• ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
No Result
View All Result
Home YAZARLAR

İki çocuğun eğitimini hayatına tercih eden ‘Hoca Efendi’

Şubat 25, 2017
in YAZARLAR
1
Görüntüleme
Share on FacebookShare on Twitter

BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Asla Vazgeçmeyeceğim!

Gasp edilmiş mal üzerinde tasarruf caiz midir?

Kore, Açe ve dünden bugüne dostluklar!

Yıl
1999…

28
Şubat’ın zulmü Hizmeti İmaniye ve Kurabiye gönüllülerine karşı (bugün
yapılanların yüzde beşi kadar değil) tüm şiddeti ile devam ediyordu.  O
zaman New York’taydım. Zar zor geçinilebilecek bir burs veriliyordu, o da üç ay
geriden…

Çünkü
baskı ve zulümler burs verenleri burs vermekten alıkoyuyordu, o dönemin
muktedirleri de bugünküler gibi… Ama hizmet devam ediyordu,
Kervan bugüne geldiği gibi…

 Bir kültür merkezi açıp çocuklara dillerini,
dinlerini ve güzel ahlakı öğretmemiz gerekiyordu. O zaman imkanlar cok
kısıtlıydı. New York’ta maddi destek sağlayacak esnaf neredeyse yoktu. 
Sadece öğrencilerin kaldığı evler vardı.Bir taraftan kültür merkezi açmaya
çalışıyorduk.

 

Hocaefendiyi
her ziyarete gittiğimde kültür merkezi için yer bulup, bulamadığımızı soruyordu.
Bir kaç ay sonra bir yer bulup, kiraladık. Vakit kaybetmeden müjdeyi vermek
için ziyarete revan oldum. 

Öyle
ya, giderken o kadar sevinçliydim ki, göz yaşlarımı tutamamıştım. Varır varmaz
haberi verdim, pek tabii o da çok sevindi. Cuma namazını kıldıktan sonra
odalarına davet ettiler.

Çalışma
masasının çekmecesinde gazeteye sarılı bir miktar parayı göstererek “Bu benim
ilaç param, fakat iki çocuğun eğitilmesi benim hayatımdan daha önemli. Al
götür, kültür merkezinin tefrişatında  kullanın” dedi, gözyaşları içinde.

Ben
de; “Hocam arkadaşlar tefrişatı halleder” dediysem de tekrar “alıver” deyince,
saygısızlık olmasın diye aldım, ben de gözyaşlarımı tutamamıştım.

Gerisini
mi? Ne siz sorun, ne de ben anlatayım…Hocaefendi’nin yıllardır devam eden kalp,
yüksek tansiyon ve şeker hastalığı var. İlaç almazsa her an hayati tehlike söz
konusu.

 

Bir
gecede milyonlarca öğrencinin eğitim gördüğü 4000’e yakın okul, üniversite,
kreş ve Kur’an kursunu kapatan, yüzbinlerce öğrenciye zekât ve sadakalarını
burs olarak veren, on binleri zindana atan ehli haset, yaşaması için zaruret
ölçüsünde olan ilacın parasını dahi “iki çocuğun eğitimi benim hayatımdan daha
önemli” diyerek vazgeçeni anlamaları mümkün mü?

Bu
diyargımlığı anlamın önündeki perde ve en büyük engel hasettir. 

Şeytanı
şeytan yapan ve yeryüzünde Adem Peygamberin çocuğu Kabil’in, Habil’I
öldürmesine sebep olan ilk günahtır, haset…

Evet
haset küfürden daha yıkıcıdır. Zetan bugün olup bitenler bunu teyit etmiyor mu?

Bu
hastalığın ilacı ise aktif sabır. Çünkü haset en çok haside zarar verir.

Yıl
1999…

28
Şubat’ın zulmü Hizmeti İmaniye ve Kurabiye gönüllülerine karşı (bugün
yapılanların yüzde beşi kadar değil) tüm şiddeti ile devam ediyordu.  O
zaman New York’taydım. Zar zor geçinilebilecek bir burs veriliyordu, o da üç ay
geriden…

Çünkü
baskı ve zulümler burs verenleri burs vermekten alıkoyuyordu, o dönemin
muktedirleri de bugünküler gibi… Ama hizmet devam ediyordu,
Kervan bugüne geldiği gibi…

 Bir kültür merkezi açıp çocuklara dillerini,
dinlerini ve güzel ahlakı öğretmemiz gerekiyordu. O zaman imkanlar cok
kısıtlıydı. New York’ta maddi destek sağlayacak esnaf neredeyse yoktu. 
Sadece öğrencilerin kaldığı evler vardı.Bir taraftan kültür merkezi açmaya
çalışıyorduk.

 

Hocaefendiyi
her ziyarete gittiğimde kültür merkezi için yer bulup, bulamadığımızı soruyordu.
Bir kaç ay sonra bir yer bulup, kiraladık. Vakit kaybetmeden müjdeyi vermek
için ziyarete revan oldum. 

Öyle
ya, giderken o kadar sevinçliydim ki, göz yaşlarımı tutamamıştım. Varır varmaz
haberi verdim, pek tabii o da çok sevindi. Cuma namazını kıldıktan sonra
odalarına davet ettiler.

Çalışma
masasının çekmecesinde gazeteye sarılı bir miktar parayı göstererek “Bu benim
ilaç param, fakat iki çocuğun eğitilmesi benim hayatımdan daha önemli. Al
götür, kültür merkezinin tefrişatında  kullanın” dedi, gözyaşları içinde.

Ben
de; “Hocam arkadaşlar tefrişatı halleder” dediysem de tekrar “alıver” deyince,
saygısızlık olmasın diye aldım, ben de gözyaşlarımı tutamamıştım.

Gerisini
mi? Ne siz sorun, ne de ben anlatayım…Hocaefendi’nin yıllardır devam eden kalp,
yüksek tansiyon ve şeker hastalığı var. İlaç almazsa her an hayati tehlike söz
konusu.

 

Bir
gecede milyonlarca öğrencinin eğitim gördüğü 4000’e yakın okul, üniversite,
kreş ve Kur’an kursunu kapatan, yüzbinlerce öğrenciye zekât ve sadakalarını
burs olarak veren, on binleri zindana atan ehli haset, yaşaması için zaruret
ölçüsünde olan ilacın parasını dahi “iki çocuğun eğitimi benim hayatımdan daha
önemli” diyerek vazgeçeni anlamaları mümkün mü?

Bu
diyargımlığı anlamın önündeki perde ve en büyük engel hasettir. 

Şeytanı
şeytan yapan ve yeryüzünde Adem Peygamberin çocuğu Kabil’in, Habil’I
öldürmesine sebep olan ilk günahtır, haset…

Evet
haset küfürden daha yıkıcıdır. Zetan bugün olup bitenler bunu teyit etmiyor mu?

Bu
hastalığın ilacı ise aktif sabır. Çünkü haset en çok haside zarar verir.

Yıl
1999…

28
Şubat’ın zulmü Hizmeti İmaniye ve Kurabiye gönüllülerine karşı (bugün
yapılanların yüzde beşi kadar değil) tüm şiddeti ile devam ediyordu.  O
zaman New York’taydım. Zar zor geçinilebilecek bir burs veriliyordu, o da üç ay
geriden…

Çünkü
baskı ve zulümler burs verenleri burs vermekten alıkoyuyordu, o dönemin
muktedirleri de bugünküler gibi… Ama hizmet devam ediyordu,
Kervan bugüne geldiği gibi…

 Bir kültür merkezi açıp çocuklara dillerini,
dinlerini ve güzel ahlakı öğretmemiz gerekiyordu. O zaman imkanlar cok
kısıtlıydı. New York’ta maddi destek sağlayacak esnaf neredeyse yoktu. 
Sadece öğrencilerin kaldığı evler vardı.Bir taraftan kültür merkezi açmaya
çalışıyorduk.

 

Hocaefendiyi
her ziyarete gittiğimde kültür merkezi için yer bulup, bulamadığımızı soruyordu.
Bir kaç ay sonra bir yer bulup, kiraladık. Vakit kaybetmeden müjdeyi vermek
için ziyarete revan oldum. 

Öyle
ya, giderken o kadar sevinçliydim ki, göz yaşlarımı tutamamıştım. Varır varmaz
haberi verdim, pek tabii o da çok sevindi. Cuma namazını kıldıktan sonra
odalarına davet ettiler.

Çalışma
masasının çekmecesinde gazeteye sarılı bir miktar parayı göstererek “Bu benim
ilaç param, fakat iki çocuğun eğitilmesi benim hayatımdan daha önemli. Al
götür, kültür merkezinin tefrişatında  kullanın” dedi, gözyaşları içinde.

Ben
de; “Hocam arkadaşlar tefrişatı halleder” dediysem de tekrar “alıver” deyince,
saygısızlık olmasın diye aldım, ben de gözyaşlarımı tutamamıştım.

Gerisini
mi? Ne siz sorun, ne de ben anlatayım…Hocaefendi’nin yıllardır devam eden kalp,
yüksek tansiyon ve şeker hastalığı var. İlaç almazsa her an hayati tehlike söz
konusu.

 

Bir
gecede milyonlarca öğrencinin eğitim gördüğü 4000’e yakın okul, üniversite,
kreş ve Kur’an kursunu kapatan, yüzbinlerce öğrenciye zekât ve sadakalarını
burs olarak veren, on binleri zindana atan ehli haset, yaşaması için zaruret
ölçüsünde olan ilacın parasını dahi “iki çocuğun eğitimi benim hayatımdan daha
önemli” diyerek vazgeçeni anlamaları mümkün mü?

Bu
diyargımlığı anlamın önündeki perde ve en büyük engel hasettir. 

Şeytanı
şeytan yapan ve yeryüzünde Adem Peygamberin çocuğu Kabil’in, Habil’I
öldürmesine sebep olan ilk günahtır, haset…

Evet
haset küfürden daha yıkıcıdır. Zetan bugün olup bitenler bunu teyit etmiyor mu?

Bu
hastalığın ilacı ise aktif sabır. Çünkü haset en çok haside zarar verir.

Yıl
1999…

28
Şubat’ın zulmü Hizmeti İmaniye ve Kurabiye gönüllülerine karşı (bugün
yapılanların yüzde beşi kadar değil) tüm şiddeti ile devam ediyordu.  O
zaman New York’taydım. Zar zor geçinilebilecek bir burs veriliyordu, o da üç ay
geriden…

Çünkü
baskı ve zulümler burs verenleri burs vermekten alıkoyuyordu, o dönemin
muktedirleri de bugünküler gibi… Ama hizmet devam ediyordu,
Kervan bugüne geldiği gibi…

 Bir kültür merkezi açıp çocuklara dillerini,
dinlerini ve güzel ahlakı öğretmemiz gerekiyordu. O zaman imkanlar cok
kısıtlıydı. New York’ta maddi destek sağlayacak esnaf neredeyse yoktu. 
Sadece öğrencilerin kaldığı evler vardı.Bir taraftan kültür merkezi açmaya
çalışıyorduk.

 

Hocaefendiyi
her ziyarete gittiğimde kültür merkezi için yer bulup, bulamadığımızı soruyordu.
Bir kaç ay sonra bir yer bulup, kiraladık. Vakit kaybetmeden müjdeyi vermek
için ziyarete revan oldum. 

Öyle
ya, giderken o kadar sevinçliydim ki, göz yaşlarımı tutamamıştım. Varır varmaz
haberi verdim, pek tabii o da çok sevindi. Cuma namazını kıldıktan sonra
odalarına davet ettiler.

Çalışma
masasının çekmecesinde gazeteye sarılı bir miktar parayı göstererek “Bu benim
ilaç param, fakat iki çocuğun eğitilmesi benim hayatımdan daha önemli. Al
götür, kültür merkezinin tefrişatında  kullanın” dedi, gözyaşları içinde.

Ben
de; “Hocam arkadaşlar tefrişatı halleder” dediysem de tekrar “alıver” deyince,
saygısızlık olmasın diye aldım, ben de gözyaşlarımı tutamamıştım.

Gerisini
mi? Ne siz sorun, ne de ben anlatayım…Hocaefendi’nin yıllardır devam eden kalp,
yüksek tansiyon ve şeker hastalığı var. İlaç almazsa her an hayati tehlike söz
konusu.

 

Bir
gecede milyonlarca öğrencinin eğitim gördüğü 4000’e yakın okul, üniversite,
kreş ve Kur’an kursunu kapatan, yüzbinlerce öğrenciye zekât ve sadakalarını
burs olarak veren, on binleri zindana atan ehli haset, yaşaması için zaruret
ölçüsünde olan ilacın parasını dahi “iki çocuğun eğitimi benim hayatımdan daha
önemli” diyerek vazgeçeni anlamaları mümkün mü?

Bu
diyargımlığı anlamın önündeki perde ve en büyük engel hasettir. 

Şeytanı
şeytan yapan ve yeryüzünde Adem Peygamberin çocuğu Kabil’in, Habil’I
öldürmesine sebep olan ilk günahtır, haset…

Evet
haset küfürden daha yıkıcıdır. Zetan bugün olup bitenler bunu teyit etmiyor mu?

Bu
hastalığın ilacı ise aktif sabır. Çünkü haset en çok haside zarar verir.

PAYLAŞTweet
ÖNCEKİ HABER

İki çocuğun eğitimine hayatını adayanlar!

SONRAKİ HABER

Örümceğin ısırdığı çocuk 12 şişe panzehirle kurtarıldı

BENZER HABERLER

O bir Hakas kızı
Manşet

Asla Vazgeçmeyeceğim!

Aralık 14, 2025
Zamana direnen değil, onu duyabilen din!
Manşet

Gasp edilmiş mal üzerinde tasarruf caiz midir?

Aralık 14, 2025
Sınırsız kontenjan
Manşet

Kore, Açe ve dünden bugüne dostluklar!

Aralık 7, 2025
3S rejimi: Sömüren, Semiren ve Söven rejimi!
Manşet

Talat Paşa’dan ‘Saray rejimi’ne uzanan canavar!

Aralık 5, 2025
YAZARLAR

Türkiye’den gelen mülteciler daha hızlı entegre oluyor

Aralık 3, 2025
Zamana direnen değil, onu duyabilen din!
Manşet

Hizmet’in isimsiz kadın kahramanları!

Aralık 3, 2025
  • All
  • Manşet
NSW Başbakanı,  Bondai’da hayat kurtaran Suriyeli el Ahmed’i ziyaret etti: Avustralya’nın kahramanı
Avustralya

NSW Başbakanı, Bondai’da hayat kurtaran Suriyeli el Ahmed’i ziyaret etti: Avustralya’nın kahramanı

by adminzaman
Aralık 15, 2025
0

NSW Başbakanı Chris Minns, sosyal medya üzerinden hastanede Ahmed’i ziyaret ettiğini duyurdu. Minns, ziyaret sırasında çekilen fotoğrafı paylaşarak Ahmed’i “gerçek...

Bondi’de büyük yas: Başbakan Albanese ‘Nefretin  ve şiddetin Avustralya’da yeri yok’

Bondi’de büyük yas: Başbakan Albanese ‘Nefretin ve şiddetin Avustralya’da yeri yok’

Aralık 15, 2025
Donald Trump Hakim Karşısına çıkıyor: New York’ta güvenlik önlemleri zirvede

Trump, Avustralya’nın yeni kahramanı Ahmed’i övdü: Cesur adam

Aralık 15, 2025
Sydney’de hayatını kaybedenlerin biri çocuk sayı 16’ya yükseldi

Sydney’de hayatını kaybedenlerin biri çocuk sayı 16’ya yükseldi

Aralık 15, 2025
NASA’da bilim adamı, Türkiye’de “terörist”: Serkan Gölge cezaevi hücrede yaşadıklarını anlattı

NASA’da bilim adamı, Türkiye’de “terörist”: Serkan Gölge cezaevi hücrede yaşadıklarını anlattı

Aralık 14, 2025
Dünyanın en iyi tatlıları belli oldu: Antakya Künefesi ve Türkiye tatlıları zirvede

Dünyanın en iyi tatlıları belli oldu: Antakya Künefesi ve Türkiye tatlıları zirvede

Aralık 14, 2025

İLETİŞİM

info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

Sydney Ofisi telefonu

+61 02 96496006

27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

AVUSTRALYA REHBERİ

 

    • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
    • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
    • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
    • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM