AVUSTRAMYA’YA göç ettiğimde alışmam zaman alsa da
gerçekten harika bir ülkede yaşıyorum. Eğer çok yüksek katlı binalarda
oturmuyorsanız, şehrin içinde bile uçan hamam böcekleri, huntsman örümcekleri,
possumları, uçan tilkileri, rengarenk papağanları her gün görüyorsunuz. Her gün
başka bir sürprizle karşılaşıyorum!
İşte size Avustralya’nın gezi rehberi…
Ben, gezdiğim ülke sayısı, daha önce doğup büyüdüğüm ülkeden farklı bir yerde
yaşama deneyimim olması nedeniyle bu göçmenlik sürecini kolay atlatan şanslı
insanlardanım. Seyahat deneyiminin, bir yere adapte olmada en büyük kriter
olduğuna inanıyorum.1000 lira maaşla kiramı bile ailem öderken, her gün
söyleneceğim bir işe gidip, kalan tüm paramı hafta sonu bir eğlence mekânında
bırakabilirdim. Ama ama insanın şalterleri atar, son damla taşar, sabır taşı
çatlar ya, benimkilerin hepsi aynı zaman denk geldi ve Avustralya’ya gittim.
BASİT BİR PİLAV YAPMANIN
ÇOK FARKLI ÇEŞİTLERİ
Avustralya’da yarım gün bile çalışan herkes hayatını geçindirecek maaşı
alıyor. Herkesin tek derdi eğlenmek. Biri birini öldürünce tüm yıl o
konuşuluyor çünkü birinin başka bir kişinin yaşam hakkını elinden alması
olağanüstü bir olay…Avustralya bana, yeni yıl gibi herkesin kutladığını
düşündüğümüz bir günün bile aslında toplumun bir çok kesimi tarafından yeni yıl
kabul edilmediğini gösteren, basit bir pilavı bile yapmanın bir çok yolu
olduğunu öğreten bir ülke.
TEK HAYAL, BAŞKASININ
HAYATINA SAYGI
Neden-sonuç, etki-tepki döngüsü ile de herkes mutlu ve huzurlu. İnsanlar
sokakta gördüğü, karşılaştığı herkese gülüp, hal hatır soruyor, ayrımcılık yok,
gelir uçurumları ve dolayısıyla da tek hayali başkasının hayatını yaşamak olan
insanlar bulunmuyor.Alışagelmiş aktif bir günlük hayat yaşanıyor. Ebeveynler, her hafta sonunu
çocuklarına bir şeyler öğretmek için harcıyor, tüm nesil spor yaparak büyüyor,
çocuklar okurken paralarını kazanıp sorumluluk alma konusunda teşvik ediliyor.
Düzen insanları okurken bile ailesine muhtaç olmayacakları şekilde işliyor. Üç
yaşında sorumluluk aldırmaya başlanan çocuklar, kendi hayatlarını erkenden
kurmayı öğreniyor.
8 YAŞINDA MASAYI YAPMA
10 YAŞINDA BULAŞIK YIKAMA
Sekiz yaşında masayı yapmaya yardımcı olan, on yaşında bulaşıkları yıkayan,
on beş yaşında kardeşini okuldan alan çocuk, büyüdüğünde evdeki iş paylaşımı
yadırgamıyor.Avustralya’da, ev kiraları haftalık 400-450 dolardan başlıyor
fakat bu rakamları Türkiye’de kazanılan paralarla karşılaştırıp, ‘Avustralya
çok pahalı!’ demek büyük bir hata olur. Türkiye’de hiçbir zaman yarım zamanlı
çalışırken, ayrı eve çıkıp, okul masraflarını karşılayacak bir maaş
kazanamazsınız.Avustralya’da çalışırken, geçiminizi sağlayacak ücret garantiniz bulunuyor.
Kısacası siz yeter ki isteyin, işi her yerde bulabiliyorsunuz. Tabi başka bir
ülkede sıfırdan başlarken, mutlu olmak istiyorsanız ‘koskoca mühendisim,
garsonluk yapıyorum!’ gibi egolarınızı arkanızda bırakmanızda yarar
var.Sokaklar daha önce ismini bile duymadığınız canlılarla dolu. Eğer çok yüksek
katlı binalarda oturmuyorsanız, şehrin içinde bile uçan hamam böcekleri,
huntsman örümcekleri, possumları, uçan tilkileri, rengarenk papağanları her gün
görüyorsunuz.Kangurular sokaklarda cirit atmıyor ama en yakın bir saat
mesafedeki bir parka gidince onları da görüyorsunuz. Tehlikeli ölümcül canlılar
tamamen devlet kontrolünde olduğu için korkulacak bir durum bulunmuyor.
BU KADAR GÜZELLİĞİ KÖTÜLEYEN DA VAR
Tabi bu kadar güzel özelliğin yanında Avustralya’nın kötüleyen, alışamayan
ve ülkesini özlediği için her gün söylenen, evden işe gidip robotlaştığını
söyleyen, çevresi olmadığı için gidelecek bir yer olmadığını iddia eden bir çok
insanla da karşılaşabilirsiniz. Bana kalırsa bu durumun kazanılan parayla ya da
bulunduğunuz yerle bir ilgisi yok. O yüzden her hangi bir ülkede yaşayan insanlardan, her hangi bir yere
yerleşip yerleşmeme konusunda fikir alırken, insanların yaşam şekline dikkat
edilmelidir. Her şeyi bırakıp başka bir ülkeye taşınma konusu kolay da ‘değer
mi?’nin cevabı beklentiniz ve seyahat deneyiminize göre değişecektir. Munise Nilay KAHYAOĞLU / www.evdenuzakta.net