Risale-i Nur Enstitüsü ve Yeni Asya Gazetesi tarafından 12. Risale-i Nur Kongresi kapsamında organize edilen “Hukukun üstünlüğü ve adalet” konulu panel, geçtiğimiz gün Kaya Ramada Otel’de düzenlendi.
Prof. Dr. Mustafa Erdoğan ve yazar Taha Akyol ile birlikte panelistler arasında yer alan Kâzım Güleçyüz, konuşmasında eski yüksek yargı üyelerinin yaşadığı mağduriyetleri ilk kez kamuoyuyla paylaştı.Yüksek yargı mensuplarının 16 Temmuz 2016 günü Danıştay yüksek kurulunda kendilerine hiçbir resmi evrak ibraz edilmediği halde, meslektaşları ve basın mensuplarının gözü önünde terörist muamelesi yapılarak gözaltına alındığını söyleyen Güleçyüz, “Aynı muamele ile 4 günlük gözaltı süresi devam etmiş, 35 saat aç susuz bırakılmışlar, dördüncü gün Ankara Emniyet Müdürlüğü ve Ankara Adliyesi binalarında elleri ters kelepçeli olarak tüm vatandaşlara teşhir amaçlı dolaştırılmışlar” diyerek yaşanan mağduriyetleri şöyle anlattı:Bir geceyi 100 üzerinden kişiyle birlikte Adliye meclisinde ters kelepçe olarak geçirmişler, tutuklama kararı ertesi gün verilmiştir. Kararın ardından Sincan T Tipi Cezaevinde 8 kişilik koğuşlara yaklaşık 30 kişi olarak konulmuşlar, terörist muamelesi yapılarak 3 ayı bu şekilde geçirmişlerdir. Sonra cezalandırma amaçlı olarak Kırıkkale Keskin T Tipi Cezaevi’nde tek kişilik hücrelere yerleştirilmişlerdir. 5 buçuk aydır bu hücrelerde terörist muamelesi görerek kalmaktadırlar. Bilindiği üzere tek kişilik hücreler, hükümlülere bir yaptırım olarak getirilmişlerdir. Ancak şuan haklarında bir mahkumiyet hükmü bulunmayan, yargılama aşamasına dahi başlanılmayan, tutuklu ve ihraç edilmiş yüksek yargı üyeleri var. Yürütülen soruşturmada hakim ve savcılara özgü özel soruşturma yöntemlerine başvurulmamıştır.
HUKUKA AYKIRI
“Bir yüksek yargı hakimi hakkında genel hükümlere göre soruşturma başlatılması, yakalama, gözaltı, arama ve el koyma kararları verilmesi hukuka aykırıdır” değerlendirmesinde bulunan Güleçyüz, “Hayatını mesleğine adamış, 20-30 yıl hakimlik yapmış ve sonunda yüksek yargı üyesi olmuş 1. Sınıf hakimler kanun gereği Yargıtay’da yargılanmaları gerekirken henüz mesleğe başlamış, kıdemsiz tek bir hakim tarafından yargılanıp gerekçesiz tek bir kararla terörist muamelesi yapılarak tutuklanmışlardır” dedi.Aradan 8 aydan fazla bir süre geçmesine rağmen haklarında bir iddianame tanzim edilip kamu davası açılmadığının altını çizen Güleçyüz, “Tutuklu 147 yüksek yargı hakiminin mahkemeye çıkarılmadan haklarında her 30 günde bir dosya üzerinden “Tutukluluk hallerinin devamına” kararı verilmektedir” dedi ve ekledi: Bu Sulh Ceza Hakimliliklerinin matbu, klişeleşmiş ifadelerine karşı Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmuş olsa da buradan da hiçbir karar çıkmamıştır. Hukukun bittiği yerdir bu. Türkiye’yi hukukun bittiği bir ülke haline getirmeye kimsenin hakkı yoktur. Kaynak: Yeniasya