Türkiye’yi mafya devleti haline
çeviren AKP ve Tayyip Erdoğan iktidarı, bu ilkel yaklaşımı yurtdışında da
sürdürmeye çalışıyor. Malezya’da Ekim ayında Hizmet Hareketi’ne yakın
eğitimcinin mafyavari yöntemlerle kaçırılıp Türk istihbaratına (MİT) teslim
edilmesinden sonra yeni bir skandal daha daha yaşandı.
2 Mayıs günü Malezya’nın
başkenti Kuala Lumpur’da okul müdürü Turgay Karaman ile işadamı İhsan Aslan
kimliği belirsiz kişiler tarafından kaçırılmıştı. Bu kaçırılma olayı Malezya’da
ilk kez olmuyordu daha önce de iki Türk kaçırılmış ve Türk medyasına,
Malezya’nın iki Türk’ü teslim ettiği şeklinde yansımıştı. Son
kaçırılma olayında ise CCTV görüntüleri sayesinde kimlerin kaçırdığı net bir
şekilde görülüyor. Video görüntüleri olayın ilk günü sosyal medyaya düşmeye
başladı. Mağdur yakınları, hemen resmi makamlara suç duyurusunda bulundu. Görüntülerin
ortaya çıkması nedeniyle, Malezya İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Teşkilatı olayı
üstlenmek zorunda kaldı. Çünkü son kaçırılma olayında ise CCTV
görüntüleri sayesinde kimlerin kaçırdığı net bir şekilde görülüyordu. Video
görüntüleri olayın ilk günü sosyal medyaya düşmeye başladı.
KARAMAN, TÜRKİYE VE
MALEZYA DEVLET YETKİLİLERİ TARAFINDAN EN ÜST SEVİYEDE KABUL EDİLMİŞTİ
Malezya Hükümeti, olaya aydınlık getirmesi gerekirken, Malezya Emniyet yetkilisi Halid Ebu Bakar, yıllardan beri legal
olarak çalışan ve eğitim kurumlarında görev yapan mağdur eğitimcileri “terörist”
eylemler suçlaması ile tutuklandıklarını açıkladı. Oysa yıllardır Malezya’da
yaşayan Turguy Karaman ve diğer
arkadaşları hakkında en ufak bir şikayet yaşanmadığı gibi; gerek Türk gerekse
Malezya Hükümet ve Devlet yetkilileri tarafından en üst seviye kabul
edilmişlerdi. Malezya halkı ise yıllardan beri bu eğitim kurumlarında görev
yapan Karaman’a çocuklarını teslim etmiş, toplumda sevilen saygı duyulan örnek
insanlardı. Evlerine, işyerlerine, ne Emniyet’ten, nede savcılıktan haklarında
arama olduğuna dair veya buna benzer herhangi bir yazı da söz konusu değildi. Mağdur
eğitimcilerin Avukatları bu hukuksuzluğa adeta isyan ederek basın mensuplarına
şu açıklamayı yaptı; “ Suçlanan bir insanın önceden araması olur, savcılıktan bir
evrak olur. Bize bugüne kadar böyle bir yazı veya bilgilendirme dahi gelmedi”
AKP iktidarıyla ilişkili olarak devam kaçırılma ve sorgulama işlemleri sürüyor.
Aileler ise perişan bir şekilde ve endişeyle bekleyişleri sürüyor.
EĞİTİMCİLERİN KAÇIRILMA
SÜRECİ KISACA ŞÖYLE GELİŞTİ:
15 yıldır Malezya’da yaşayan Turgay
Karaman, bugün kimliği belirsiz 5 kişi tarafından kaçırıldı. Olay,
başkent Kuala Lumpur’daki Damansara Heights Wisma E&C ofis binasının
otoparkında yaşandı. Yerel saatle 16.11’de yaşanan kaçırma olayı, binanın
güvenlik kameralarınca saniye saniye kaydedildi. Bir avukat görüşmesi için
kendi aracıyla binaya gelen Karaman’ın takip edildiği, arabasını park etmesinin
hemen ardından kendisini takip eden aracın gelip karşısına durduğu ve bu
araçtan inen 4 Malay’ın Türk eğitimciyi kelepçeleyerek arabaya bindirdikleri ve
götürdükleri görülüyor. Bu olay, akıllara Ekim ayında Kuala Lumpur’dan mafyavari
yöntemlerle kaçırılarak Türkiye’ye teslim edilen 2 eğitim gönüllüsünü akıllara
getirdi.13 Ekim 2016
tarihinde Hizmet Hareketi’ne yakın iki Türk vatandaşı sokak ortasında
kaçırılmıştı. Bunlardan biri Malaysian Turkish Chamber Of Commerce And Industry
genel sekreteri Tamer Tıbık (43), diğeri de Time International
School’un kurucularından Alettin Duman’dı (45). Her iki isim de
ertesi gün THY uçağında Türk istihbaratçılara teslim edilmişti. Duman ve Tıbık,
şu anda Ankara Sincan Cezaevi’nde tutuklu durumda. 15 yıldır Malezya’da yaşayan Turgay
Karaman’ın yerel saatle 16.30‘da Wisma E&C’deki bir avukatlık bürosunda
randevusu vardı. Devam etmekte olan bir dava için Time İnternationl School
öğretmenlerinden S.Ö., arkadaşları S.M., E.E. ve M.N.
ile birlikte avukatla görüşeceklerdi.
TURGAY KARAMAN 15 YILDIR MALEZYA’DA YAŞIYOR
S.Ö. ve E.E. kendi
arabalarıyla ayrı ayrı gelip 12. kattaki ofise çıktılar. E.E., Turgay
Karaman’ın arabasının kendisinden biraz geride olduğunu ve binaya giriş
yaptığını gördü. Ofise çıktıklarında kendisini aramalarına rağmen ulaşamadılar.
Görüşme başladığı halde Karaman gelmeyince aramaya ve mesaj
atmaya devam ettiler. Ancak cevap alamadılar.Toplantı bittikten sonra 4 arkadaş
hemen B5 Otopark katına inip Karaman’ı araştırmaya başladı.
Aracının orada park halinde olduğunu görünce şüpheleri arttı. Etrafa baktılar.
Bulamayınca hemen binanın güvenlik görevlilerine gidip durumu anlattılar. Sonra
hep beraber binanın CCTV kayıtlarını izlediler. Görüntülerde Turgay
Karaman’ın, sivil kıyafetli 4 Malay tarafından kaçırıldığı net olarak
görünüyordu.S.Ö. ve arkadaşları kamera kayıtlarını alarak hemen Damansara’daki
polis merkezine gitti. Burada suç duyurusunda bulunup bir rapor tutturdular.
Durumu Birleşmiş Milletler (BM) yetkililerine de
aksettirdiler. Fakat BM’den “Şu an için bizim
yapabileceğimiz bir şey yok. Avukatlarınız gerekeni yapacaktır” cevabını
aldılar.
İKİNCİ BİR KAÇIRMA
OLAYI DAHA ORTAYA ÇIKTI
S.Ö. ve arkadaşları
polis merkezinden çıkmadan ikinci bir şok daha yaşadılar. Uzun süredir
tanıdıkları Malezyalı bayan H.T. (Güvenlik endişesi nedeniyle ismi farklı
harflerle kodlandı) de emniyete geldi. H.T., türk esnaf İhsan Arslan ile
evliydi. Esnaf olan Arslan, aynı zamanda Hizmet Hareketi’ne yakınlığıyla
bilinen Malaysian Turkish Chamber Of Commerce And Industry’nin üyelerinden
biriydi. H.T., “Kocam kaçırıldı. Dün akşam 20.00’den beri kendisinden haber
alamıyorum” dedi. O da suç duyurusunda bulundu ve tutanak tutturdu. Eşi,
Arslan’dan en son Ministry of Defense’den sinyal aldığını bildirdi.Karaman ve
Arslan’ı kimlerin kaçırdığı ve nereye götürdüğü bilinmiyor. Aileleri ve Hizmet
Hareketi’ne yakın diğer Türkler tedirgin bir şekilde bekliyor. Diğer kaçırma
olaylarıyla birlikte bu iki vaka da yaşanınca herkeste kaçırılma ve illegal bir
şekilde Türk istihbaratına teslim edilme korkusu başladı.
AİLELERİN ENDİŞELİ BEKLEYİŞİ SÜRÜYOR:
Malezya hükümet yetikililerin olumlu adım atmasını bekleyen ailelerin endişeli bekleyişi sürüyor. Bu arada Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Merkezi’nin
Güney ve Doğu Asya ofisi, Malezya’da hukuksuz şekilde gözaltına alınan 3
Türkiye vatandaşı hakkında ‘ciddi endişeleri’ olduğunu Facebook ve Twitter
adresinden yayınladığı bir metinle dile getirdi. Merkezi
Bangkok’ta bulunan ofisin direktörü Laurent Meillan, “Bu kişilerin Temmuz
2016’daki darbeyle suçlanan Gülen Hareketi’yle iddia edilen ilişkileri
sebebiyle hedef alındığından endişe ediyoruz” dedi. Metinde, Ipoh’taki
uluslararası okulun müdürü Turgay Karaman ve işadamı İhsan Aslan’ın ‘kimliği
bilinmeyen kişiler’ tarafından 2 Mayıs 2017’de gözaltına alındığına dikkat
çekildi. 4 Mayıs 2017’de Malezya’da bulunan üniversite yöneticisi İsmet Özçelik
de benzer suçlamalarla gözaltına alındı. Özçelik, daha önce de oğluyla birlikte
tutuklu kalmış, daha sonra Malezya yetkilileri tarafından serbest bırakılmıştı.
Ekim 2016’da da iki Türk vatandaşı, Malezya’dan Türkiye’ye dönüş yolunda
gözaltına alınmış ve Türkiye’deki makamlara tutuklanmak üzere gönderilmişti. BM
yetkilisi Meillan, “Bu üç kişinin de aynı kaderi paylaşmasından çekiniyoruz”
sözlerini yer verek; ‘üç kişinin adil bir şekilde yargılanması’ çağrısı yaptı
ve ‘Türkiye’ye iade edilmeleri durumunda güvenlikleriyle ilgili endişelerin
oluşacağını’ söyledi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 14 Ekim 2016 tarihinde “Dün gece Malezya’dan 3
teröristi teslim aldık” açıklaması yapmıştı. 3 Türk vatandaşının suçlu olarak
(extradiction) Türkiye’ye teslim edildiğini iddia etmişti. Kimlikleri bilinen
iki Türk vatandaşının isimleri Alettin Duman (45) ve Tamer Tıbık’tı (43). 3.
kişinin kim olduğu açıklanmadı. Halen kim olduğu ortaya çıkmış değil. Ancak
olayın Çavuşoğlu’nun anlattığı gibi olmadığı ortaya çıkmıştı. Hadise, suçluyu
ülkesine teslim etme (extradiction) veya ülkeden ihraç etme (deportation)
şeklinde olmamıştı. Tamamen illegal yollarla cereyan etmişti. Çünkü 2 Türk
vatandaşı kaçırıldıktan ve Türkiye’ye teslim edildikten sonra pasaportları
ailelerinde kalmış ve o aileler bağımlı (dependent) vizeyle Malezya’da kalmaya
devam etmişti. Kaçırılan 2 Türk ise Ankara’ya götürülüp Sincan Cezaevi’ne
konmuştu. Mevlüt Çavuşoğlu’nun aynı konuşmada sarfettiği, “Geçen hafta Malezya
Başbakanı’yla Tayland’da, Bangkok’ta görüştüğümüzde, Asya Diyalog
Toplantısı’nda, 3 kişiyi vereceklerini söylediler. Ben de döndükten sonra
Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza, ilgili kurumlarımıza bilgi verdim. Karşılıklı
temaslar sonucunda dün gece 3 kişiyi teslim ettiler.” şeklindeki sözler, olayın
iki ülke hükümetinin anlaşması sonucu yaşandığını gözler önüne sermişti. Fakat
bunun için mahkemeye ve hukuk kurallarına müracaat edilmemiş, illegal ve mafya
usulüne göre hareket edilmişti. Asya İşbirliği Diyaloğu (ACD) 2. Liderler
Zirvesi, 8-10 Ekim 2016 tarihleri arasında Tayland’ın başkenti Bangkok’ta
düzenlenmişti.