Kazakistan’ın önde gelen ekonomistlerinden Oljas Kudaybergenov, Türk Hükümetinin yurtdışında pasaportları iptal edilen ve oralarda doğan çocuklara Türk pasaportunun verilmemesini, yönetmenliğini Oscar ödüllü Steven Spielberg’in yaptığı ve başrolde ünlü oyuncu Tom Hanks’in oynadığı “Terminal” filmine benzetti.
Resmi Facebook sayfasından konu ile ilgili olarak düşüncelerini paylaşan Kazak ekonomist Oljas Kudaybergenov, yazısında Kazakistan’da uzun zamandır yaşayan ve son aylarda bu ülkede dünyaya gelen Türk ailelerinin çocuklarına Türkiye’nin Astana Büyükelçiliği’nin pasaport vermemesini ve biten pasaportları uzatmamasını eleştirdi. Yazısında yaşanan olayları “The Terminal” filmine benzeten Kudaybergenov, ismini vermediği ancak 12 sene önce Kazakistan’a gelen bir Türk öğretmenin son günlerde yaşadıklarını yazdı. Kudaybergenov, Türkiye’den Kazakistan’a gelen öğretmenin ilk başlarda sadece iki yıllığına geldiğini ancak zamanla bu ülkeyi kendi vatanı gibi benimsediğinden dolayı Kazakistan’da kalmaya karar verdiğini ifade ederek yazısına şöyle devam etti: “12 sene önce Kazakistan’a Türkiye’den bir öğretmen gelir. İlk başta sadece iki sene çalışma niyetinde olan bu kişi, Kazak halkını sever ve çocukların da yetenekli olduğunu görünce burada kalmaya karar verir. Sıradan maaş alan bu öğretmen yerli öğretmenler ile aynı şartlarda yaşar. Her şey yolunda gitmektedir. Bu kişi sevdiği ülkede yaşarken, çok sayıda dost ve tanıdık da edinir. Geleceğini Kazakistan ile bağdaştırmaya karar veren bu öğretmenin zamanla Kazakistan’da birkaç çocuğu dünyaya gelir. Tam da her şey yolunda giderken Türkiye’de darbe girişimi olur. Türk hükümeti, ülkede yaşanan darbe girişimini Fethullah Gülen ve eğitim faaliyetlerinde yer alan, Gülen’in fikirlerini beğenen yüzbinlerce hatta milyonlarca kişilerin yaptığını iddia eder. Hatta uzun zamandan beri Kazakistan’da yaşayanları da buna dahil eden Türk hükümetinin herkesi potansiyel suçlu görme kuşkusu artık sınırları aşmıştır.”
Devlet politikasıyla insanlık arasındaki ince çizgi nerede?
15 Temmuz’da yaşanan menfur darbe girişiminden sonra 12 senedir Kazakistan’da bulunan bir öğretmenin dünyaya yeni gelmiş bir haftalık çocuğunu bile terörist olarak görmesi ve kabul etmesinden dolayı pasaport vermemesini kirli bir oyuna benzeten Oljas Kudaybergenov sözlerine şöyle devam etti: Biz Kazakistan olarak bu durumda elçiliği kapatıp direk işlerimizi Ankara’yla halletsek daha mı iyi olurdu acaba? Elbette siyaset pis bir iş. Fakat bu işe günahsız bebekleri bulaştırmalarını anlamak mümkün değil. Neden pasaportlar uzatılmıyor? Neden yeni doğan bebeklere pasaport verilmiyor? Neden bir ülke kendi vatandaşları için kalmanın da dönmenin de imkansız olduğu bu tip terminaller oluşturuyor? Resmi devlet politikasıyla insanlık arasındaki ince çizgi nerde? diye sordu.
Türk mallarını ve turizmini boykot çağrısı
Türk Büyükelçiliği ve Konsolosluğu’na gidip dert anlatmanın beyhude olduğunun altını çizen Oljas Kudaybergenov: “Eğer önümüzdeki ay içerisinde bu durum değişmezse Türk mallarında ve turizmine boykot ilan etmekte fayda görüyorum. Çocuklar siyaset dışı kalmalıdır? dedi.
Ülkelerine dönmek isteyen Türk vatandaşlarını ne bekliyor?
Kazakistan’daki Türk Büyükelçiliği’nin ve Almatı Konsolosluğu’nun uzun yıllar Kazakistan’da öğretmenlik yapan bu insanların pasaportlarını uzatmayarak veya dünyaya yeni gelmiş bebeklere pasaport vermeyerek ülkelerine döneceklerini düşündüğünü ancak Türkiye’de bu insanların suçsuz yere hapishanelere konulacağının altını çizen ekonomist Kudaybergenov, Türk yetkililerin bütün bu çabalarına rağmen amaçlarına ulaşamadığını vurguladı.
The Terminal Filminde ne anlatılıyor?
Krakozhia isimli bir ülkenin vatandaşı olan Viktor Navorski, JFK hava limanına giriş yaptığı an pasaportunun geçersiz olması nedeniyle Amerika’ya girme hakkını kaybeder. Ülkesine geri dönmek zorunda kalan talihsiz adam bu esnada havaalanında televizyonda yayınlanan haber bültenindeki bir habere takılır. Ülkesi Krakozhia’da sivil savaş çıkmıştır ve ABD artık ülkesini resmi olarak tanımamaktadır. Bu nedenle ABD karasularına giremeyen adam, aynı sebepten ötürü kendi ülkesine de dönememektedir. Pasaport ve kimliği geçersiz olan Viktor’un yapabileceği tek şey dilini bile bilmediği bu ülkenin havaalanında yaşamayı öğrenmek olacaktır.Stephaber.com