• ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
No Result
View All Result
Home Genel Gündem

YANDAŞ MEDYA NEDEN BİRBİRİNİ YİYOR?

Şubat 4, 2017
in Genel Gündem, KONUK YORUM
26 medya kuruluşuna polis baskını
0
Görüntüleme
Share on FacebookShare on Twitter

 [NAZİF APAK-TR724.COM]

Yandaş gazetecilerin
birbirine söylediğini onurlu bir insan, düşmanına söylemez. Hakaretler havada
uçuşuyor. Şaşırdık mı? Tabii ki hayır! Seviyeleri hep buydu ancak iktidar
nimetleri ve gücünü yemek arzusu ile maskeli baloda rol kesiyorlardı. Şimdi
maske düştü; birbirine girdiler. Daha beter olacaklar. Bu akıbeti bilmek için
az biraz geçmişe uzanmak gerekiyor.

KORU’NUN TANIKLIĞI

BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Simurgu arayanlara!

Asrın Mazlumu ve Düşünce Mimarı-2

Dumankaya Holding muhbirinin hazin sonunu yazan Uğur Dumankaya: “O kayboldu, biz hayatta kaldık.”

Cemaat ile AKP’nin arası
daha yeni açılmaya başlamıştı. Yandaş medya o gün de var gücüyle bir şeyler
söylemeye çalışıyor ama her dediğini yüzüne gözüne bulaştırıyordu. Baktılar
olmuyor; Reis ile rutin görüşmeler yapmaya, doğrudan direktif almaya
başladılar. Hani o Fehmi Koru’nun yanlışlıkla rastladığı ve hayretle kitabında
naklettiği toplantı var ya; işte onun benzeri onlarca kere yapıldı. Koru’nun
tanıklığı neydi? Fehmi Bey başka bir konu için Erdoğan’ı görmeye gittiğinde
bürokratlar onun da yandaş yayın da toplantısına çağırıldığını sanarak bir
odaya alıyor. Koru, o saniyede anlıyor ki yandaş gazete yöneticilerine
manşetlerini Reis doğrudan veriyor. Meğer nasıl bir yayın çizgisi takip
edileceğini tek tek (Bilal’e anlatır gibi) tembih ediyormuş Reis.

‘HEPİMİZİ
TOPLASAN…’

Neyse. Biz Ankara
gazetecilerinin iyi bildiği bir olaya dönelim: Yandaş medyanın yerlerde sürünen
görüntüsüne uzun sure tahammül etmeye çalışan Reis (çevresindeki tabasbus
ekibinin kışkırtmasının da etkisiyle) bir gün patlıyor ve asık bir suratla (ki
genelde öyledir o surat) “Hepinizi toplasam o gazetenin yayın yöneticisi kadar;
hatta oradaki bir yazar kadar olamıyorsunuz!” anlamında bir şeyler der. Doğru
söylemektedir. Zaten hepsinin tirajını toplasan imrenip kıskandıkları gazetenin
yarısına bile erişemiyordu. Kendi tabanlarına da hitap eden ve etkili olan
gazete televizyonları bu yüzden kapatmaya, susturmaya karar verdiler. O medya
konuşmaya devam edebilseydi bu kadar yalanı halka yutturamayacaklardı.

Yandaş medyanın
seviyesizliği o adar açıktı ki Reis’in uçağına bindirilip gönlü alınmaya
çalışılan Akit Ankara temsilcisi herkesin içinde “Hepimizi toplasanız bir Zaman
edemiyoruz” demiş, bu da o mahallede tartışmalara yol açmıştı. Aslında temsilci
Reis’in duygularını biliyor, onu tekrar ederek gözüne girmek için söylüyordu o
lafları…

TÜYLER ÜRPERTİCİ FİKİR
BOŞLUĞU

Başta Zaman olmak üzere
gücünü halk desteğinden alan bütün medya gruplarından korktular. Hala da
korkuyorlar. O kadar ki gazetesi susturulmuş, televizyonu kapatılmış bir
kitlenin sevdiği saydığı ne kadar kalem varsa ya hapse atıldı ya da sürgün
edildi. Sürgün edilenlerin Twitter hesabından bile ödleri kopuyor. O hesapların
tamamına erişim yasağı koymanın gerçekleri gizlemekten başka ne manası olabilir
ki! Madem söylediklerinizde haklisiniz ve madem arkanızda harika bir halk
desteği var; neden o kişilerin kendilerini savunmalarına izin vermiyorsunuz?

Şu an düşünce dünyamız
delik deşik ve tüyler ürpertici bir fikir boşluğu var Türkiye’de. Tezleriyle,
eleştiri ve önerileriyle aydın kimliğinin hakkini vermeye çalışan insanlardan
boşalan alanları kimler işgal etti? Ya sonradan devşirme yağcılar ya da hayatta
okuduğu kitapları üst üste dizseniz seviyesi ayakkabılarının topuklarını
aşamayacak çapsızlar. Reis tam da bunu istiyordu! O yüzden yandaş safta yer
alan, çoğu Yeni Şafak kökenli olan ama okuma yazma özelliği olan kişileri de
devre dişi bıraktılar, dışladılar, şeytanlaştırdılar.
İnanmayan yandaş
gazetelerin pespayeliğine bir göz atin. Çapsız medya yüzünü bile görmeden
CNN’in ünlü ekran yüzüyle (Christiane Amanpour) hayali röportaj yaptı; düzmece
röportajlarından utanç duyacağına işi pişkinliğe vurup savunmaya hatta saldırmaya
yeltendi. Bir gazetenin seviye yoksunu yönetmeni 39 kişinin katledildiği Reina
saldırısını muazzam (!) bir analizle İngiltere kraliçesine dayandırdı. Yerlerde
sürünmenin bir başka timsali olan gazetenin sabıkalı yayın yönetmeni Reina
saldırısını gazeteci Amberin Zaman’a ve sanatçı Mehmet Ali Alabora’ya
yıkıverdi.

HAPİSTEKİ GAZETECİLERİN
BİRİ BİLE…

Hadi bazı toy adamlar,
adam kıtlığında bir koltuk kaptı ve şimdi deli saçması şeyler yazıp duruyor;
peki ‘Türkiye’nin birikimi’ iddiasıyla ortaya çıkan Yeni Şafak’a ne demeli?
 O kadar vukuatı var ki! Fuat Avni ile bir CHP milletvekilinin
yazışmalarını yayınladılar güya. Sahtecilik yaptıkları, mesajların yalan
olduğu, mesajlarda iddia edildiği gibi bir suikast planı olmadığı ortaya çıktı.
Utandılar mi? Ne gezeeer! Noam Chamsky ile ‘röportaj’ yapıp İngilizceye ‘milk
port’ deyimini kazandırdılar (!); yalanları ellerinde patladı. Sarartılmış
sayfaları belge diye yayınladılar; iftira on dakikada çöktü; çünkü bir internet
sitesinden alınmış bir şablonun içi doldurulmuştu…

Fotoğraf
şu:
 Dikta
metotlarıyla tutuklanan ya da sürgün edilen gazetecileri gözünüzün önüne
getirin; bir de meydanı boş bulup gazetecilik yapıyormuş gibi sütun işgal eden
ya da TV’lerde boy gösterenlere bakın. Fark o kadar büyük ki! Zindandaki isimlerden
herhangi biri bile ezip geçiyor bu çapsız kadroyu. Ahmet Turan Alkan, Şahin
Alpay, Ali Bulaç, Nazlı Ilıcak, Kadri Gürsel, Mümtaz’er Türkone, Murat Aksoy,
Ahmet Altan, Mehmet Altan… Bu isimlerden sadece bir tanesi bile bin defa ezer
geçer Cem Küçük denen adamı. Gerçi o, adam da değil o gazeteci de. Yukarda ismi
rastgele seçilip yazılmış kişilerden sadece biri bile bilgi ve görgüsü ile bin
tane Cemil Barlas’ı Ersoy Dede’yi, Serdar Arsever’i Hilal Kaplan’ı vs. amatör
lige atıverir…

Sürgündekiler
de öyle.
 Ekranlarda
esip gürleyen medya şaklabanlarına bakın aralarında hangisinin kültür seviyesi
ve meslek tecrübesi sürgündeki gazetecilerin topuğuna erişebilir? Aklınıza
hemen gelebilecek isimleri hızlıca hatırlayın lütfen: Amberin Zaman, Tarik
Toros, Erhan Başyurt, Can Dündar, Yavuz Baydar, Kerim Balcı…

GELECEĞİ İNŞA EDEBİLECEK
KADRO YOK

Sadece medya alanında
değil AKP’nin bu perişanlığı. Akademisyen kadrolarına bakın; yabancı dil
bilmekten bilimsel makale yazmaya kadar ölçütleri tek tek belirleyin:
Göreceksiniz ki yandaş yörüngede alkışlamaktan avuçları sismiş yandaşlar ile
mazlum ve sürgün kadrolar arasında uçurumlar var. Yandaş ekipte bir tane Sedat
Laçiner var mı? İhsan Yılmaz çapında cins bir akademisyen bulabilir mi parti?
Yasin Aktay’ı vekil yaptılar; adamın her söylediği faul. Burhan Kuzu desen tam
bir felaket. Hadi en güçlü olduklarını sandıkları alanı söyleyeyim: İlahiyat.
Onca yandaş bir araya gelse bir Ahmet Kurucan çıkaramaz. Esnaf ve işadamı
deseniz sera ile süreyya arasındaki fark kadar bir boşluk çekiyor ortaya. Onca
karalamaya  rağmen Cemaat içinden ‘milletin a.. koyacağız’ diyen bir
terbiyesiz bulamadılar. Yolsuzluk bulaştıracak adam çıkaramayınca o masum
hayırseverlerin mallarına çöktüler…

AKP geleceği inşa
edebilecek bir kadro kuramadı. Kuramayacak da. Çünkü politik çıkarlarını
evrensel kriterlere her an feda edecek bir siyaset anlayışı,  karakterli
ve ahlaklı insan modeli öneremiyor. Çalmayı, çırpmayı, çökmeyi meşru gören bir
kafadan aydın bir gelecek beklenemez.Nerede durduğunuzu, durduğunuz yerin doğru
olup olmadığını anlamak için kalite ve seviye farkına bir bakın; eminim manzara
hakkında bu durum epey bir fikir verecektir. Bu pespayelik ile yola devam
edenler birbirlerine  ‘hamam böceği, hain, beyinsiz, komplocu’ gibi laflar
söyleyedursun, Türkiye sevdası olan herkes yarınları kucaklayacak fikirlere
yelken açmalı. Bu adamlardan zerre miskal hayır yok memlekete. Bunlar laf
üretir, değer üretemez.

 

 

 

 

 

 

PAYLAŞTweet
ÖNCEKİ HABER

İpek: Müslüman hanımefendiler, çalıntı bir okulda, benim seçtiğim kanepede otururken

SONRAKİ HABER

Değirmenin suyu, Arabistan’dan mı, Amerika’dan mı? Doç.Dr. Salih Yücel

BENZER HABERLER

Belçika’nın önemli gazetesi De Morgen: İslam’da biz Batılıların kucaklayabileceği bir akım varsa, o da Fethullah Gülen’in akımıdır
KONUK YORUM

Simurgu arayanlara!

Aralık 3, 2025
Gıyabi cenaze namazı kılındı: Hocaefendi, vefat eden kadim dostu Erdoğan Tüzün ile kamp hayatını anlattı
KONUK YORUM

Asrın Mazlumu ve Düşünce Mimarı-2

Ekim 30, 2025
Dumankaya: ‘Malınızın yüzde 50’sini verirseniz şirketler iade edilebilir’ dediler
KONUK YORUM

Dumankaya Holding muhbirinin hazin sonunu yazan Uğur Dumankaya: “O kayboldu, biz hayatta kaldık.”

Ekim 16, 2025
Kemal Gülen, ‘Asuda Mekan’ı ziyaret etti : Mukaddes yük ve güçlü omuzlar
KONUK YORUM

Asrın Mazlumu ve Düşünce Mimarı 1

Ekim 15, 2025
Yarın tahliye olacaktı: Cezaevinde kalp krizi geçiren KHK’lı polis, vefat etti
Genel Gündem

Yarın tahliye olacaktı: Cezaevinde kalp krizi geçiren KHK’lı polis, vefat etti

Ekim 7, 2025
Liderlerin vefatı, diktatörlerin ölümü!
KONUK YORUM

Liderlerin vefatı, diktatörlerin ölümü!

Eylül 23, 2025
  • All
  • Manşet
Saray Yargısı’nın Denizli T Tipi Cezaevindeki zulmü: Av. Süleyman Yıldırım bu hale gelene kadar tahliye edilmedi
Manşet

Rejim Yargısı, ölüm döşeğinde tahliye edildi: Cezaevinde kanser olan Av. Süleyman vefat etti

by adminzaman
Aralık 8, 2025
0

Bir bacağını cezaevinde kaybetti, kanser ilerledi, doktor raporlarına rağmen tahliye edilmedi. “Cezaevinde kalamaz” raporlarına rağmen geri gönderildi. Ölüm döşeğinde serbest...

Güle Güle Arif: Genç yaşta hicret diyarında vefat haberi sevenlerini hüzne boğdu

Güle Güle Arif: Genç yaşta hicret diyarında vefat haberi sevenlerini hüzne boğdu

Aralık 8, 2025
NSW ve Queensland’dan uyarı: Isı dalgası ve kavurucu sıcaklar tehlikeli boyutta

NSW ve Queensland’dan uyarı: Isı dalgası ve kavurucu sıcaklar tehlikeli boyutta

Aralık 8, 2025
Avustralya’dan göçmen reformuna neşter: Daha adil, daha hızlı, doğru kapıları doğru insanlara açılacak

Avustralya’dan göçmen reformuna neşter: Daha adil, daha hızlı, doğru kapıları doğru insanlara açılacak

Aralık 8, 2025
Açıkyörük’ün aşı ve işi gasp edildi: Limon satarak geçinen KHK’lı vefat etti

Açıkyörük’ün aşı ve işi gasp edildi: Limon satarak geçinen KHK’lı vefat etti

Aralık 8, 2025
Sınırsız kontenjan

Kore, Açe ve dünden bugüne dostluklar!

Aralık 7, 2025

İLETİŞİM

info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

Sydney Ofisi telefonu

+61 02 96496006

27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

AVUSTRALYA REHBERİ

 

    • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
    • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
    • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
    • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM