Dalma, zıplama ve dans etme yeteneklerine sahip yepyeni örümcekler
keşfedildi. Sizler için National Geographic’ten derledik, aralarında
insan suratı büyüklüğünde bir tarantula bile var.
Örümcek
korkusu olanların Avustralya’dan tırsmaları için 50 yeni sebep daha!
Avustralya’nın çalılıklarında iki haftalık bir araştırma sonucunda 23
bilim insanı 50 yeni örümcek türü keşfetti.
Mesela
bu vatandaş, tuzak kapılı örümceklerden, Ctenizidae familyasından. Bu
arkadaşlar oyuklarda saklanıp avlarının menzile girmesini bekler, bazen
kapı arkalarında.Australian
Geographic ile yapılan bir röportajda, dört örümcek bilimciden biri,
örümceklerdeki çeşitliliğin insanların aklını başından aldığını
belirtti.
Derginin raporuna göre, örümceklerin boyutları tırnak büyüklüğünden insan suratı büyüklüğüne kadar değişiyor.
Bilim
insanlarının en çok dikkatini çeken türlerden biri de çiftleşmek için
havalı danslar yapan tavus örümceği. Dans hareketlerini beğenecek
misiniz bakalım. Keşfedilen
diğer türler arasında, karıncaları ve başka örümcekleri taklit edip su
altına dalabilen bir tanesi de var. Bu örümcek türü karıncayla
besleniyor ve onları avlarken bu yöntemi kullanıyor.
Su altında uzun süre kalabilme yeteneğine sahip bu örümceklerin DNA’sını özellikle araştırmaya karar verdiler.Bu
araştırma, Bush Blitz adı verilen keşfin bir parçası ve Avustralya
hükumeti tarafından destekleniyor. Başladığından beri yapılan 34 keşifte
1200’e yakın yeni tür keşfedildi.
En
son keşfedilen 50 türle beraber Bush Blitz kapsamında keşfedilen
örümcek sayısı 201’e çıktı. Program 2010 yılında başladı. Avustralya’da
şu an 3500 bilinen örümcek türü var. Ancak henüz keşfedilmemiş 15.000
daha olduğu düşünülüyor.Avustralya’daki örümceklerin bu kadar çeşitli olması, ikliminin zenginliğine ve yağışlı olmasına etki ediyor.
Cape York bölgesi, Avustralya’da en çok örümcek barındıran bölge.
Bush
Blitz’de çalışan araştırmacılar, bu keşiflerin hükumeti bu bölgeyi
korumaya iteceğini ve biyolojik çeşitlilik hakkında farkındalık
yaratacağını düşünüyor.
“Umarım bu keşif gelecekte koruma altına alabileceğimiz doğal değerlerin farkına varmamızı sağlar.” dedi araştırmacılardan biri.