İŞKENCEDEN KAÇIYORDU
15 Temmuz’dan sonra özellikle Havelsan-Aselsan-Tai-Tübitak gibi kurumların teknik çalışanlarına yönelik ise çok ağır işkence yöntemleri kullanılıyordu.
Bu süreçte İzmir Sulh Ceza Hakimliği, tarafından Mustafa Zümre hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Yandaş medyada yeralan haberlerde Mustafa Zümre’nin Havelsan’da çalıştığı ve kozmik bilgileri bildiği pompalanıyordu. Oysa Mustafa Zümre hiçbir dönem Havelsan’da çalışmamıştı. Bilişim sektöründe faaliyet gösteren firmalarda çalışmıştı. Ancak Zümre, yandaş medyada linç edilmeye devam etti.
(Hürriyet Gazetesi’nde çıkan ve Mustafa Zümre’yi Havelsan mühendisi diye linç eden haber)
Mustafa Zümre, kendisinden önce gözaltına alınan ve “Havelsan çalışanı, Tübitak çalışanı” diye haber yapılan mühendislerin uğradığı işkenceleri öğrenmesinin ardından yurt dışına gitmeye karar verdi.
Türkiye’nin yetiştirdiği önemli mühendislerden biri olan Mustafa Zümre, yanına öğretmen eşi Esra Zümre’yi de alarak Meriç nehrinden Yunanistan’a geçmek için yola çıktı.
Zümre ve ailesi işkence, kötü muamele ve hayatlarının en güzel yıllarını hapishanede mahvolarak geçirmemek için yola düşmüşlerdi. Tıpkı dünyada diktatörlerden kaçan tüm mazlum insanlar gibi.
İnsan kaçakçılarının eline düşen Zümre ailesinin içinde bulunduğu 22 UN 913 plakalı araç, Meriç nehrine yaklaştığında jandarma tarafından farkedildi.
Mustafa Zümre, eşiyle vedalaşarak hürriyet yolunda Meriç Nehri’nin sularına atladı. Üzerinde elbiseleri olan Mustafa Zümre bir süre sonra gözden kayboldu.
(Havelsan 22 Aralık 2016’da bu açıklamayı yaptı. Ancak yandaş medya yalanla lince devam etti)
ARAMAYI REDDETTİLER
Zümre’nin aranması için çalışma yapılması gerekiyordu. Ancak bu süreçte kurtarma ekiplerinin “F..Ö’cüyü aramayız” dediklerine ilişkin haberler çıktı. Mustafa Zümre’nin bulunmasına yönelik çalışma yapılmadı.
Aradan üç ay geçtikten sonra Tekirdağ’ın Subaşı Köyü’nde Meriç Nehri kıyısına bir erkek cesedi vurdu. Köylülerin jandarmaya haber vermesinin ardından ceset sudan çıkartıldı. Çürümemiş olduğu görülen cesedin kimlik tespiti kısa sürede yapıldı. Cansız beden Mustafa Zümre’ye aitti.
Ceset ailesi tarafından teslim alınarak Hatay’da sessizce ve gözyaşları içinde defnedildi. Mustafa Zümre’den geriye gözü yaşlı bir eş ve 1,5 ile 3 yaşında iki yetim çocuk kaldı.
Medya ise, Havelsan’ın 22 Aralık 2016’da yaptığı, “Mustafa Zümre diye bir çalışanımız yoktur” açıklamasına rağmen, lince devam etti. Cansız bededinin bulunmasından sonra bile “F..Ö’cü Havelsan çalışanı” diye yalan hikayelerle Mustafa Zümre’ye yönelik linç sürdü.
(Havelsan’ın yaptığı açıklamaya rağmen cesetinin bulunmasından sonra bile medya, Havelsan çalışanı yalanıyla lince devam etti. Oda TV’deki haber)
TÜRKİYE’NİN KADERİ
Benzer olaylar 60’larda 70’lerde ve 80’lerde de yaşanmıştı. Rejimin baskısından kaçan pekçok bilim adamı, gazeteci ve yazarın başına sınırı geçerken ölüm olayları gelmişti. Onlardan biri de Türkiye’nin en önemli edebiyatçılarından biri olan Sebahattin Ali’ydi. Yıllarca kötü şartlarda hapis yatan Sabahattin Ali, tekrar hapsedilmek istenmesi üzerine Bulgaristan sınırını geçmek üzere yola çıkmış. Ancak bu yolda can vermişti.