[ERHAN BAŞYURT-TR724.COM]
Başkanlık sistemine geçişi düzenleyen Anayasa değişikliğinin 18 maddesi Meclis’te ilk tur oylamadan başarıyla geçti.
AKP ve MHP koalisyonu 340 ve üzeri oy seviyesiyle, ‘fire’ beklentilerini boşa çıkardı.İkinci tur oylamalarda da bu oy sayısı korunursa, Nisan ayında referanduma gidilecek.Kasım 2019’da da genel seçimlerle birlikte ilk başkanlık seçimi gerçekleşecek.
***
Bu süreç, parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçiş olacak.Ancak çıkacak düzenlemelerin içeriği nedeniyle, aynı zamanda ileri demokrasiden otoriter rejime geçiş anlamına gelecek.‘Siyasal İslamcı’ bir anlayışla rejimin seküler yapısının değiştirilmesi mümkün ama şart değil.‘Militan seküler’ bir anlayışın artık rafa kalkacağından şüphe yok.Türkiye’de uzun yıllardır uygulandığı gibi ‘devletin dinin üzerindeki kontrolü’ bu kez siyasal İslamcı bir bakışla devam edecek, Anglo Sakson tarzı ideal bir sekülerleşme yine söz konusu olmayacak.
***
Bir ülkenin ileri demokrasi ile yönetilebilmesi için başkanlık sistemi veya parlamenter sistem olması önemli değil.Kuvvetler ayrılığı, kuvvetler arası denge ve kontrol mekanizması, denetim ve hesap sorulabilirlik, şeffaflık ve hukukun üstünlüğüdür önemli olan…Meclis’te ilk turu geçen başkanlık sistemi maddeleri maalesef bu özellikleri içermiyor.‘Tek adam’ yönetimi oluşturuyor. Sadece yürütmeyi değil, yasama ve yargıyı da ‘başkan’ın emrine ve eline veriyor.
***
İkinci turda bir düzeltme mümkün müdür? Kutuplaşmaya ve Meclis’teki yüksek tansiyona bakılırsa, ‘hayır’…Hükümetin kurulması için Meclis’in güvenoyu ve bütçeye Meclis onayı şart olmalı.Başkan’ın tek başına yasa çıkarma hakkı kaldırılmalı.Vekiller güçlendirilmeli, dar bölge seçim sistemiyle ve barajsız seçilebilmeli.Yüksek yargının hiç değilse üçte biri siyasi etkiden uzak, Yargıtay üyeleri arasından belirlenmeli.HSYK, siyasi denetimin dışına çıkarılmalı, bağımsız ve tarafsız bir yapıya dönüştürülmeli.Yüksek bürokrasi atamalarında, Meclis’in ilgili komisyonlarının rızası ön şart olmalı.Başkanın veto ettiği yasa, ikinci kez basit çoğunlukla onaylandığında otomatik olarak yürürlüğe girmeli.Başkanın kararname çıkarma hakkı olacaksa, ilk bir aylık yasama sürecinde Meclis’in üçte iki çoğunluğun onayını alması şart olmalı…
***
Bu saatten sonra, bu değişikliklerin hiçbirinin çoğunluğu elinde bulunduran iktidarın rızasıyla olması mümkün gözükmüyor.Halk, zaten paketin neler içerdiğinden, nasıl bir istikrarsızlık riski taşıdığından, özgürlük alanlarının nasıl keyfi kısıtlanacağından çok büyük oranda habersiz.Muhalefet, özgür medya kapatıldığı ve aydınlar susturulduğu için sesini duyuramıyor.İktidar da olanca gücüyle, sabahlara kadar Meclis’i çalıştırıp bu kadar hayati bir değişikliği oldu-bittiye getirmeye çabalıyor.
***
Muhalefetin önünde fazla bir alternatif yok.Meclis’ten çekilip, bir oldu-bitti gerçekleşmeden Meclis’i erken seçime götürebilirler.Meclis’te oylamayı ‘daha uzun düşünerek’ barışçı bir şekilde uzatıp, halkın değişiklik paketinin anti demokratik içeriğini daha çok anlaması için gayret sarf edebilirler.Gizli oyunu açıktan kullanıp anayasayı ihlal eden iktidar vekillerinin aksine, her bir muhalif vekil yasal hakkını kullanıp en az 1 saat oy kabininde düşünerek gizli oyunu kullansa, 18 maddenin ikinci tur oylaması en az 3 ay sürer.
***
Muhalefet, engel olamadığı bir süreçte, erken seçime gitmeyi doğru bir tercih olarak görmüyorsa, en azından sistem ve rejim değişikliğinin bir oldu-bittiyle gerçekleşmesini, yasal ve barışçıl yollardan engelleyebilir.Kamuoyu bu süreçte doğru bilgilendirilirse, tek kişinin otoriter yönetime karşı yaygın şekilde bilinçlendirilir ve pakete karşı desteği kazanılır.Yangından mal kaçırırcasına bir sistem değişikliği gerçekleştirilmesi engellenmiş olur ve çoğunluğun baskıcı dayatmacılığı yerine, iktidar da uzlaşmayı tercih etmek zorunda kalır.Mesele parlamenter sistemde kalmak ya da başkanlık sistemine geçmek değil, mesele ileri demokratik ilkelerle yönetilmek, evrensel ortak değerler ve özgürlükleri korumaktır.Mesele, denge ve denetim sistemine sahip kuvvetler ayrılığı ilkesi ve hukukun üstünlüğünü sürdürmektir.