Hatice teyze ve Halil amca.. 80’e merdiven dayamış iki insana yapılan zulmü
birinci ağızdan aktarıyoruz…
Hatice teyze ve Halil amca uzun süredir tanıdığım insanlar. Halil amca, İzmir’de yıllarca Diyanet’te Kur’an Kursu hocalığı ve cami imamlığı yapıp emekli oldu. Şimdi 78 yaşında.Başlarına gelenleri duyduktan sonra kapılarını çaldım. Hatice teyzenin gözyaşları bir an olsun dinmeden anlattıklarını, birinci ağızdan yazıyorum. Zulmün, çocukları olmayan, dünyadan elini ayağın çekmiş, beli bükülmüş yaşlılara bile yaptıklarını görün diye.
HATİCE TEYZE VE HALİL AMCANIN HİKAYESİ
Bir cuma günü evinden çıkıp cuma namazına gitti. Fakat camide bile boş durmayan kendini bilmez birileri eşimi namaz esnasında şikayet ediyor ve polis hemen geliyor. Maalesef camiden alıp götürdüler ve yaklaşık bir hafta gözaltında kaldıktan sonra tutukladılar.Çocuğumuz olmadığı için eşimi ziyarete bir yeğenimin refaketinde gittim. Çantasını hazırladım ve yola düştük. Yeğenimi görüşmeye almadılar, sadece ben görüşmeye girdim.
6 YIL ÖNCEKİ BİR ZAMAN GAZETESİ İÇİN HÜCREYE ATTILAR!..
Hapishanedeki görevliler çantayı açınca elbiselerin altında nemi alsın diye koyduğum evdeki bir parça gazeteyi görüyorlar. Üzerinde ZAMAN yazıyor. Bir anda delirmiş gibi “Bu gazete yüzünden binlercesi içerde yatıyor bilmiyor musun? Nasıl sokarsın bu gazeteyi içeri?” diye bağırmaya başlıyorlar. O da: “Bu kadın 70’ine merdiven dayamış yaşlı biri. Kasıtlı yapılmış birşey değil ne bilsin diyor. Hem bu gazete eski bakın 6 yıl önceki çıkmış bir sayfa diyor.”
Ama nafile,savcı emriyle alın atın içeri 3 saat aklı başına gelsin diyorlar ve kapalı bir hücreye tek başına bırakıyorlar.
Ben görüşten çıktım onu bekledim. Üzülmeyeyim diye neler olduğunu o gün bana söylemedi bile.
Hoca, 3 katlı evimizi “Feza Vakfı”na kaydı hayat şartıyla bağışlıyorum diye bir dilekçe vermişti. Vakfa atanan kayyimlar evimize el koydular ve beni kira bedelini vermezsem evden çıkaracaklarını söylediler. Eşimin başına gelenlerden daha ağır geldi bu yaşadıklarım.
Görüşten döndükten sonra bir gün Ankara’dan emirle geldiklerini söyleyen birkaç kişi kapımı çaldı. Her biri bir yana dağılıp evimi ölçmeye başladılar. Sonra kapımın kilit göbeğini değiştirdiler. Bana da “750 tl aylık kira vereceksin” dediler. Üstelik beş aylık geriye dönük kira da istediler.”Yapmayın evladım ben 500’er yüz TL alıyorum aşağıdaki iki kiracımdam.1600 tl emeklisi var hocanın 750 kiraya verirsek nasıl yaşayacağız” dedim.
Bana “Bundan sonra devlet yesin bu paraları daha hayırlı olur” dediler alay edercesine. Adeta kanım dondu. Kimsem yok bir Rabbim var ona derdimi açtım: “Allahım dedim yapılan zulmü görüyorsun sana havale ediyorum”
Günler geçti, yine ziyaret günü geldi. Cezaevinin yolunu tuttum. Havalar soğudu, Hoca yaşlı, kışlık bir şeyler götürdüm. Görevliler almadı. “Oğlum bu adam hasta, yaşlı, üşür, soğuktur” dedim.
Aldığım cevap: “Donarsa donsun bize ne”
Hocaya evimizin ve benim başıma gelenleri anlattım, ağladı. Sonra “üzülme” diyerek beni teselli etti. Hoca çok zayıflamış, gözleri iyice küçülmüş hasta durumda. Bana “yeryüzünün cehennemi” hapishanelerdir dedi. Kendi işini yapamaz halde. Ama sağ olsun koğuştaki arkadaşları yardımcı oluyormuş.Bundan 4 yıl önce kalça kemiği kırılmıştı eklemden. Aylar sonra yürüyebildi ancak. Şu an bastonsuz zor yürüyebiliyor. Kapımızı bir tane çalanımız yok.Herkes korkuyor sokağımıza bile girmiyor. En yakın akrabalarımız bile sebepsiz yere insanların cezaevine atıldığını, zor yürüyen yaşlı bir hocayı bile alıyorlarsa kendilerini de alabileceklerini düşünüp, kapımıza uğramıyor.
Şimdi soruyorum evladım!
80 yaşındaki hasta bir ihtiyardan nasıl terörist olur? Neyinden korkuyorlar? Hem bir insan 78 yaşından sonra mı terörist olur? Bu zulmü yapanlar insan mı?
Sadece dua ediyorum. Elimden birşey gelmiyor. Allahım sana havale ediyorum diyorum. Islah eyle bu insanları diyorum. Sesimizi bir duyan olsa kullarından diyorum.