Hizmet hareketine yönelik başlatılan soruşturmalarda hukuksuz yöntemlerle birçok insan haksız yere mağdur edildi. Önce mesnetsiz iddialarla başlayan gözaltılar akabinde keyfi tutuklamalara dönüştü. Son zamanlarda yetkilerin açıklamalarından anlaşılacağı üzere cezaevlerindeki doluluk oranı gittikçe artmaya başladı.
Antalya’daki hukuksuz ve keyfi tutuklamalar sonucu cezaevlerindeki
koğuşlarda deyim yerindeyse iğne atsan yere düşmüyor. Tutuklu yakınlarından
edinilen bilgiler de bunu destekler mahiyette. 15 kişilik koğuşlarda tam 47
kişinin kaldığını söyleyen tutuklu yakınları bu durumdan oldukça
rahatsız.
Cezaevi yetkileri ise tutuklular koğuşa sığmayınca koridorlara yatak
koymakla çözüm buldular. Koğuşlar bu kadar kalabalık olunca tutuklular
yürümekte ve adım atmakta bile zorlanıyor. Gece yan yana yatmak zorunda olan
tutuklularda uyku problemleri yaşanırken bu da psikolojik sorunları beraberinde
getirdi. Tutukluların bazıları da sürekli ilaç tedavisine başladı.
Tutukluların yaşadıkları bu sıkıntılara bir de aileleriyle yaptıkları
telefon görüşmelerinin yasaklanması eklendi. Söz konusu sıkıntıların cezaevi
yönetimine bildirmek için yazdıkları dilekçeler de kabul edilmeyen tutukluların
yakınlarına yazdıkları mektuplar da görevliler tarafından toplanmayarak ayrı
bir insanlık suçuna imza atıldı.
Antalya Cezaevindeki Tutuklu Ailelerine Yapılan
İnsanlık Suçları
Antalya’daki cezaevlerinde tutukluluk sayılarındaki artışa bağlı olarak
ailelerin yaşadığı mağduriyetler de arttı. Cezaevi içerisinde tutuklulara
yapılan zulümler yetmezmiş gibi aileleri de cezaevi girişlerinde mağdur
ediliyor. Cezaevlerinin girişleri Türkiye’nin her yerinden gelen tutuklu aile
ve yakınlarıyla dolup taşarken ziyaretçiler arasında yaşlılar ve kucağında
bebekleri olan anneler dikkat çekiyor. Bu kişiler sadece kısıtlı görüş imkanına
kavuşmak için ortalama 6 saat kapıda bekletilirken sıraya girmek için gece
karanlığında cezaevinde sıraya girenler de bulunuyor.