Hizmet Hareketi’ne
yönelik Kitlesel Kırım’da bir öğretmen daha hayatını kaybetti.Bu kez kurban,
ihraç edilene kadar Bayburt’ ta Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi öğretmenliği
yapan Fatih Korkmaz oldu.Fatih Korkmaz’a 2016 yılının Şubat ayında kanser
teşhisi konuldu.
Ankara’da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde
çok zorlu bir beyin ameliyatı geçirdi.
Uzun ve zorlu bir tedavi sürecine tabi tutulacağı için mecburen tayinini
Ankara’ya yaptırıp mesleğine burada devam etti.Fatih Korkmaz’ın tedavisi olumlu
şekilde ilerlemeye başlamıştı ki Erdoğan’ın “Allah’ın lütfu olarak” nitelediği
15 Temmuz meydana geldi.
KANSER TEDAVİSİ GÖRÜYOR OLMASINA RAĞMEN TUTUKLADILAR
17 Ağustos 2016 günü sabahın erken saatlerinde Fatih öğretmenin evi polisler
tarafından basıldı. Kaçma şüphesi gerekçe gösterilerek gözaltına alındı. Oysa
tedavisinin ortasındaydı ve kaçacak ne gücü ne de hali vardı.Talihsiz öğretmeni
eşiğinin ve 2 çocuğunun gözü önünde ters kelepçe takarak apar topar Bayburt’a
götürdüler.Emniyette önüne suç olarak karşısına hiçbir menfaat beklemeden
yaptığı hayır işleri ve çocuğunu özel bir okula göndermesi kondu.Fatih Korkmaz,
beyin kanseri tedavisinin sürmekte olduğuna, kısa süre önce beyninden zorlu bir
ameliyat geçirdiğine ilişin belgeleri sunsa da savcılık “tutuklamaya”
sevk etti ve Sulh Ceza Hakimliği de bu raporları yok sayarak tutuklama kararı
verdi.
SAVCI HER DEFASINDA AİLESİNİ KOVDU
Fatih Korkmaz’ın kardeşi tutuklama kararının ardından Hacettepe Üniversitesi
Tıp Fakültesi Hastanesi’nde kanser tedavisine dair 3 kez rapor alarak Bayburt
Cumhuriyet Savcısına ibraz etti.
Ailesi ve kardeşi, Fatih Korkmaz’ın durumunu defalarca anlatmaya çalışsa da,
savcı dinlemediği gibi, aileyi kovdu.
VEFAT EDECEĞİNİ ANLAYINCA APAR TOPAR TAHLİYE ETTİLER
Fatih Korkmaz’ın durumu, gözaltında ve cezaevinde maruz kaldığı zulümler ve
tedavisinin durması nedeniyle kötüleşmeye başladı.Cezaevinden gelen durumunun
çok kötü olduğu bilgisi üzerine; savcı ve hakim, “Elimizde kalmasın”
düşüncesiyle apar topar tahliye kararı verdi ancak artık çok geçti.Fatih
öğretmen, tahliye edildikten 25 gün sonra hayata gözlerini yumdu. Cenazesi
gözyaşları arasında bir çınar ağacının altına defnedildi. Geride gözü yaşlı bir
eş ve 2 küçük çocuk bıraktı.
İŞTE FATİH ÖĞRETMENİN KATİLLERİ
Fatih Korkmaz, sistematik şekilde yürütülen Kitlesel Kırım’ın kurbanlarından
birisi oldu.
Bayburt Başsavcısı Hasan Uğurlu, Emniyet Müdürü Sezayi Er, soruşturma savcısı
ve tutuklama kararını veren sulh ceza hakimliği ortak işledikleri suçla, Fatih
Korkmaz’ın kanser tedavisini yarım bırakmak, hastalığın ilerlemesine yol açmak,
raporlara rağmen tedavi haklarından mahrum bırakarak ölümüne neden olmak
suçlarını işlediler.Ayrıca tutuklunun kanser hastası olduğunu ve tedavisinin
durduğunu bilmesine rağmen sessiz kalan cezaevi müdürü de cinayete ortak oldu.
Hukukçular Fatih öğretmenin ölümüne neden olan bu isimlerin sorumluluktan asla
kurtulamayacaklarını belirtiyor.
SON DAKİKA TAHLİYESİ ONLARI KURTARAMAYACAK
Türk Ceza Kanunu’nun 21’nci maddesi kişilerin öngörmelerine rağmen “olursa
olsun” anlayışıyla hareket ettikleri durumlarda meydana gelen suç açısından
kasıtlı hareket ettiklerini kabul ediyor.
Hukukçular şu tespitleri yaptı: “Bu yetkililer Fatih öğretmenin kanser hastası
olduğunu bilerek ve onun cezaevi koşullarında yaşamını öngörerek hareket
etmişlerdir. Dolayısıyla vefatından kasıtlı olarak sorumludurlar. Yani olası
kasıtla Fatih öğretmeni öldürmüşlerdir. Son dakika tahliyesi onları
kurtaramayacaktır.”Aktifhaber
Hizmet Hareketi’ne
yönelik Kitlesel Kırım’da bir öğretmen daha hayatını kaybetti.Bu kez kurban,
ihraç edilene kadar Bayburt’ ta Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi öğretmenliği
yapan Fatih Korkmaz oldu.Fatih Korkmaz’a 2016 yılının Şubat ayında kanser
teşhisi konuldu.
Ankara’da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde
çok zorlu bir beyin ameliyatı geçirdi.
Uzun ve zorlu bir tedavi sürecine tabi tutulacağı için mecburen tayinini
Ankara’ya yaptırıp mesleğine burada devam etti.Fatih Korkmaz’ın tedavisi olumlu
şekilde ilerlemeye başlamıştı ki Erdoğan’ın “Allah’ın lütfu olarak” nitelediği
15 Temmuz meydana geldi.
KANSER TEDAVİSİ GÖRÜYOR OLMASINA RAĞMEN TUTUKLADILAR
17 Ağustos 2016 günü sabahın erken saatlerinde Fatih öğretmenin evi polisler
tarafından basıldı. Kaçma şüphesi gerekçe gösterilerek gözaltına alındı. Oysa
tedavisinin ortasındaydı ve kaçacak ne gücü ne de hali vardı.Talihsiz öğretmeni
eşiğinin ve 2 çocuğunun gözü önünde ters kelepçe takarak apar topar Bayburt’a
götürdüler.Emniyette önüne suç olarak karşısına hiçbir menfaat beklemeden
yaptığı hayır işleri ve çocuğunu özel bir okula göndermesi kondu.Fatih Korkmaz,
beyin kanseri tedavisinin sürmekte olduğuna, kısa süre önce beyninden zorlu bir
ameliyat geçirdiğine ilişin belgeleri sunsa da savcılık “tutuklamaya”
sevk etti ve Sulh Ceza Hakimliği de bu raporları yok sayarak tutuklama kararı
verdi.
SAVCI HER DEFASINDA AİLESİNİ KOVDU
Fatih Korkmaz’ın kardeşi tutuklama kararının ardından Hacettepe Üniversitesi
Tıp Fakültesi Hastanesi’nde kanser tedavisine dair 3 kez rapor alarak Bayburt
Cumhuriyet Savcısına ibraz etti.
Ailesi ve kardeşi, Fatih Korkmaz’ın durumunu defalarca anlatmaya çalışsa da,
savcı dinlemediği gibi, aileyi kovdu.
VEFAT EDECEĞİNİ ANLAYINCA APAR TOPAR TAHLİYE ETTİLER
Fatih Korkmaz’ın durumu, gözaltında ve cezaevinde maruz kaldığı zulümler ve
tedavisinin durması nedeniyle kötüleşmeye başladı.Cezaevinden gelen durumunun
çok kötü olduğu bilgisi üzerine; savcı ve hakim, “Elimizde kalmasın”
düşüncesiyle apar topar tahliye kararı verdi ancak artık çok geçti.Fatih
öğretmen, tahliye edildikten 25 gün sonra hayata gözlerini yumdu. Cenazesi
gözyaşları arasında bir çınar ağacının altına defnedildi. Geride gözü yaşlı bir
eş ve 2 küçük çocuk bıraktı.
İŞTE FATİH ÖĞRETMENİN KATİLLERİ
Fatih Korkmaz, sistematik şekilde yürütülen Kitlesel Kırım’ın kurbanlarından
birisi oldu.
Bayburt Başsavcısı Hasan Uğurlu, Emniyet Müdürü Sezayi Er, soruşturma savcısı
ve tutuklama kararını veren sulh ceza hakimliği ortak işledikleri suçla, Fatih
Korkmaz’ın kanser tedavisini yarım bırakmak, hastalığın ilerlemesine yol açmak,
raporlara rağmen tedavi haklarından mahrum bırakarak ölümüne neden olmak
suçlarını işlediler.Ayrıca tutuklunun kanser hastası olduğunu ve tedavisinin
durduğunu bilmesine rağmen sessiz kalan cezaevi müdürü de cinayete ortak oldu.
Hukukçular Fatih öğretmenin ölümüne neden olan bu isimlerin sorumluluktan asla
kurtulamayacaklarını belirtiyor.
SON DAKİKA TAHLİYESİ ONLARI KURTARAMAYACAK
Türk Ceza Kanunu’nun 21’nci maddesi kişilerin öngörmelerine rağmen “olursa
olsun” anlayışıyla hareket ettikleri durumlarda meydana gelen suç açısından
kasıtlı hareket ettiklerini kabul ediyor.
Hukukçular şu tespitleri yaptı: “Bu yetkililer Fatih öğretmenin kanser hastası
olduğunu bilerek ve onun cezaevi koşullarında yaşamını öngörerek hareket
etmişlerdir. Dolayısıyla vefatından kasıtlı olarak sorumludurlar. Yani olası
kasıtla Fatih öğretmeni öldürmüşlerdir. Son dakika tahliyesi onları
kurtaramayacaktır.”Aktifhaber
Hizmet Hareketi’ne
yönelik Kitlesel Kırım’da bir öğretmen daha hayatını kaybetti.Bu kez kurban,
ihraç edilene kadar Bayburt’ ta Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi öğretmenliği
yapan Fatih Korkmaz oldu.Fatih Korkmaz’a 2016 yılının Şubat ayında kanser
teşhisi konuldu.
Ankara’da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde
çok zorlu bir beyin ameliyatı geçirdi.
Uzun ve zorlu bir tedavi sürecine tabi tutulacağı için mecburen tayinini
Ankara’ya yaptırıp mesleğine burada devam etti.Fatih Korkmaz’ın tedavisi olumlu
şekilde ilerlemeye başlamıştı ki Erdoğan’ın “Allah’ın lütfu olarak” nitelediği
15 Temmuz meydana geldi.
KANSER TEDAVİSİ GÖRÜYOR OLMASINA RAĞMEN TUTUKLADILAR
17 Ağustos 2016 günü sabahın erken saatlerinde Fatih öğretmenin evi polisler
tarafından basıldı. Kaçma şüphesi gerekçe gösterilerek gözaltına alındı. Oysa
tedavisinin ortasındaydı ve kaçacak ne gücü ne de hali vardı.Talihsiz öğretmeni
eşiğinin ve 2 çocuğunun gözü önünde ters kelepçe takarak apar topar Bayburt’a
götürdüler.Emniyette önüne suç olarak karşısına hiçbir menfaat beklemeden
yaptığı hayır işleri ve çocuğunu özel bir okula göndermesi kondu.Fatih Korkmaz,
beyin kanseri tedavisinin sürmekte olduğuna, kısa süre önce beyninden zorlu bir
ameliyat geçirdiğine ilişin belgeleri sunsa da savcılık “tutuklamaya”
sevk etti ve Sulh Ceza Hakimliği de bu raporları yok sayarak tutuklama kararı
verdi.
SAVCI HER DEFASINDA AİLESİNİ KOVDU
Fatih Korkmaz’ın kardeşi tutuklama kararının ardından Hacettepe Üniversitesi
Tıp Fakültesi Hastanesi’nde kanser tedavisine dair 3 kez rapor alarak Bayburt
Cumhuriyet Savcısına ibraz etti.
Ailesi ve kardeşi, Fatih Korkmaz’ın durumunu defalarca anlatmaya çalışsa da,
savcı dinlemediği gibi, aileyi kovdu.
VEFAT EDECEĞİNİ ANLAYINCA APAR TOPAR TAHLİYE ETTİLER
Fatih Korkmaz’ın durumu, gözaltında ve cezaevinde maruz kaldığı zulümler ve
tedavisinin durması nedeniyle kötüleşmeye başladı.Cezaevinden gelen durumunun
çok kötü olduğu bilgisi üzerine; savcı ve hakim, “Elimizde kalmasın”
düşüncesiyle apar topar tahliye kararı verdi ancak artık çok geçti.Fatih
öğretmen, tahliye edildikten 25 gün sonra hayata gözlerini yumdu. Cenazesi
gözyaşları arasında bir çınar ağacının altına defnedildi. Geride gözü yaşlı bir
eş ve 2 küçük çocuk bıraktı.
İŞTE FATİH ÖĞRETMENİN KATİLLERİ
Fatih Korkmaz, sistematik şekilde yürütülen Kitlesel Kırım’ın kurbanlarından
birisi oldu.
Bayburt Başsavcısı Hasan Uğurlu, Emniyet Müdürü Sezayi Er, soruşturma savcısı
ve tutuklama kararını veren sulh ceza hakimliği ortak işledikleri suçla, Fatih
Korkmaz’ın kanser tedavisini yarım bırakmak, hastalığın ilerlemesine yol açmak,
raporlara rağmen tedavi haklarından mahrum bırakarak ölümüne neden olmak
suçlarını işlediler.Ayrıca tutuklunun kanser hastası olduğunu ve tedavisinin
durduğunu bilmesine rağmen sessiz kalan cezaevi müdürü de cinayete ortak oldu.
Hukukçular Fatih öğretmenin ölümüne neden olan bu isimlerin sorumluluktan asla
kurtulamayacaklarını belirtiyor.
SON DAKİKA TAHLİYESİ ONLARI KURTARAMAYACAK
Türk Ceza Kanunu’nun 21’nci maddesi kişilerin öngörmelerine rağmen “olursa
olsun” anlayışıyla hareket ettikleri durumlarda meydana gelen suç açısından
kasıtlı hareket ettiklerini kabul ediyor.
Hukukçular şu tespitleri yaptı: “Bu yetkililer Fatih öğretmenin kanser hastası
olduğunu bilerek ve onun cezaevi koşullarında yaşamını öngörerek hareket
etmişlerdir. Dolayısıyla vefatından kasıtlı olarak sorumludurlar. Yani olası
kasıtla Fatih öğretmeni öldürmüşlerdir. Son dakika tahliyesi onları
kurtaramayacaktır.”Aktifhaber
Hizmet Hareketi’ne
yönelik Kitlesel Kırım’da bir öğretmen daha hayatını kaybetti.Bu kez kurban,
ihraç edilene kadar Bayburt’ ta Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi öğretmenliği
yapan Fatih Korkmaz oldu.Fatih Korkmaz’a 2016 yılının Şubat ayında kanser
teşhisi konuldu.
Ankara’da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde
çok zorlu bir beyin ameliyatı geçirdi.
Uzun ve zorlu bir tedavi sürecine tabi tutulacağı için mecburen tayinini
Ankara’ya yaptırıp mesleğine burada devam etti.Fatih Korkmaz’ın tedavisi olumlu
şekilde ilerlemeye başlamıştı ki Erdoğan’ın “Allah’ın lütfu olarak” nitelediği
15 Temmuz meydana geldi.
KANSER TEDAVİSİ GÖRÜYOR OLMASINA RAĞMEN TUTUKLADILAR
17 Ağustos 2016 günü sabahın erken saatlerinde Fatih öğretmenin evi polisler
tarafından basıldı. Kaçma şüphesi gerekçe gösterilerek gözaltına alındı. Oysa
tedavisinin ortasındaydı ve kaçacak ne gücü ne de hali vardı.Talihsiz öğretmeni
eşiğinin ve 2 çocuğunun gözü önünde ters kelepçe takarak apar topar Bayburt’a
götürdüler.Emniyette önüne suç olarak karşısına hiçbir menfaat beklemeden
yaptığı hayır işleri ve çocuğunu özel bir okula göndermesi kondu.Fatih Korkmaz,
beyin kanseri tedavisinin sürmekte olduğuna, kısa süre önce beyninden zorlu bir
ameliyat geçirdiğine ilişin belgeleri sunsa da savcılık “tutuklamaya”
sevk etti ve Sulh Ceza Hakimliği de bu raporları yok sayarak tutuklama kararı
verdi.
SAVCI HER DEFASINDA AİLESİNİ KOVDU
Fatih Korkmaz’ın kardeşi tutuklama kararının ardından Hacettepe Üniversitesi
Tıp Fakültesi Hastanesi’nde kanser tedavisine dair 3 kez rapor alarak Bayburt
Cumhuriyet Savcısına ibraz etti.
Ailesi ve kardeşi, Fatih Korkmaz’ın durumunu defalarca anlatmaya çalışsa da,
savcı dinlemediği gibi, aileyi kovdu.
VEFAT EDECEĞİNİ ANLAYINCA APAR TOPAR TAHLİYE ETTİLER
Fatih Korkmaz’ın durumu, gözaltında ve cezaevinde maruz kaldığı zulümler ve
tedavisinin durması nedeniyle kötüleşmeye başladı.Cezaevinden gelen durumunun
çok kötü olduğu bilgisi üzerine; savcı ve hakim, “Elimizde kalmasın”
düşüncesiyle apar topar tahliye kararı verdi ancak artık çok geçti.Fatih
öğretmen, tahliye edildikten 25 gün sonra hayata gözlerini yumdu. Cenazesi
gözyaşları arasında bir çınar ağacının altına defnedildi. Geride gözü yaşlı bir
eş ve 2 küçük çocuk bıraktı.
İŞTE FATİH ÖĞRETMENİN KATİLLERİ
Fatih Korkmaz, sistematik şekilde yürütülen Kitlesel Kırım’ın kurbanlarından
birisi oldu.
Bayburt Başsavcısı Hasan Uğurlu, Emniyet Müdürü Sezayi Er, soruşturma savcısı
ve tutuklama kararını veren sulh ceza hakimliği ortak işledikleri suçla, Fatih
Korkmaz’ın kanser tedavisini yarım bırakmak, hastalığın ilerlemesine yol açmak,
raporlara rağmen tedavi haklarından mahrum bırakarak ölümüne neden olmak
suçlarını işlediler.Ayrıca tutuklunun kanser hastası olduğunu ve tedavisinin
durduğunu bilmesine rağmen sessiz kalan cezaevi müdürü de cinayete ortak oldu.
Hukukçular Fatih öğretmenin ölümüne neden olan bu isimlerin sorumluluktan asla
kurtulamayacaklarını belirtiyor.
SON DAKİKA TAHLİYESİ ONLARI KURTARAMAYACAK
Türk Ceza Kanunu’nun 21’nci maddesi kişilerin öngörmelerine rağmen “olursa
olsun” anlayışıyla hareket ettikleri durumlarda meydana gelen suç açısından
kasıtlı hareket ettiklerini kabul ediyor.
Hukukçular şu tespitleri yaptı: “Bu yetkililer Fatih öğretmenin kanser hastası
olduğunu bilerek ve onun cezaevi koşullarında yaşamını öngörerek hareket
etmişlerdir. Dolayısıyla vefatından kasıtlı olarak sorumludurlar. Yani olası
kasıtla Fatih öğretmeni öldürmüşlerdir. Son dakika tahliyesi onları
kurtaramayacaktır.”Aktifhaber