Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrei Karlov’un Çevik Kuvvet Polisi Mevlüt
Mert Altıntaş tarafından suikastle katledilmesine ilişkin Hizmet Hareketine
yönelik kara propagandaya tepki geldi. Fethullah Gülen, avukatları aracılığıyla
yaptığı ikinci bir açıklamayla, ‘menfur ve haince suikast’ ifadelerini
kullanarak Karlov’un katledilmesi bir kez daha lanetledi.
KARA PROPAGANDA VE İFTİRALARI ŞİDDETLE REDDEDİYORUZ
Saldırının iki ülke ve halklarını karşı karşıya getirme amaçlı açık bir
terör eylemi olduğunu söylenen açıklamada, “Bu korkunç ve hain terör
eylemi üzerine bazı siyasiler, bazı sözde medya mensupları ve bir kısım sosyal
medya kullanıcıları kara propaganda kampanyası başlatmış ve aşağılık bir
şekilde terör eylemini Sayın Gülen ve Hizmet Hareketi mensupları ile
ilişkilendirmeye çalışmaktadır. Bu iftiraları şiddetle reddediyor ve dünya
kamuoyu önünde: bu terör eyleminin yardımcıları, planlayıcıları ve
azmettiricilerinin kim ya da kimler olduğunun adil, tarafsız ve objektif bir
soruşturma neticesinde tespit edilerek, tüm sorumlularının hukuk nezdinde
cezalandırılması çağrısını yapıyoruz.” denildi.
Saldırganın ve terör eyleminin tüm yönleriyle ortaya çıkartılması,
mesleğe alınma sürecinde kimlerin referans olduğu ve eylem öncesinde de
kimlerle irtibatlı olduğu ile ilgili tüm bilgiler kamuoyuna açıklanması
gerektiği vurgulandı.
Açıklamanın
tam metni şöyle:
Dün (19.12.2016) akşam saatlerinde, Rusya Federasyonu Ankara
Büyükelçisi’nin menfur ve haince bir suikast sonucunda hayatını kaybetmesini en
net şekilde lanetliyor, Büyükelçi Andrei Karlov’un acılı ailesine, Rusya
Federasyonu’na ve Rus halkına taziyelerimizi sunuyoruz.
Şunu net bir şekilde ifade edelim ki, bu saldırı iki ülke ve halklarını
karşı karşıya getirmeyi amaçlayan açık bir terör eylemidir.
Bu korkunç ve hain terör eylemi üzerine bazı siyasiler, bazı sözde medya
mensupları ve bir kısım sosyal medya kullanıcıları kara propaganda kampanyası
başlatmış ve aşağılık bir şekilde terör eylemini Sayın Gülen ve Hizmet Hareketi
mensupları ile ilişkilendirmeye çalışmaktadır.
Bu iftiraları şiddetle reddediyor ve dünya kamuoyu önünde: bu terör
eyleminin yardımcıları, planlayıcıları ve azmettiricilerinin kim ya da kimler
olduğunun adil, tarafsız ve objektif bir soruşturma neticesinde tespit
edilerek, tüm sorumlularının hukuk nezdinde cezalandırılması çağrısını
yapıyoruz.
Saldırganın ve terör eyleminin tüm yönleriyle ortaya çıkartılması için
de; polislerin sürüldüğü, ihraç edildiği ve tutuklandığı süreçte hakkında ne
tür işlemler yapıldığı, mesleğe alınma sürecinde kimlerin referans olduğu ve
eylem öncesinde de kimlerle irtibatlı olduğu ile ilgili tüm bilgiler kamuoyuna
açıklanmalıdır.
Yapılan hukuk dışı fişlemelerle tam bir cadı avı yapılarak, basit
nedenlerle 100.000 kişinin üzerinde kamu görevlisi ihraç edilmişken, halen
görevde olan biri üzerinden mesnetsiz iddialarla Hizmet Hareketinin suçlu
gösterilmeye çalışılması, her zaman olduğu gibi suçu başkalarının üzerine atma
gayretinden başka bir şey değildir. Temennimiz, iftira atmak yerine Devlet olma
ciddiyetinin gereği olarak en kısa sürede bu menfur saldırının arkasındakilerin
tespit edilmesidir.