11.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yakınlığıyla bilinen Fehmi Koru, kişisel web
sayfasında AKP’lilerin bulunduğu ortamlarda “hayır”ın önde olduğunu
yazdı.
Fehmi Koru, “Dün gece bir yakınım
anlattı: Benzer düşünceye sahip insanların bulunduğu bir ortamda,
buluşmalarının sonuna doğru, içlerinden birinin teklifi üzerine, aralarında
referandum anketi düzenlemişler. Açık oyla yapılan anket 9-6 sonucunu vermiş…
Hayır: 9… Evet: 6… AK Partililerden oluşan bir ortamda alınan sonuç bu.” ifadeleriyle
başladığı yazıyı şöyle bitirdi:
“Sosyoloji
ve psikoloji alanında son zamanlarda tepe tepe kullanılan bir kavram var.
İngilizcesi ‘tipping point’… Bunu ‘taşma noktası’ diye
Türkçe’ye çevirebiliriz.
En kestirme biçimiyle şu anlama geliyor: O güne kadar hep beklendiği gibi
davranan bir grup.. veya o grup içerisinden çok sayıda insan.. birdenbire ve
hiç beklenmedik biçimde.. davranış tarzını değiştirebiliyor; işte o noktaya
deniliyor ‘tipping point’…
Belirtmek herhalde gereksiz: Bu durum politikacılar için ciddi bir tehlike
teşkil ediyor…Fizik alanında yürütülen deneylerde farkına varılmış bu gerçeği,
1960’larda, Morton Grodzins adlı sosyolog kendi alanına taşımış; beyazların
oturduğu semtlere birkaç siyahi ailenin taşınması herhangi bir tepkiye yol
açmazken, taşınan siyahi aileler belli bir sayıya ulaştığında, bütün beyaz
ailelerin o semtlerden taşınma telâşına düştüğünü görünce…
Ciddi konuları popülerleştiren Malcolm Gladwell adlı yazarın ilk kitabının
adıdır ‘Tipping point’…Lâfı uzatmayayım: Henüz 2 yaşını görmemiş bir partiyi
2002’de iktidara taşıyan.. siyasi yasaklı liderinin engelleri aşmasını
sağlayan.. ardından yapılan bütün seçimler ve anayasa değişikliği
referandumlarında fazla sorgulamadan kendisinden beklendiği gibi hareket eden
bir kitle.. önüne getirilen son paketi.. “Benden bu kadar” tepkisiyle karşılamışsa…Toplum
çizgisini belli etmeden değiştirebiliyor.‘Taşma noktası’, veya ‘tipping point’
olabilir bu referandum…
Olabilir mi gerçekten?
Siyasiler olabileceğini düşünmek zorunda.Zorunda, çünkü ‘taşma noktası’
aşıldığında dönüşü olmayan bir yola da girilmiş oluyor. O âna kadar siyahi yeni
komşularının varlığından rahatsızmış gibi görünmeyen.. evlerine “Hoşgeldiniz” ziyaretine
gitmekte tereddüt etmeyen.. beyazlar.. sadece bir yeni aile daha geldiğinde.. o
semtten kaçmaya başlıyor.Hiçbir ikna faaliyeti onları geri döndürmeye yetmiyor.İşin
‘taşma noktası’na nasıl ve ne zaman geldiğini önceden kestiremediğiniz gibi, o
noktaya gelip kaçma başlayana kadar fark da edemiyorsunuz…
Duralım ve soralım: Acaba ‘sistem değişikliği’ AK Parti açısından bir ‘taşma noktası’ mıdır?
Referandum olursa.. olana ve sonucu alınana kadar.. bu sorunun
cevabını bilemeyeceğiz…“