Mehmet Altan: “Bu topraklarda insanî bir yönetim söz konusu olmadığı dönemlerde baskı ve zulüm artar”Avrupa Parlamentosu’ndaki üç siyasi grubun (Yeşiller, Sosyal Demokratlar, Liberaller) girişimiyle 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü vesilesiyle açılan ‘’Expression Interrrupted’’ (İfade Kesintiye Uğradı) adlı sergide Türkiye’deki tutuklu gazetecilerin fotoğrafları ve haklarındaki adlî kovuşturma sürecine ilişkin bilgiler yer alıyor.
Sergi çerçevesinde 2 Mayıs akşamı Avrupa Parlamentosu’nda bir de sempozyum düzenlendi. Cumhuriyet gazetesi çizeri Musa Kart’ın eşi Sevinç Kart sempozyuma katılırken kapatılan Özgür Gündem gazetesinin danışma kurulu üyesi yazar Aslı Erdoğan ise görüntülü bağlantı ile davetlilere seslendi. Aslı Erdoğan dört aylık tutukluluktan sonra Aralık ayında serbest bırakılmış ancak yurtdışına çıkışı yasaklanmıştı.
Yedi ayı aşkın bir süredir Silivri 9 No.lu Cezaevi’nde tutuklu bulunan ve yazdıkları gazete yazıları ve bir televizyon programındaki konuşmaları nedeniyle ‘’darbeye teşebbüs’’ iddiasıyla suçlanan yazar Ahmet Altan ile kardeşi iktisatçı Mehmet Altan da Brüksel’deki sempozyuma avukatları aracılığıyla birer mesaj gönderdi.
Ahmet Altan mesajında şunları söyledi: “Mahkemeleri hukuk mezbahasına dönmüş bir ülkenin hapishanesinde mutlu ve umutluyum. İnsanlara ve insanlığa olan güvenim hiç sarsılmadı ve hiç sarsılmayacak. Ne olursa olsun onlara güvenim sayesinde hapishanede mutlu ve umutlu şekilde hayatımı sürdüreceğim.”
Mehmet Altan’ın mesajı ise şöyle: “Bu topraklarda insanî bir yönetim söz konusu olmadığı dönemlerde baskı ve zulüm artar. Kendi izine düşmüş çaresiz çıkmazının kurbanları da 2017 yılında biz olduk. Türk tarihi bizim yaşadıklarımızın emsalleriyle doludur. Beyin sahipleri hep zulüm görmüştür. Artık olmayacağını ve bu çirkin çaresizliğin tekrarlanmayacağını sanırdım, yanılmışım.”
Sempozyumda Sevinç Kart’ın tutuklu Cumhuriyet gazetecilerinden mesajlar okuduğu konuşması da davetliler tarafından uzun süre alkışlandı. Cumhuriyet gazetesinin 11 köşe yazarı ve yöneticisi terörizm suçlamalarıyla tutuklu bulunuyor.
“Öyle bir gazete düşünün ki tutuklu çalışanlarını ziyaret edebilsinler diye ailelerine otobüs kiralasın,” diyen Kart ailelerin yaşadıklarını da “Çocuklarımız çok hızlı büyümek zorunda kaldılar,” sözleriyle ifade etti.
Hâlen yargılanmakta olduğu davada hakkında ağırlaştırılmış müebbet istenen Aslı Erdoğan ise İkinci Dünya Savaşı’ndan beri hakkında bu kadar ağır ceza istenen başka bir kadın roman yazarının olmadığını söyledi. Erdoğan, “Bana ‘seni istediğimiz kadar tutarız’ dediler, belki hayat boyu belki üç ay. Söylediğim her bir sözün yarın hapse girmeme sebep olabileceğini biliyorum,” diye konuştu.
Sergiyi düzenleyen üç gruptan biri olan Yeşiller Grubu üyesi parlamenter Rebecca Harms bugün Türkiye’de gazetecilerin işlerini ciddiye almaları sebebiyle mağdur olduklarını söyledi.
Harms, “Biz 15 Temmuz darbe girişiminden sorumlu olanların yargılanması ve cezalandırılması gerektiğini düşünüyoruz, ama demokratik kurallar çerçevesinde. Türkiye’de olanların demokratik bir ülkenin uyması beklenen ölçülülük ilkesiyle alakası yok,” dedi.
Punto24 Bağımsız Gazetecilik Platformu (P24) kurucu üyesi Andrew Finkel ise sempozyumdaki konuşmasında aylardır tutuklu bulunan gazetecilerin pek çoğunun hakkında hâlâ bir iddianame bile olmadığını dile getirdi.
Temel insan haklarından olan ifade özgürlüğünün korunmadığını söyleyen Finkel, tutuklu gazeteciler hakkında “Adalet duygumuzu zedeleyen bu insanlar değil, bu insanların maruz kaldığı muamele,” diye konuştu.