Ali Emir Pakkan-sHABER
Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanlığına aday olmasından sonra Türkiye’de yeni bir süreç başladı. Devlet içinde bazı birimler irticanın, bölücü tehdidin önüne geçtiğine dair değerlendirmeler yaptı. “İrtica ile mücadele” için bazı kanunların çıkarılması için hükümetlere baskı yapıldı. 163. Maddenin boşluğu terörle mücadele kanunu ile doldurulmaya, İslami cemaatler terör örgütü kapsamına sokulmaya çalışılacaktı!
Turgut Özal, Çankaya’da cumhurbaşkanlığı süresi bitmeden şüpheli şekilde hayatını kaybetti! Süleyman Demirel’le devletçi anlayış inisiyatifi tekrar ele geçirdi! Faili meçhul cinayetler, yargısız infazlarla 1993, adı konmamış bir darbe yılıydı! 28 Şubat’ta Refahyol hükümetine ” 28 Şubat kararları” imzalatıldı. 2004 MGK’sında hizmeti tasfiye yine en önemli gündemdi! AKP, eylem planını onayladı!
Dini hareketleri terör kapsamına alabilmek için çeşitli yollar denediler! PKK’yı kullanarak Kürtleri nasıl şiddetin içine çektilerse benzer şekillerle müslümanlar da terörün içine çekilecekti!
Dini hareketlere sızdılar! Bazı fason örgütler kurduruldu! Öğrenci Yurtlarına girildi, öğrenci evleri tutuldu. Misyonerleri, Ermeni ve Yahudi cemaatini hedef alan sarsıcı cinayetler işlendi! Faillerin izi sürüldüğünde veya yakalandıklarında yollar cemaatlere çıkacak ve özellikle hizmet hareketi ” terör örgütüne” dönüşecekti. Mensupları toplanıp içeri tıkılacaktı!
Dış dünyaya da şu denilecekti; “Türkiye’deki dinî gelişmeler, siyasetteki muhafazakâr yükseliş, yabancı düşmanlığını artırıyor. Hrant Dink gibi Ermeni bir yazar öldürülüyor. Hıristiyan ve Ermeni cemaatinin önde gelenleri suikasta kurban gidiyor. Siz Türkiye’de hoşgörü gösteriyorsunuz ama Fethullah Hoca’nın yandaşları birer yabancı düşmanı olmuş, misyonerleri kıtır kıtır kesiyorlar.”
Ancak Ergenekon soruşturmaları ile planlar deşifre oldu! Failler suçüstü yakalandı ve suçları ile birlikte bağlantılarını itiraf ettiler!
Şimdi AKP mahkemelerinde davalar yeniden açılıyor, katilleri salıverdiler! Gerçekleri yazmış gazetecileri “sanıklar” listesine ekliyorlar! Tabii en başta Fethullah Gülen adı bulunuyor!
Yine de Edirne’nin dışında kimseyi iftiralara inandıramıyorlar! Dahası vatandaşına tuzak kuran, illegal işlere bulaşmış kirli bir yapı durumuna düşüyorlar! Demokratik dünya yüzlerine kapıları kapatıyor! Barışçı bir hareketi terörist ilan etme günahı, bir bumerang gibi gelip kendilerini vuruyor!
Özal, Ecevit, bir ölçüde Demirel, Çiller, Erbakan bu hukuksuzluklara direndi! AKP ve lider kadrosu ise “evet” dedi; tarihin en zalim iktidarına dönüştüler! Kirli ilişkileri, hırsızlıkları, sahte darbe senaryoları, fişlemeler ve zulümleri ile birlikte isimlerini tarih yazacak!