Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un
“21 Mart’ta Hz. Ali’nin doğum günü kutlamasının Ankara’da
yapılacağını” ilişkin açıklamalarına Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı
(HBVAKV) Genel Başkanı Dr. Tuncer Baş’tan yanıt geldi.
Baş, 15
yıldır hükümettee olan bir partinin bu yasaklamayı bugün fark etmiş olması ve
bir şeyler yapacağını söylemesinin inandırıcı ve tatmin edici bulmadıklarını
söyledi. AKP ve yapılan Alevi açılımlarının sonuçları
itibariyle boş çıktığına dikkat çeken Tuncer Baş, “Hükümet adına Numan
Kurtulmuş’un yaptığı açıklamayı Aleviler olarak çok ciddiye almıyoruz” diye
konuştu.“Bize göre hükümet Aleviler için bir şey yapmak istiyorsa Alevilerin
yurttaşlık hukuku çerçevesinde taleplerini dikkate almalıdır” sözleriyle
zorunlu din dersi, Cem evlerinin statüsü gibi önemli talepleri hatırlatan
Tuncer Baş şunları söyledi:“Ama hükümet hala ısrarla bir referandum öncesinde
bir seçim hamlesi olduğu apaçık görünen bir tutum içerisindedir. Bu hamlelerin
Alevilerin dünyasında bir karşılığı yoktur.”
“Daha önceki Alevi açılımları sonuçları itibariyle
boş çıkmıştır”
Hacı Bektaş Veli
Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Genel Başkanı Dr. Tuncer Baş’ın hükümetten gelen
son açıklamalara ilişkin T24’ün sorusuna değerlendirmesi şöyle.Hükümet
adına Numan Kurtulmuş’un yaptığı açıklamayı Aleviler olarak çok ciddiye
almıyoruz. 15 yıldır hükümette olan bir partinin bir yasaklamayı bugün fark
etmiş olması ve bu konuda bir şeyler yapacağını söylemesi inandırıcı ve tatmin
edici değildir. Kaldı ki daha öncede yapılan Alevi açılımları da sonuçları
itibariyle boş çıkmıştır.
“Bir şey yapmak istiyorsa…”
Çalıştayları sürecinde çalıştayı yürüten bakana ve
koordine eden kişiye Aleviler adına gerekli taleplerimizi bir rapor
çerçevesinde sunmuştuk. 21 Martta Kürt halkıyla Nevrozu kutlayan hükümet bu
yılda Alevilerle Hz. Ali’nin doğumun günün kutlamayı planladığını açıklıyor.
Bize göre hükümet Aleviler için bir şey yapmak istiyorsa Alevilerin yurttaşlık
hukuku çerçevesinde taleplerini dikkate almalıdır. Örneğin; Cem evlerini
ibadethane olarak yasal statüye kavuşturulması konusunda çalışmalar
yapabilirler. Zorunlu din derslerini kaldırarak Alevi çocuklar üzerindeki
psikolojik işkenceye ve asimilasyona son verebilirler ve bunları yapmak için
hazır bekleyen AHİM kararlarını uygulamaları yeterlidir.
“Adım atmak yerine müdahil olma yolunu
seçiyorlar”
Hükümet tüm bu somut konularda adım atmak yerine
Alevilerin inanç dünyasına müdahil olma yolunu seçmektedir. Her zaman ifade
ettiğimiz gibi laik bir devletin temek görevi yurttaşlarını inanç ve
ritüellerine müdahil olmak ve onları tanımlamak değildir. Kaldı ki bizim bu
isteklerimiz sadece Aleviler için değildir. Bizim taleplerimiz tüm inanç
gurupları, etnik guruplar ve de bütün toplum kesimleri içindir. Laik ve
demokratik bir devletin yapması gereken en temel şey yurttaşlarının yurttaşlık
hukukundan doğan haklarını vermek olmalıdır. Ama hükümet hala ısrarla bir
referandum öncesinde bir seçim hamlesi olduğu apaçık görünen bir tutum
içerisindedir. Bu hamlelerin Alevilerin dünyasında bir karşılığı yoktur. Kaynak t24.com