Alman İstihbaratı BND’nin, darbenin arkasında Fethullah Gülen’in olmadığını açıklamasının ardından benzer bir demeç ABD’den gelmişti. İngiliz Parlamentosu Dışişleri Komitesi (FCO) de yayımladığı rapor ile Gülen hareketinin bir bütün olarak ya da liderinin, 15 Temmuz darbe girişiminde rol aldığının şimdiye kadar kesinleşmediğini açıkladı.
Raporda: “15 Temmuz olaylarındaki şiddet, Gülencilere yapilan suclamaların ağırlığı ve Gülenci olduğu tahmin edilenlere bu sebeple yapılan işten atma ve tutuklama sayılarının büyüklüğü düşünüldüğünde, Gülencilerin darbe girişiminde bulunduğuna dair kamuya açık bir delil elimizde yok.” dendi.
ANEKTOD TARZI ENDİREK KANITLAR
Raporda, “Gülenci bazı şahısların müdahil olduğuna işaret eden bazı deliller olmasına karşın bu deliller çoğunlukla anektod tarzı ve endirekt (üçüncü şahıslardan) kanıtlar” denildi. Raporda şu ifadelere yer verildi:“Bu raporu darbe girişiminden 9 ay sonra yayınlarken hem Türk hükümeti hem de İngiltere hükümeti bırakın Gülenci bir şahsın darbeye müdahil olduğunu göstermeyi, darbeye karışmaktan dolayı bir mahkeme tarafından suçlu bulunan herhangi bir şahsi gösterememekteler. Aynı zamanda, Türkiye hükümeti Amerika’ya ‘kanıt olarak Gülen’in darbeyi yönettiği iddiası ile sınırdışı ettirmek için 80 kutu göndermelerine rağmen Amerika Birleşik Devletlerinin Güleni sınırdışı etme girişiminde bulunmadığına dikkat çekmek istiyoruz.” vurgusu yapıldı.
HİZMET HAREKETİNE DAHA ŞEFFAF OLUN ÇAĞRISI
Raporda Hizmet Hareketi’yle yapılan görüşmelere de özetle yer verilirken, yeterince şeffaf olunmadığına vurgu yapıldı. Raporda 15 Temmuz’u yapan kişilerle ilgili de şu değerlendirme dikkat çekti:”Güencilerin darbe girişimindeki tek öğe olmaları mümkün gözükmüyor. Ordudaki AKP’ye karşı Kemalist ögeler, veya sırf pozisyonlarını korumak isteyen kimseler de darbeye katılmış olmaları muhtemel. Bazıları, hususen düşük rütbeliler en azından başlarda bir darbeye katıldıklarını farketmeden iştirak etmişler gibi gözüküyor.”
SOMUT DELİL YOK
Türk Hükümeti’nin tüm dünyayı Hizmet Hareketi’ni terörist olarak tanımaları için yaptığı çağrıya da değinilen raporda, bunun için somut delilin olmadığı vurgulandı. Raporda Türkiye ile İngiltere arasındaki ticari ilişkiye de vurgu var:”Hem İngiltere hem Turkiye hükümeti iki ülke arasindaki ticari anlaşmaların yanı sıra savunmave güvenlik konusunda işbirliğini artırmanın faydalarını vurgulamıştır. Fakat izlenimimiz şudur ki, iki ülke arasında ortak değerler değil ortak çıkarlar mevcut ve İngiltere’nin Türkiye’yle stratejik ilişki yürütmeye çalışırken insan hakları konusundaki endişelerini göz ardı ediyormuş izlenimi verme riski var”
Raporda, Güneydoğu’da yaşananlara da dikkat çekildi ve şöyle dendi: “Bir dönemler bölgede
örnek ülke olarak gösterilen Türkiye’nin demokrasisi ve demokratik kültürü ciddi baskı altındadır. HDP’li millet vekillerinin devam eden göz altı ve tutukluluklarını hakkındaki yaygın endişeyi paylaşıyoruz.”
RAPORDA DİKKAT ÇEKEN ÜÇ VURGU
-İzlemimiz şudur ki iki ülke arasında ortak değerler değil ortak çıkarlar mevcut ve İngiltere’nin Türkiye’yle stratejik ilişki yürütmeye çalışırken insan hakları konusundaki endişelerini göz ardı ediyormuş izlenimi verme riski var.
-Dışişleri Bakanlığına bir sonraki İnsan Hakları ve Demokrasi Raporu’na Türkiye’yi ‘İnsan Hakları Öncelikli/Aciliyetli Ülkeler’ [Problemli ülkeler] listesine dahil etmesini tavsiye ediyoruz
-İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye ile kuracağı ilişki sadece devlet organlarıyla ya da devleti şuanda yönetmekte olan parti ve kişilerle kısıtlı olmamalı.