MİT’in keyfi fişleme
listelerine göre yapılan hukuksuz tutuklamalar sonrası hem polislerin, hem
savcı ve hakimlerin hem de cezaevi yönetimlerinin “keyfi” zulümleri
sürüyor.
Konya’da yaşayan ve Milli Eğitim Bakanlığı’nda öğretmenlik yapan 2 çocuk annesi
Eğitim-Bir sen üyesi H.K, öğretmenlik görevine devam ederken savcılıktan gelen
yurtdışı yasağı tebligatı ile şoka uğradı. Haklarında her hangi bir soruşturma
olmadığı halde bu durum karşısında savcılığa giden aile “İfademize
başvurun, yanlış bir anlama var, şüphe varsa hakkımızda yardımcı olalım”
dedikleri dosya savcısı Nevzat Sağın sadece “Tedbir” demekle yetindi.
Öğretmen HK. ‘Neyin tedbiri savcı bey dersten çıktım geldim ben. Şimdi çıkıp
tekrar derse gireceğim’ deyince savcı “Açıktağa alınmadın mı sen?”
diyerek şaşkınlık ifade etti. “O zaman tedbir içindir, İl Milli
Eğitim talep etmiştir” diyerek notunu aldı.
Kısa süre sonra aile tatildeyken bir sabah evlerini polis bastı. Öğretmen HK,
dosya savcısının izinde olması gerekçe gösterilerek adı bildirilmeyen nöbetçi
savcı tarafından “Bylock” suçlaması yöneltildi. MİT’in
fişlemelere kılıf olarak kullandığı ve hukuki delil olamayacağı kanıtlanan
“Bylock” listesine sonradan eklenen öğretmen HK ertesi sabah
tutuklandı. Öğretmen HK iPhone marka telefon kullandığı ve andorid sisteme
sahip telefonu olmadığı için Bylock yüklemesi mümkün değil. Hatta
kullandığı telefon yurt dışından geldiği için BTK’ya yazılan dilekçedeki imei
numarası ile iddia edilen imei numarası arasında hiçbir ilgi bulunmuyor.
GÖRÜŞ GÜNÜ HUKUKSUZ CEZAEVİ SEVKİ
Ailesi, Konya’da tutuklu bulunan HK’yı ziyaret etmek için 40 günün sonunda
belirtilen açık görüş gününde cezaevine gitti. Cezaevi kapısında işlemleri
bekledikleri sıralarda HK ile aynı anda 20 civarında tutuklunun Bursa, Uşak,
Ankara ve Ereğli’ye sevkedildiklerini öğrendiler. HK’nın eşi, 2 küçük çocuğu ve
diğer tutuklu kadınların aileleri bu haber karşısında üzüntüye boğuldu.
Özellikle çocuklar, 40 gündür göremedikleri annelerine kavuşacak, onlara ilk
kez dokunacaktı. Tutuklu yakınlarından bazıları cezaevi sevk araçlarını
takip ederek nereye götürüldüklerini öğrenmeye çalıştı.
Cezaevi yönetiminin ailelere “Açık görüş var, gelin” demesine rağmen
aynı gün tutukluların başka cezaevine sevk edilmesi hukuksuzluk ve zulme yeni
bir boyut kazandırdı. Hukuksuz uygulamayı yapanlar masum insanları tutuklamakla
kalmayıp ailelere de acı cektirmek, çocuklara zulüm üstüne zulüm yapmak için
var güçleriyle çalışıyor. Temel insan haklarından mahrum bırakılan ve adeta
esir gibi tutulan tutukluların yanısıra evrensel hak olan cezaevi görüşü de
engellenerek keyfi zulüm sürdürülüyor.
CEZAEVİNDE KADINLARA AYRI ZULÜM
Öte yandan Konya’da kadın cezaevinde yer kalmadığı için tutuklanan 24 kadının
sevk olana kadar 40 gün boyunca müşahade odasında tutulduğu öğrenildi. Bitişik
olarak ancak 15 yatağın sığdığı müşahade odasında 24 kadın hukuksuz şekilde
tutuldu.