Alman filozof
Friedrich Nietzsche der ki, “Bir kere yanlış trene bindiyseniz koridoru
kullanarak ters tarafa doğru yürümeyin, hiçbir faydası yoktur.”
Patlamalarda, insan
kayıplarında Ortadoğu’yla yarışıyoruz. Kabaca son bir yıla baktım, İstanbul
Bağdat’ı geçti. Bakmayın açıklamalara, tepkilere, yayın yasaklarına, ertesi
sabah çok noktada operasyonlara… Siyasal iktidar, terörü çözmek
istemiyor. İstese, şehirlere bombalar yığılmaz, terörist diye hemen
her gün yüzlerce ihtiyar, ev kadını veya kendi halinde esnaf tutuklanmazdı. “Terörle
mücadele kıyamete kadar sürecek”, “OHAL için belki 12 ay da yetmeyecek”diyen
iktidarın terörü çözmek gibi bir amacı yoktur. Bilakis, bunun aksini düşünen
hatalı bir analiz yapmamış olur.
Anayasa
değişiyormuş. Egemenler, sadece ve sadece pozisyonlarını resmileştirmek
için değişiklik yapıyor, öteki boş tartışma. Mülkiyet hakkı, fikir
hürriyeti, yargı bağımsızlığı, basın özgürlüğü vesaire, hepsi yerli yerinde
duruyor. Lakin uygulama sıfır.
İnsan Hakları
Evrensel Bildirisi, 30 maddedir. 1948’de BM Genel Kurulu’nda imzalanmış.
Türkiye’yi de bağlıyor. Üşenmeyip baktım, maddeleri tek tek okudum. Bugünkü
Türkiye, tüm maddeleri ihlal ediyor, tümünü. Bana itimat etmiyorsanız,
internetten açıp bakın, sonra yüzüme çarpın. Hali hazırda uyguladığımız tek
madde yok. Bunun Türkçesi şu; Devlet, insanlarının hakkını hiçe sayıyor, onlara
zulmediyor. Neyi tartışıyoruz!
Gün geçmiyor ki,
ülke hakkında kafa yoran, içi sızlayan aydınlar birer birer kalemini asmasın.
Umutsuzluğu, kötümserliği körükleyen her şeye rağmen düşüncelerimizi yazıp
asacağız buraya. İster dilek ağacı deyin, ister okyanusa atılan şişe
içindeki mesaj… Günü gelip sahili selamete ulaşacak ona eminim.
Şimdi mazlum
mesajları:
GELMESEYDİN
KARINI TUTUKLARDIK!
Merhaba; çok önemli
değil ama ben de bizim başımıza geleni sizinle paylaşmak istiyorum. Afrika’da
Türk okulunda çalısıyorduk. Hastanelerin elverişsiz olmasından dolayı Mayıs
ayında ben doğum için 3 yaşındaki oğlumla beraber Türkiye’ye geldik. Temmuz
ayında doğum yaptım ve hemen oğluma pasaport çıkarıp kocamın yanına dönmek
istedim. Ama babası olmayınca pasaport çıkartamadım. Geldiğimiz ülkenin
elçiliği de belge vermedi. Eşim üç-dört defa farklı zamanlarda müracaat ettiği
halde her defasında “sistem bozuk” dediler.
Ne yapalım diye
düşünürken eşim gelmeye karar verdi. Eşimin gazetelerde ismi çıkmıştı. Ağustos
ayında giriş yaptığı sırada gözaltına alındı. Bir hafta gözaltında kaldı. Afrika’da
yaşadığımız için ortam iyi olmadığında kolaylıkla sıtma hastalığına
yakalanabiliyoruz. Eşim gözaltında sıtma oldu. Çok şükür hastaneye götürdüler.
Bir hafta sonra tutuklandı. Öğretmenlik yaptığı için ve çıkan yalan haberden
dolayı. Şimdi Silivri’de. “Sorgu sırasında çok şükür darp filan olmadı” dedi
eşim. Ama, “Eğer Türkiye’ye gelmeseydin karını tutuklardık” tarzında
konuşmuşlar.
Eşim hep “geldiğim
iyi oldu, siz ne yapardınız” diyor. Şimdi çok şükür on beş günde bir arıyor
beni. Eğer beni de tutuklarlarsa diye gidemedim görmeye. Dört aylık bebek ve
3,5 yaşında oğlum n’aparlar bensiz. Eşim “gelme” dedi, bekliyoruz. Nasip her
şey, biz buna inandık. Türkiye iyiyken Afrika’da yaşadık, şimdi yurt dışı
Türkiye’ye göre iyi, biz ise Türkiye’de kalmak zorunda kaldık. Avukat tuttuk
işleri o takip etsin diye. Ben köyde annemlerleyim, bir şey yapamıyorum. Geçen
ay eşim yine sıtma olmuş, ilaç istedi götürdüler, kabul etmediler. “Afrika’dan
rapor tarzı kâğıt göndersinler” demişler. Hazırlattı oradaki arkadaşlar, yine kabul
etmediler. Önceden gözaltındayken kullandığı ilaçlardan kalmış, onları içmiş.
Dua edin yine sıtma olmasın. Biz KHK mağduru değiliz ama sürecin bir mağduru da
biz olduk. Ailem yaşam biçimimize karşı olsa da bana sahip çıktı. Ne kötü
durumda olanlar var. Rabbim herkesin yardımcısı olsun.
KISA KISA…
*Mazlum
hikayelerinizi takip ediyorum. Allah razı olsun. Ben de bu süreçte ihraç
edildim. Eşim evi terk etti. O kadar vahşileşti insanlar. Sesimiz olduğunuz
için teşekkürler.
*İki abim, birisi
öğretmen, diğeri araştırma görevlisi. Önce acığa alındılar, sonra ihraç
edildiler. Neyle suçlandıkları ya da sorguları alınmadı. Sağlık sigortaları
bile iptal oldu. Bir ümit emekliliklerinin kabul edilmesini bekliyoruz.