Olağanüstü hâl (OHAL)
kapsamında yayımlanan 686 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç
edilen Marmara Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof.
Dr. İbrahim Kaboğlu, “Ömrüm darbelere karşı mücadeleyle geçti. Bu
yapılan yanlıştır, ayıptır” dedi.
DHA’nın haberine
göre, Adana Barosu’nca düzenlenen bir panele katılmak üzere Adana’ya gelen
Prof. İbrahim Kaboğlu, ihraç kararıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Darbe
girişimi sonrası OHAL ilan edildiğini anımsatan Prof. Kaboğlu, “Bununla
Türkiye’de yapılan darbe girişiminin faillerinin cezalandırılması ve darbe
girişiminin kalıntılarının temizlenmesi amaçlanıyordu. Bu çerçevede çok sayıda
KHK çıkarıldı. Bu KHK’ler darbe girişimi ve suçlularının çerçevesinin çok
dışına çıktı” diye konuştu.
AKP’nin iktidara
geldiği 2002 yılından sonra Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu Başkanlığı
görevine de getirilen Prof. Kaboğlu, KHK’lerin anayasallığı ve Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi’ne uygunluğu sorunu bulunduğunu belirterek, şunları söyledi: “Darbe
girişimiyle ilgisiz çok uygulama yapıldı. Bu uygulamalardan biri üniversitelere
yönelik kıyım harekatı oldu. Bu da onlardan biridir. Türkiye’de sadece bilim
yapan, uluslararası alanda bilim üzerine emek harcayan ve kendi alanlarından
çok iddialı olan, bunlardan biri de benim, bu kişilerin bu şekilde, anayasaya
ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı bir biçimde bir
yaptırım uygulanması kesinlikle kabul edilemez. Bunlar anayasal düzene
aykırıdır. Büyük bir yanlış yapılmıştır. Umuyorum ki, bu yanlıştan yargı
süreçleri beklenmeksizin hükümetin kendisinin vazgeçmesi, dönmesi, bu yanlışı
görmesi ve Türkiye’yi daha fazla yanlışlar zincirinde krize sürüklenmekten
alıkoyması.”
“Yanlıştan
dönmelerini bekliyorum”
İhraçla ilgili
kendisine bir gerekçe sunulmadığını anlatan Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, şunları
kaydetti: “İhraç edilmeyi
beklemiyordum. Çünkü suçlu biri değilim. Ben ömrü darbelere karşı, yazdıklarım, konuştuklarım hepsi hukuk ve hukuk
devleti için oldu. Demokrasi, insan hakları için oldu. Benim hesap
veremeyeceğim hiçbir mercii yoktur. Kesinlikle bu yanlıştır, büyük bir ayıptır.
Bunu İbrahim Kaboğlu sorunu olarak yapmıyorum. Buna maruz kalan
meslektaşlarımın hiç birisi bunu hak etmiyor. Çünkü
ben hiçbir şey yapmadım. Ben tamamen kendi görevini titizlikle yapan bir hukuk
ve bilim insanıyım. Dolayısıyla bu yanlışı yapanlardan bu yanlıştan dönmelerini
bekliyorum.”