Günümüzde Hizmet Harketi mensupları ve kurumlarına yönelik yapılan zulüm, baskı ve soykırımın detaylarını TR724.COM sitesi tarafından geniş ve ayrıntılı birşekilde hazırlanan kapak dosyasından okabilirsiniz.
8 Şubat mağdurları düzenlediği basın toplantısıyla o dönem yaşanan baskıyla bugün yaşanan baskıyı karşılaştırdı.
28
Şubat müdahalesinin mağdurları ve muhatapları, “28 Şubat’ın 20. yılında Nereden
Nereye?” başlıklı basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda, aralarında
HDP Milletvekili Hüda Kaya, AKP Kurucusu Fatma Bostan Ünsal, KHK ile ihraç
edilen akademisyen Cihangir İslam, CHP Milletvekili Mehmet Bekaroğlu gibi
isimlerin yer aldığı 14 imzacı tarafından hazırlanan ortak metin okundu.
Toplantıda 16 Nisan’da yapılacak referandum için ‘Hayır’ çağrısı yapıldı.Toplantıya katılan İlahiyatçı-Yazar İhsan Eliaçık; 28 Şubat, 12 Eylül ve bugün
arasında kıyaslama yaparak, “Bugünün zulmü diğerlerini geçti” dedi.
14 İMZACI ORTAK METİN HAZIRLADI
Evrensel’in habeine göre, ortak metni, metnin imzacılarından KHK ile ihraç
edilen Doktor Ömer Faruk Gergerlioğlu okudu. Demokrasinin büyük yara aldığını,
bağımsız yargı, bağımsız medya gibi kurumların artık yok denecek kadar az
olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Gergerlioğlu şöyle konuştu:“Biz bunları
28 Şubat’ta da yaşadık. Onlarca gözaltıyı, tutuklamaları, baskıları hep
birlikte yaşadık. Özellikle mütedeyyin kesimler, bu zulmün odağındaydı. 28
Şubat, demokrasiye vurulan bir darbeydi. Dindar başbakanın ordu tarafından el
çektirilmesi, bu ülke tarihinin alışkın olduğu bir uygulamaydı. Bu süreç,
oldukça fazla mağdur kesimin oluşmasına neden oldu. Bu mağduriyetler uzun süre
devam etti.”
BUGÜN DE YAŞANIYOR
Baskı ve tehdidin en açık yaşandığı 28 Şubat günlerini hatırlatan baskı
ortamının bugün de yaşandığını ifade eden Gergerlioğlu, “Günümüzde bir başka
baskı dönemini yaşıyoruz. Medya bütünüyle susturuldu. Yargı bütünüyle yok
edildi. On binlerce insan işinden atıldı. Yüzlerce gazeteci, aydın, yazar hapse
atıldı” dedi.
‘KADERİMİZİ TEK KİŞİ TAYİN EDECEK’
Referandum sürecine değinen Gergerlioğlu, “Gücü ele geçirenin sözünün geçtiği,
borusunun öttüğü bir anlayış yasalaştırılıyor. Kurumsallaştırılıyor. Bütün bir
ülkenin geleceğini, yaşam tarzımızı, özgürlüğümüzün sınırlarını, kaderimizi,
özellikle de çocuklarımızın kaderini tayin hakkı tek bir kişiye veriliyor. O
kişinin kim olduğu önemli değil. Önemli olan kaderimizin, özgürce yaşamamızın,
yaşam tarzımızın bir kişinin iki dudağı arasında olmasıdır” diye konuştu.
28 ŞUBAT, 12 EYLÜL VE BUGÜN
İlahiyatçı-Yazar İhsan Eliaçık da yaptığı konuşmada canlı tanıklıklar aktararak
28 Şubat ve bugünü kıyasladı. 28 Şubat’ta 30 mahkemede yargılandığını söyleyen
Eliaçık, “2 kez cezaevinde yattım. 2 defa gece yarısı evim basıldı. Yazı
yazdığım gazeteye binlerce lira ceza geldi. Radyoya ceza geldi. Gece yarısı
operasyonuyla herkesi evinden topladıklar. Emniyete götürdüler silahlı örgüt
diye adımızı çıkardılar. Sorgusuz sualsiz cezaevine götürdüler. Yazdığım her
yazı mahkemelik oluyordu. 2 yıl haftada 2-3 gün adliyede geçiyordu.
Etrafımızdaki insanlar bizden korkar oldu, tecrit olduk. 30 davanın her biri
komedi, trajedi ve dram” diye konuştu.
‘ZULÜM 12 EYLÜL’Ü GEÇTİ’
Eliaçık bugünü ise şöyle anlattı:
“Bugün ne kadar adliye varsa dolaşıyorum. Cumhurbaşkanına hakaretten 2 bin
liralık ceza verdiler. Son zamanlarda terörle bağlantılı diyerek dava açmaya
başladılar. Sonuç olarak 20 yıldır biz sokaktayız, iktidara muhalifiz. Her iki
dönemin de zulmune uğramış oluyoruz. Bu dönem 28 Şubat’tan beterdir. O dönemde
hiç olmazsa hakim savcı vardı. Adam hukuki güven veriyordu. Şu anda iddianame
hazırlamayı bilmeyen savcılar var. Yakayı kaptırırsan 6 ay dışarı çıkamıyorsun.
Saçma sapan iddialarla içeride tutuyorlar. Bugün 40 bin kişiyi içeri attılar,
28 Şubat’ta olmadı. 12 Eylül’de Mamak’ta 1 yıl yattım. Şu anki zulüm 12 Eylül’ü
geçti. Bu kadar mağduriyet o dönemde olmadı. Şimdi ihbar üzerine insanlar
sorgusuz sualsiz içeriye atılıyor, işsiz bırakılıyor. Kimse onlara hiç birşey
sormuyor. Kin birikiyor, öfke birikiyor. Bunları dile getirdiginizde sen de mi
F……’cüsün, diyor. Her kesimin mağdurları bir araya gelerek özlenen
Türkiye’yi kurabilir.”
REFERANDUM FIRSATTIR
Referandum tartışmalarına da değinen Eliaçık, “Bir fırsattır. İktidarın iflas
eden politikalarının hesabını küçücük de olsa sormak istiyorsanız, ‘Hayır’
dediğiniz taktirde ayar vermiş olacaksınız” diye konuştu.