Avustralya’da faaliyet gösteren altı kurum ortak açıklama ile hükümete “ölümlere sesiz kalma” çağrısında bulundu, Gülmen ve Özakça’nın tutukluluk hallerinin bir an önce sonlandırılmasını ve işlerine iade edilmesini istedi.
OHAL KHK’si ile işlerinden edilen akademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen Semih Özakça’nın işlerine geri dönmek amacıyla başlattıkları açlık grevi 106’ıncı gününü de geride bıraktı. Açlık grevinin 76’ncı gününde evleri basılarak gözaltına alınan, ardından da tutuklanarak cezaevine gönderilen Gülmen ve Özakça’nın sağlık durumları gün geçtikçe kötüleşiyor. Sincan Cezaevi’nde kalan Gülmen ve Özakça’nın yürümekte zorluk çektiği, kalp yetmezliği ve kas erimesi sorunu yaşadıkları ve Wernicke-Korsakoff belirtilerinin baş gösterdiği açıklandı.
Gülmen ve Özakça’nın sağlık durumlarının geri dönülmez bir aşamaya gelirken bir dayanışma çağrısı da Avustralya’dan geldi. Ortak bir açıklama yayımlayan Anadolu Kültür Merkezi (AKM), Avustralya Alevi Bektaşi Federasyonu (AFA), Avustralya Türkiyeliler Kültür Derneği (ATKD), Melbourne Dayanışma (MD), Viktorya Kürdistanlılar Demokratik Toplum Merkezi ( Nav-Kurd), Yaşam Hakkı İçin Ses Ver Avustralya (YHISVA) ölümlere sessiz kalınmamasını istedi.
Hükümete sesleniyoruz; hukuksuzluğa son verilsin
Gülmen ve Özakça’nın ölüm sınırında olduğunun belirtildiği açıklamada, “Bizler Avustralya da yaşayan vicdanlı insanlar ve demokratik kitle kurumları olarak AKP hükümetine sesleniyoruz. Gülmen ve Özakça’nın olası ölümleri acilen durdurulmalıdır! Tutukluluk halleri bir an önce sonlandırılmalı ve işlerine iade edilmelilerdir. Haksızca, hukuksuzca işlerinden atılan tüm kamu emekçilerinin işlerine geri dönmeleri sağlanmalıdır.
Hak ve hukukun işlemesi için yargı bağımsız olmalıdır. Adalet yalnız iktidar ve yandaşlarına değil tüm vatandaşlara uygulanmalıdır. Türkiye’de yaşanan tüm haksızlıklara bir an önce son verilmeli ve bütün vatandaşların demokratik koşullarda yaşama, beslenme ve can güvenliği sağlanmalıdır” denildi.
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) Kanun Hükmünde Kararnameleri (KHK) ile haksız ve hukuksuz şekilde 130 bin kamu emekçisinin mesleklerinden ihraç edildiğine dikkat çekilen açıklamada, “İhraç edilen kamu emekçilerinden akademisyen Gülmen ve Özakça Ankara Yüksel Caddesi’nde başlattıkları oturma eylemini işlerine iade edilme taleplerinin yetkililer tarafından duyulması için açlık grevine çevirdi.
En temel insan hakkı olan yaşamlarını sürdürebilmek, evlerine ekmek götürebilmek için işlerine iade edilmeyi talep eden Gülmen ve Özakça’nın cesur duruşu hem Türkiye’de hem de dünya genelinde büyük ses getirdi. Bu direnişin bu kadar uzun süreceğini tahmin etmeyen AKP iktidarı ve kolluk güçleri açlık grevinin Türkiye ve dünya genelinde yarattığı yankı ve umudun Gezi direnişine dönüşme ihtimali olabileceğini sebep göstererek Gülmen ve Özakça’yı 23 Mayıs’ta yine haksız hukuksuz bir şekilde tutukladı” ifadelerine yer verildi.
Gülmen ve Özakça bilinçli şekilde ölüme terk ediliyor
Cezaevine gönderilmelerinin Gülmen ve Özakça’nın direncini kıramadığının vurgulandığı açıklamada şu ifadelere yer verildi: “106 gündür açlık grevinde olan Gülmen ve Özakça eylemlerine başladıkları ilk günden bu yana direnişi sürdürüp hayatta kalabilmek ve sonrasında vücutlarında kalıcı hasar oluşmaması için gerekli olan B1 vitamini almak zorundalar. Türkiye’de bulunmayan bu vitamin yurtdışından aileleri tarafından temin edilmesine rağmen cezaevi B1 vitaminini Gülmen ve Özakça’ya vermiyor. Cezaevinin verdiği düşük miktarda B1 içeren vitaminlerin ise herhangi bir yararı yoktur.
Bu bilinçli bir şekilde Gülmen ve Özakça’nın ölüme terk edilmesidir. Gülmen ve Özakça’da, kalp yetmezliği, tansiyon-nabız düşüklüğü, kas erimesi, halsizlik ve B1 vitamini eksikliğinden dolayı açlık grevi hastalığı olarak bilinen Wernicke-Korsakoff hastalığı başlamıştır; artık ölüm sınırındalar! Aileleri ve avukatları ile düzenli görüştürülmeyen Gülmen ve Özakça’ya cezaevinde kötü muamele edilmektedir, kendi bakımlarına yardımcı olan diğer tutsaklar yanlarından çıkartılıp tecrit edilerek sistematik psikolojik işkence uygulanmaktadır.
Sağlık koşulları her gün kötüleşen Gülmen ve Özakça’ya cezaevinde bilinçli bir tecrit ve işkence uygulanmaktadır. Durum bu kadar kritik ve acil iken AKP hükümeti ve yetkililer henüz hiçbir olumlu, insani adım atmamıştır. Hükümetin her türlü hukuksuzluğa son vererek emekçilerin işe iade ederek, ölümlere sessiz kalmamasını talep ediyoruz.”