Kronos’un haberine göre; 15 Temmuz sonrası 60 bin kişiyi tutuklayan iktidar çoğu eski öğretmen 4 binden fazla insanı ‘cemaatin emniyet imamı’ ilan ediyor. Gözaltı listelerinin kaçırılan insanlara işkence edilerek oluşturulma ihtimali yüksek.
90’ların güneydoğusunda sık rastlanan ‘beyaz toros’larla adam kaçırmalar yeniden gündemde. Üstelik bu kez sadece ‘bölge’de de değil. Ankara başta olmak üzere büyük kentlerde… O zaman olduğu gibi bugün de yetkililer üç maymunu oynamaya devam ediyor. Üstelik bu kez kaçırılanlar arasında MİT mensupları da var. Aileler yakınlarının bulunması için olağanüstü çaba gösteriyor, OHAL şartlarında seslerini duyurmak için ellerinden geleni yapıyor ancak hükümet sessiz. Henüz mağdur ailelere cevap bile verilmedi. Araştırma başlatıldığına dair ise tek bir işaret yok.
Son kaçırılma vakalarının öncekilerden önemli bir farkı var. Uzun yıllar MİT’te çalışan iki görevli de kaçırıldı ve MİT suskun. Sadece bu bile failin kim veya kimler olduğu konusunda fikir veriyor. Zaten mağdurların ortak noktaları, yani Gülen cemaati ile iltisaklı oldukları iddiasıyla soruşturma geçiriyor olmları, kaçırılma şekilleri ve zamanla faalin MİT olma ihtimalini güçlendiriyor. Yakın tarih bunun örnekleriyle dolu. Bir çok olayda kayıp başvurusu yapan ailelere, güvenlik birimlerinin vak’ayı dinledikten sonra “Bu MİT’in işine benziyor” dedikleri herkesin malumu.
JİTEM YÖNTEMLERİ DEVLETE YENİDEN HAKİM
1990’larda, özellikle Mehmet Ağar’ın emniyet müdürü, emniyet genel müdürü ve içişleri bakanlığı yaptığı dönemleri hatırlayın…Susurluk skandalı, faili meçhuller, Yüksekova Çetesi, kaçırılıp infaz edilen işadamları, itirafçılardan oluşturulan sorgu timleri ve tetikçi Yeşil Kod Mahmut Yıldırım… Tam da ‘artık o dönemler geride kaldı’ diye düşünülürken, ‘Allah’ın lütfu’ 15 Temmuz kalkışması sonrası Erdoğan’ın evinin önünde ortaya çıkan Mehmet Ağar, Ankara’daki yaygın kanaate göre Süleyman Soylu’nun İçişleri Bakanı olmasıyla gölge İçişleri Bakanı ve MİT müsteşarı olarak görevine devam ediyor. Korkusuz Gazetesi yazarı Can Ataklı da Süleyman Soylu’nun, büyük saygı duyduğu Ağar’ın sözünden çıkmadığını açıkça yazdı. Bu nedenle emniyette yapılan atamalarda Ağar imzası sürpriz değil. Ağar, 90’larda faaili mechul karanlığını oluşturduğu ekibini önemli illerin başına getirdi. Ve tıpkı 90’larda olduğu gibi işkence ve adam kaçırmalar hortladı. Bugün güvenlik ve istihbarat birimleri tıpkı eski dönemde olduğu gibi işkence, adam kaçırma, yasak sorgu yöntemlerini çekinmeden kullanıyo: Hesap sorulmayacağını bildiği için olabildiğince pervasızlaşıyor.
MİT’İN İLAÇLI SORGU YÖNTEMİ DEVREDE 15 Temmuz sonrası basına yansıyan İşkence fotoğrafları ifade alma yöntemlerini net olarak gösteriyor. Ve bu ifadelere dayanarak itiraf listeleri oluşturuluyor ve binlerce insan gözaltına alınıyor. Beklendiği gibi MİT tüm bu süreçlerde çok aktif rol oynuyor. Misal, 15 Temmuz günü gözaltına alınan Emniyet Müdürü Lokman Kırcılı’nın mahkemede verdiği ifade. İstihbarat dairede bir odada gözleri bağlı, günlerce çok ağır işkenceler gördüğünü beyan eden Kırcılı, kendilerini sorgulamaya gelen istihbarat görevlilerinin ilaç vererek etki altına almaya çalıştıklarını, ilaç etkisi altında ifadeye zorlandıklarını, cezaevine gönderildikten sonra bile çok uzun süre ilacın etkisi altında kaldıklarını anlattı. İlaçlı sorgu, tüm dünyada yasak ve insanlık suçu olarak kabul ediliyor. Guantanomo’da uygulanması bile kamuoyunun büyük tepkisini çekmiş ve en azından resmi olarak yasaklanmıştıı.
KAÇIRILANLAR MİT’TE Mİ? Bu kaçırmaların hedefi ne olabilir? Öncelikle !5 Temmuz sonrası gelişmeler ışığında 2 MİT personeli dahil, kaçırılan kişilerin MİT’in elinde olduğunu söylemek tahmin etmek zor değil. Bu güne kadar işkence ve ilaç etkisi altında insanlara dayatılan ifadeler ve hazırlanan listelere imza atmaya zorlanan insanlar göz önüne alındığınırsa kaçırılan kişilerin yeni bir liste için tutulduklarını varsaymak yanlış olmaz. Zaten, Başbakan Binali Yıldırım’ın referandum öncesi kullandığı “Çok önemli bir tespit yaptık, yakında kamuoyuna yansır” ifadesiyle ima ettiği şey, ortaya çıkan son gözaltı listelerinin ifşası olarak okunabilir.81 ilde “mahrem imamlar” oprerasyonu adı altında çoğu KHK ile meslekten ihraç edilen öğretmen ve sağlık çalışanı binlerce insanın bu işkence ile alınan ifadeler sonunda oluşturulan listeleye girmiş olmaları yüksek ihtimal.
Hizmet Hareketi'ne yönelik 27 ilde yapılan nefret operasyonlarında suç olmayan gerekçelerle 93 kişi gözaltına alındı. 27 ilde Hizmet Hareketi’ne yönelik...