MHP’deki muhalif kanadın önde gelen isimlerinden Meral Akşener, referandum
sürecine ilişkin olarak, ” Ben 28 Şubat sürecini yaşadım, bu kadar şerefsiz ve alçak iftiralarla
karşılaşmadım! O günle bugün arasında büyük bir namertlik farkı var. Ama ben 22
yıllık tecrübeli bir politikacıyım, bunlara pabuç bırakacak değilim. Milletimiz
de bir şeyi anladı; ‘Bu hanım muktedire boyun eğmez…” dedi.
Kongrede aday olacağını açıklamasıyla birlikte AKP’den yüzde 8 oyun MHP’ye
kaydığını belirten Meral Akşener, “MHP’nin oyu yüzde 22.7’ye yükseldi. Bugün bu
başkanlık sisteminin aniden ortaya getirilmesinin sebebinin, bizim
kurultayımızla ilgili olduğuna kalpten inanıyorum. “Al Başkanlığı, hallet
Meral’i” anlaşmasıdır bu. Ben buna kesin olarak inanıyorum.” dedi. Akşener
referandumla ilgili de “İki partinin oyu yüzde 62, bakalım yüzde 62’yi
toplayabilecekler mi, göreceğiz. MHP tabanının yüzde 80’i ‘hayır’ verecek.
Sayın Bahçeli, bu nedenle beka sorunu çıkardı. Cumhurbaşkanını “Partili
Cumhurbaşkanı” haline getirmek için nasıl bir beka sorunu var, bunu Bahçeli
anlatmak zorunda.” ifadesini kullandı.
Sözcü’ye
konuşan Meral Akşener’in röportajı.
MHP’deki muhalif kanadın önde gelen isimlerinden Meral Akşener, referandum sürecine ilişkin olarak, “Bugün bu başkanlık sisteminin aniden ortaya getirilmesinin sebebinin, bizim kurultayımızla ilgili olduğuna kalpten inanıyorum. ‘Al başkanlığı, hallet Meral’i’ anlaşmasıdır bu” dedi. Akşener, cemaatle bağlantılı olduğu iddiasına ilişkin olarak, “2006’da Türkçe Olimpiyaları’na Devlet Bahçeli talimat verdi de gittim, onun adına gittim” diye konuştu.
Sözcü gazetesinden Özlem Gürses’in sorularını yanıtlayan (4 Mart 2017) Akşener’in açıklamaları şöyle:
– Neden yaşanıyor bunlar sizce?
Çünkü vatandaşın sevgisiyle karşılaştık. Bu yaşananlar sanıyorum sadece Balgat açısından değil, hükümet açısından da bir korku yarattı. Anketlerde, bu işi başardığımız takdirde, AKP bünyesinden 8 puanlık bir seçmenin MHP’ye kaydığı ortaya çıktı. Ve o andan itibaren linç ve korkutma başladı.
– Aday olma kararını nasıl aldınız?
MHP’nin seçmen tabanı “Haydi bir yola çık” mesajı verince önemli bir araştırma şirketine bütçesini ödeyerek bir anket yaptırdım, MHP’nin benimle olan oyu yüzde 22.7 çıktı. Ben buna kıyamadım. Türk milliyetçilerinin iktidarına bir vesile gibi gördüm kendimi, ‘Başarabiliriz’ diye düşündüm. Abim rahmetli hiç istemedi. Rahmetli annem bana “traktör gibisin” derdi, bir karar verince traktör gibi giderim, nitekim öyle oldu.
– Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinden başlayalım. Sürekli sizin adınız geçerken Ekmeleddin İhsanoğlu aday gösterildi…
Bahçeli önce Abdullah Gül’e gitti, ancak teklifi kabul görmedi. Kılıçdaroğlu benim ismimi getirmiş gündeme, Bahçeli çok kızmış bu teklife! Sonuçta Ekmeleddin Bey’in adı çıktı, Kılıçdaroğlu da kabul etti. İhsanoğlu ile ciddi bir biçimde çalıştım. Fakat gördüm ki o kampanya sırasında İhsanoğlu cami avlusuna bırakılmış bir çocuk gibi ortada kaldı!
– İhsanoğlu Köşk’e çıkamadı ama MHP 7 Haziran’dan iktidar ortağı olarak çıktı…
7 Haziran seçim sonuçlarına baktığımda gördüğüm şey şuydu, millet AKP ile MHP’nin ortak iktidarını istedi. İşte orada karanlık bir alan var, soru işaretli. O gece, durup dururken, hiç kimseyle konuşmadan, kimsenin bilgisi yok, Bahçeli’nin birdenbire çok büyük bir şiddetle “Hadi bakalım seçime” demesi… O konuşmayı yaparken Genel Başkan Yardımcıları hayretler içinde baktı. Ha, anlaşıldı ki, biz Türkiye’yi seçime doğru götüreceğiz. O arada CHP ile Meclis Başkanlığı seçiminde kavga edildi. Oysa biz Meclis Başkanlığı’nı almış olsaydık, AKP-MHP hükümeti kurulurdu. Bunun önüne geçen iki kişi var, biri Bahçeli’dir, diğeri de Erdoğan.
– Acaba o günden bugüne ne değişti de başkanlık sistemine ‘evet’te buluştular?
O arada biz çıktık “Bu 1 Kasım MHP için başarısızlıktır” deyip kurultay istedik aday olduk. Sonuçta kongremize ne oldu, biliyorsunuz! Bugün bu başkanlık sisteminin aniden ortaya getirilmesinin sebebinin, bizim kurultayımızla ilgili olduğuna kalpten inanıyorum. “Al Başkanlığı, hallet Meral’i” anlaşmasıdır bu. Ben buna kesin olarak inanıyorum. Tabii buna MHP camiası ayağa kalktı.
– Bahçeli diyor ki taban bizimledir…
İki partinin oyu yüzde 62, bakalım yüzde 62’yi toplayabilecekler mi, göreceğiz. MHP tabanının yüzde 80’i ‘hayır’ verecek. Sayın Bahçeli, bu nedenle beka sorunu çıkardı. Cumhurbaşkanını “Partili Cumhurbaşkanı” haline getirmek için nasıl bir beka sorunu var, bunu Bahçeli anlatmak zorunda.
“28 ŞUBATLA BUGÜN ARASINDA NAMERTLİK FARKI VAR”
Meral Akşener, ana akım medyada muhalif durumda olan herkes için büyük bir karartma olduğunu belirtti. “Diğeri zaten havuz, onlar da nöbetçi hakaret edenler ve iftira edenler korosu halinde” diyen Akşener, şunları söyledi:
“Sayın Bahçeli çok zarif kibar bir insan olarak bilinir, ama kendisinin yönlendirdiği pek çok kişiden çok ağır hakaretlere, çok ağır iftiralara uğradım. Ben 28 Şubat sürecini yaşadım, bu kadar şerefsiz ve alçak iftiralarla karşılaşmadım! O günle bugün arasında büyük bir namertlik farkı var. Ama ben 22 yıllık tecrübeli bir politikacıyım, bunlara pabuç bırakacak değilim. Milletimiz de bir şeyi anladı; ‘Bu hanım muktedire boyun eğmez…”
“Türkçe Olimpiyatları’naBahçeli’nin talimatıyla gittim”
Biliyorsunuz Nurettin Veren isimli bir itirafçı bir kağıt gösterdi, kendisine teşekkür etmişim bakanlık görevim sırasında. Buradan f…. bağlantısı kurmaya çalışıyor. Fakat bu kağıdın altındaki imza bana ait değil! Ben bu olayı sahtekârlıktan mahkemeye verdim “Bu imza benim değil” diye. Kriminal laboratuvarda imzamın alınması gerekirdi, “Kovuşturmaya gerek yoktur” diye karar verildi! Düşünün artık.
– Türkçe Olimpiyatları’na gitmeniz de tartışılıyor…
Bahçeli talimat verdi de gittim, onun adına gittim, 2006’da. Ankara’da da Sayın Mehmet Şandır Bey gitti, yine Bahçeli’nin talimatıyla. Ondan sonra “Vay efendim, Hillary Clinton’la görüştün…” Bir Genel Başkan talimat vermeden bir yabancı temsilciyle görüşün bakalım, başınıza neler gelir sizin? Ben o görüşme üzerine tekrar milletvekili oldum, tekrar Meclis Başkan Vekili oldum.
– Anadolu’ya partili Cumhurbaşkanı olmaz diye mi anlatıyorsunuz?
1946 seçimlerinden sonra DP az bir milletvekili sayısı ile Meclis’e girdi. O zaman rahmetli İnönü Cumhurbaşkanı, CHP’nin aynı zamanda Genel Başkanı. Başbakan da Recep Peker. DP dehşet bir muhalefet yaptı ve dedi ki “Cumhurbaşkanı, parti genel başkanlığından ayrılmalıdır… Bizlerin muhalefet olarak seçimlere eşit şartlarda girmemiz sağlanacak. Türkiye demokratikleşecek…” Ne oldu biliyor musunuz? O çok tekfir ettikleri, çok aşağıladıkları rahmetli İnönü hem Bayar’la hem Peker ile görüştü. CHP tüzüğünde değişiklik yapılarak, cumhurbaşkanlığını parti genel başkanlığından ayırdı. Bakın yıl 1947. Şu anda bunun gerisine düştük.
“OHAL’de referanduma gidilir mi?”
– Güçler ayrılığının bizi yavaşlattığını iddia ediyorlar…
Türkiye’de hukukun üstünlüğü konusunda her zaman sorun yaşandı. Ama en azından iyi kötü bir kanun devletiydik. Şu anda gelinen noktada KHK devleti olduk artık. Olağanüstü Hal’de referanduma gidilir mi? Bu esasında gayrimeşrudur, ama bakın biz bunu bile söylemiyoruz. Devlet gücünün sahibi olan insanlar sıradan insanları teröristlikle, vatan hainliği ile yaftalıyor. ‘Evet’ veren de saygın, ‘hayır’ veren de birinci sınıf yurttaş.
“Sayın Cumhurbaşkanı’na çağrımdır, bırakın forsu, çıkın Saray’dan”
– En son ‘Çukur’ dedi Sayın Erdoğan, ‘hayır’ vereceklere…
Sayın Cumhurbaşkanı’na çağrımdır, bırakın forsu, çıkın Saray’dan, inin o arabalardan, inin sahaya ve ‘evet’ için çalışın. Devletin gücünü bırakın, bizimle eşit şartlarda çalışın. Bu koşullarda ‘evet’ çıkarabiliyorsanız, ondan sonra partili bir cumhurbaşkanı mı oluyorsunuz, ne oluyorsanız olun.
“Tek bir konsantrasyonum var, o da ‘hayır’ çıkarmaktır”
– Yeni bir parti mi kuracaksınız?
Bizim kurultayımız tedbirde şu anda, 28 Mart’ta görüşülecek, sonra da Haziran’da karar verilecek. Ama onun dışında ‘hayır’ için o kadar net bir kararlılığım var ki, bunu bozmak istemem. Tek bir konsantrasyonum var, o da ‘hayır’ çıkarmaktır. Sonrası Allah kerim. Ona arkadaşlarımız karar verir…
– Herkes korkuyor. Siz hiç korkmuyor musunuz?
Hiç korkmuyorum. Neden korkayım? “Harami vardır deyu korku verirler, benim ipek yüklü kervanım mı var?…” Oğlum maaşla bir yerde çalışıyor, iş adamı değil, şirketi yok… Eşim kaç yıldır İzmit’e işine otobüsle gidip gelir. Verilemeyecek hesabınız olmadığı zaman, gücü parayla ölçmediğiniz zaman, bir korku duygunuz da olmuyor.
– Kınalı eller fikri nasıl çıktı ortaya?
Elimdeki kına fikrini arkadaşlarım buldu. Gencecik bir ekiple çalışıyorum.
– Aileniz destekliyor mu?
Çok. Ben kayınvalidesi ile oturan bir gelinim. Dolayısıyla başta kayınvalidem dualarıyla, oğlum, gelinim, eşim hakikaten onlar olmasa zordu. Abim hayatımda özel yeri olan bir insandı, onu da kaybettim bu arada, bir süreç geçirdik yakın tarihte. Onun da kardeşlerimin de desteği çok değerli. Ara ara sinirlerimin zıpladığı zamanlar oldu, orada da eşime çok teşekkür ediyorum, hep beni o sakinleştirdi, Allah ondan razı olsun. Samimi söylüyorum, yoksa birinin burnuna bir yumruk çakabilirdim yani o kadar tepemin attığı anlar oldu.
– Sosyal medyada inanılmaz mizah yüklü videolar yapıyor gençler. Bunlar arasında siz de varsınız…
Bayılıyorum ben onlara. En son rahmetli Adile Naşit yapmışlar beni. Benimle ilgili ilk rahmetli Levent Kırca Olacak O Kadar’da bir skeç yapmıştı. O zamandan beri çok seviyorum bunları.
“Hayır çıkarsa Erdoğan milletle inatlaşmaz”
– Referandum sonucunda hayır çıkarsa ne olur, evet çıkarsa ne olur?
Evet çıkmayacak, adım kadar eminim. Ben hayatımda bu kadar seçmenin motive olduğu bir dönem görmedim. Hayırcı kesimde korku duvarı yıkılmış durumda.
– Diyelim ki hayır çıktı?..
Hayır çıkarsa öncelikle Türkiye’de bir nefes alır herkes, başardık duygusu olur. Kaos maos hiç olmaz, Sayın Cumhurbaşkanını iyi tanıyan insanlardan biriyim. ‘Hayır’ çıkarsa Cumhurbaşkanı milletle inatlaşmaz ve gerilim ortadan kalkar. Sonra Cumhurbaşkanı “Bu nasıl oldu, neden gündeme getirildi” diye, bu hikayenin müsebbibleri hakkında düşünür. “Beni bu yere kim itti?” diye bir kere sorar. Binali Bey’in de yerinde durabileceğini zannetmiyorum… Sayın Bahçeli de gitmek mecburiyetinde kalır ama gitmemek için her şeyi yapar yine.