Yeni Zelandalı aile,
Türkiye’ye giderek atalarının mendilini kuşaklar boyunca saklayan Öz Ailesi ile
bir araya geldi.
Büyük büyük amcasının mendilinin Türkiye’de bir ailede
olduğunu SBS Türkçe programından Kasım ayında öğrenen Darilyn Uren-Perry, daha
o zaman bu aile ile tanışmak ve mendili görmek için Türkiye’ye gitmeye karar
vermişti.Aylar süren ve Anzak askeri George Thomas Uren’in mendilini kuşaklar
boyunca saklayan Hacıpehlivan köyünden Nazmi Öz ve ailesi ile, nihayet 2017
Gelibolu Anzak törenlerinde buluştular. Darilyn Uren-Perry, eşi Michael ve
oğulları Stephen, Nazmi Öz ve ailesi ile Gelibolu Anzak törenlerinde bir araya
geldi.
Nazmi Öz, yanında getirdiği George Thomas Uren’e ait kanlı mendili Yeni
Zelandalı aileye sundu.Darilyn Uren-Perry
buluşmadan dolayı çok heyecanlı olduğunu söyledi. Darilyn, “Yeni Zelandalılar
için Anzak Günü çok önemlidir. George’un burada öldüğünü biliyorduk. Ama George
burada geriye bir şey bıraktı. Bu her şeyi daha da anlamlı kılıyor” diye de
ekledi. Çanakkale’de ölen bir Anzak askerine ait mendil, savaş alanına 100 km
uzaklıkta bir köy evinde bulundu.
MENDİLE KANI BULAŞAN ÇANAKKKALE ŞEHİDİ
Ev, mendile kanı bulaşan Çanakkale şehidi
Türk’ün eviydi. Yeni Zelandalı askerin torunları, atalarının mendilinin
öyküsünü duyunca, duyduklarına inanamadı.Darilyn Uren-Perry, Öz ailesi ile
birlikte, mendili George Uren’den alan Türk askeri Murad Ali’nin mezarını da
ziyeret etti. Bu ziyarete Murad Ali’nin torunu İsmail Hakkı Efe’de katıldı. Efe
ve Öz Murad Ali için dua ederken, Yeni Zelandalılar saygı duruşunda bulundu.Darilyn
Uren-Perry mendil ile ilk karşılaştığı anı şöyle anlattı: “Geldiğimden bu
yana Nazmi ile konuşuyoruz. Sonunda ‘mendili görmek ister misin’ diye sordular,
‘tabi’ dedim ve hemen ağlamaya başladım. Duygularıma inanamadım. Gerçekti. Ve
büyük büyük annemin oturup sonunda kaybettiği oğluna mendili işlemesini
düşündüm. Bugün ailelerin bir araya gelmesini görse ne düşünürdü acaba?”
MELDİLİ KALBİMİZDE TAŞIYORUZ
Ziyaretçilerin
kendilerini de heyecanlandırdığını kaydeden Nazmi Öz, “Mendili kalbimizde
taşıyoruz, gözümüz gibi bakıyoruz. Babam bana mendili emanet ederken ‘Üzerinde
dedenin kanı var. Bu mendile çok iyi bakacaksınız, sahip çıkacaksınız’ diyerek
tembihledi. Yeni Zelandalı aile ile buluştuğumuzda çok büyük sevinç yaşadık,
ama aynı zamanda da hüzünlendik. İlk karşılaştığımızda ikimizin de gözleri yaş
doldu. Birbirimize ne diyeceğimizi bilemedik. Onların amcasının mendili
üzerinde, bizim dedemizin kanı vardı. 102 yıldır mendili koruduğumuz için bizi
tebrik ettiler. Bundan sonra da görüşmeye devam edeceğiz. Onlar bize gelir, biz
onlara gideriz.” dedi.
GÖZYAŞLARIMA ENGEL OLAMIYORUM
Darilyn Uren-Perry ise, “Heyecan kelimesini son
birkaç gündür çok fazla kullanıyorum. Çünkü duygularımı anlatabileceğim başka
bir kelime yok. Çok derin bir duygu. Gözyaşlarıma engel olamıyorum. Duygular
çok yoğun. Ama ayrıca çok mutlu ve memnunum. Hikaye bizi buraya getirdi.
Türkiye ve Yeni Zelanda dosttur. Nedeni, biraz da o zaman orada olanlar.”
diye konuştu.Darilyn Uren-Perry, mendili Öz ailesinden istemeyi aile içinde
tartıştıklarını, ancak bunun mümkün olmadığını anladıklarını söyledi. Darilyn
şöyle konuştu: “Üzerindeki kanın büyük babalarının kanı olması dolayısıyla
onları anlıyoruz. Kan çok önemli tabi. Ama biliyorduk ki mendilin eve gelme
ihtimali yoktu. Artık mendilin evi Türkiye. Elbette, eğer vermek isterlerse evi
yeniden Yeni Zelanda olur, ama biz mendile bu güne kadar sahip çıktıkları için
minnettarız.”Yeni Zelandalı aile
Anzak Törenlerinden sonra Yeni Zelanda’ya dönmek için İstanbul’a gitti.