarafını yerin dibine batırıyorsun
tamam da, öbür tarafına niye tek laf etmiyorsun!
Açayım. Doğan Grubu, kesilen
milyarlarca liralık vergi cezasının faturasını dört müfettiş üzerinden Cemaat’e
kesti. Yazarları ağız birliği etmiş, mangalda kül bırakmıyorlar. Yahu, hırsızın
hiç mi kabahati yok! O dönem hemen her gün kürsülerden sizi hedef
gösteren, her konuşmasında tir tir titrediğiniz kişinin hiç mi dahli yok. Her
şeyi dört müfettiş mi yaptı? Yani, masa başında size kumpas kurdular,
ülkede reklam piyasasının yüzde 60’ını kontrol eden medyası dahil koca
şirketler grubuna milyarlarca liralık ceza kestiler, öyle mi? Alemi kör,
milleti sersem mi sanıyorsunuz! Hoş, milletin sersemlediği yalan değil yani.
O DAMAT YİNE O UÇAKTAYDI!
Yıllardır Ankara’ya yaranmak için
yapmadığınız kalmadı. Temsilcileriniz Beyefendi’nin uçağında sıraya girmiş
halde. Forslu makam aracı, naklen yayın aracının kadrajına girer girmez
TV’leriniz hazırola geçiyor, bağımsızlıktan, özgür yayıncılıktan
bahsediyorsunuz. Damadınızın nasıl biat ettiğini sayfa sayfa okuduk. Yüzünüz
bile kızarmıyor çünkü, aynı damat Başbakan’ın son Rusya seyahatinde
uçağın baş konuklarındandı.
BİRLİKTE ALÇALIYORLAR
Türkiye’nin şu günleri, nasıl
iktidarı bitirip tüm mazeretlerini çöpe attıysa… Diğer oyuncuları ve tribünleri
de itibarsızlaştırdı. İşin içinde kasıt olduğundan, ileride sığınacakları
bahanenin çok manası yok. Debelenip dursunlar. Şundan emin olun, çırpındıkça
batışları hızlanıyor, birlikte alçalıyorlar, alçaklıkta yarışıyorlar. Üzüldüğüm,
olan ülkeye oluyor. Geçen zaman, katlanarak restorasyon sürecine ekleniyor.
Bizim nesil ve öncekiler heba oldu, çocuklarımız treni kaçırıyor.
***
Farkında mısınız, hep aynı teranenin
etrafında dönüp duruyoruz. Şu ara yegane gerçek var, ZULÜM…! Az arkanıza
yaslanın, cezaevinden mektup var, birlikte bakalım, ne diyor:
BU YAŞTAN SONRA ÇOK ZORUMA GİDİYOR
Selâmün aleyküm değerli kardeşlerim
ve çile arkadaşlarım. Ben 4 aydır cezaevindeyim. Burs vermek ve yardımda
bulunmak yüzünden. Varsın böyle suçlasınlar. Elhamdülillah alnımız ak. Fiziki
olarak işkence yok ama üst aramada af edersiniz iç çamaşırımıza kadar
bakıyorlar.
Yaşım 42 ve bu çok zoruma gidiyor bu
yaştan sonra. Psikolojik olarak çok üstümüze geliyorlar. Sürekli koğuş
aramaları yapılıyor ve 15 gardiyan 5 askerle gelip her şeyi inceliyorlar.
Suyumuz günde iki kere birer saat akıyor o kadar. Sıcak su desen haftada iki
kere ve 10 kişilik yerde 26 kişiyiz. Yerlerde sarılarak yatıyoruz. Duvarlar
rutubet, dökülmüş.
Soğuk ama yüreğim yangın yeri,
hepimizi ısıtmaya fazlasıyla yetiyor. Bir tane tuvalet var ama olsun Rabbim
öyle bir yardım ediyor ki WC ihtiyacımız neredeyse gelmiyor. Şartlar ne
kadar zor olursa olsun her gün Efendimizi (sas) görmek nasip oluyor,
milyarlarca versek göremeyiz.
Ülkem yangın yeri, kendi halimize
ülkemize mi diğer insanlara mı üzüleceğimizi bilmiyoruz. Sürekli yeni üzüntüler
ekleniyor. Bu şartlarda olmamıza rağmen inanın kendimizden çok diğer insanlara
ve ülkemize üzülüyoruz. Evet, özgürlüğümüze göz diktiler, aldılar elimizden.
Şimdi de canımıza göz diktiler, varsın diksinler. Ölüm bile tebessüm bizim
için.
Bugünler geçecek, buna inanıyoruz.
Üzülmeyin sakın, özgürlüğün ve birbirinizin kıymetini bilin. Lütfen kimseyi
asla üzmeyin. Her şey boş, hayat yalan. Hayatı yeni öğrendik. 42 sene boş
yaşamışım. Burada her türlü insan var. Genç, yaşlı, hasta, kanser… Lütfen dua
edin. Çok dua edin, burada kanser olan bir arkadaşımız var, yüzde 75 engelli
arkadaşımız var.
Vicdanlara sesleniyorum, o kadar
ölmüş vicdanların arasında, ölmeyen diri kalan vicdanlara…