Ahmet Altan ve Mehmet Altan kardeşler ile Nazlı Ilıcak’ın da aralarında bulunduğu 6’sı tutuklu 17 gazetecinin yargılandığı ilk dava Çağlayan’daki İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada ilk savunmayı 29 Temmuz 2016’dan beri tutuklu olan Nazlı Ilıcak yaptı.
11 ay sonra savunma yapabildiği için çok mutlu olduğunu söyleyen Ilıcak, “367 kararında, parti kapatmada, Balyoz, Ergenekon’da AKP’yi destekledim.. Askerî vesayet vardı, AKP’nin önünü kesiyordu. Benim hükümeti destekten kopuşum 17-25 Aralık ile oldu. “Bu mesele aydınlansın” diye yazınca Sabah’tan kovuldum.” dedi.Tek taraflı delille 11 aydır cezaevinde yattığını söyleyen Ilıcak, “Hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi vurgulayan bir gazeteci darbe ister mi? Türkiye’nin itibarı demokrasiyle yükselir diyorum ben.” ifadelerini kullandı.
“28 Şubat sürecinde dindarları savundum”
Mahkeme başkanın oturabileceğini söylemesine rağmen savunmasını ayakta yapan Ilıcak özetle şunları söyledi; “Ben DP ekolünden geliyorum. Demirel’i destekledim. Ama biat etme huyum yok; 28 Şubat süreciyle bütünleşen Demirel’i eleştirdim 28 Şubat sürecinde hırpalanırken, bütün tv’ler Erdoğan aleyhinde bangır bangır öterken, ben dindarları savundum, hoşa gitmedi.”
“Aydın Doğdan’dan teklif gelse koşa koşa Hürriyet’e giderdim”
“Kovulunca Zaman, Bugün iş teklif etti. Mehmet Barlas, “Zaman’da yazına karışırlar” deyince kulağıma küpe oldu, Bugün’e gittim. Başka yerden teklif gelmedi. Aydın Doğan’dan teklif gelse koşa koşa Hürriyet’e giderdim.”
“Ben F… ile irtibatlandırılabilecek en son kişiyim. Benim ne yetiştirilme tarzım ne dünya görüşüm buna uygun… Ben 12 Eylül’de Sağmalcılar’da yattım. Gençtim. Bedel öderim. Ama şunu da söyleyeyim şimdi biraz tahammül sınırını aşıyor.”
Darbe karşıtı mesajlarım iddianameye yazılmamış”
“Ne konuşmuşuz ortada olsaydı; darbe mi konuşmuşuz! Darbe 1 Kasım 2015’te başlamışsa, niye benim 2016’da hiçbiriyle görüşmem yok. Hepsi yurtdışına kaçtı, benim onlarla ilgim yok. Darbe karşıtı twitlerim iddianameye yazılmamış. Tek taraflı delille Nazlı Ilıcak bu yaşında 11 aydır cezaevinde yatıyor.”
Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Ekrem Dumanlı, Tuncay Opçin ve Emre Uslu’nun da aralarında bulunduğu 17 sanıklı Gülen Cemaati medya yapılanması iddiası davasının ilk duruşmasında Nazlı ılıcak savunma yaptı. Savunmayı yarıda kesen mahkeme heyeti duruşmayı yarına erteledi.
“AKIN İPEK İSMİNİ ABDULLAH GÜL VERDİ”
Nazlı Ilıcak, Balyoz ve Ergenekon’un bir dönem iddianamede anlatıldığı kumpas şeklinde nitelendirilmediğini belirterek, “Tayyip Erdoğan buna kumpas demiyordu. Askeri vesaitle mücadele diye anlattık. Hayrinüsa Gül’ün elini tutmuyorlardı askerler o dönem. Askeri vesayet yoktu diyemezsiniz, iktidarın önünü kesiyordu. Ben de o sırada Erdoğan’ı tutarken milli iradeyle gelmiş iktidarın yanındaydım. Ama iktidar gibi görmüyordum” dedi. 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonuna kadar Sabah gazetesinde yazdığını ve iktidarı desteklediğini hatırlatan Ilıcak, Sabah Gazetesi’nden ayrılınca Zaman ve Bugün gazetelerinden teklif geldiğini belirterek, “Zaman Gazetesini istemedim. Bugün Gazetesi’ni oğlumla birlikte kurduk. Ancak maddi sıkıntılar nedeniyle yürütemedik. Abdullah Gül’e gazeteyi satmak istediğimi isim önermesini söyledim. Gül, Akın İpek ismini verdi. Akın İpek’i o vesile ile tanıdım. Daha sonra teklif gelince Bugün Gazetesi’ni tercih ettim. Bu suçlamalar beni rencide ediyor. Bu milleti hizmet etmiş gazeteciye hapis çok ayıp” dedi. Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar’ın çevresindeki askerlerden 16 kişinin Gülen Cemaatiyle ilişkisi olduğu iddiasıyla yargılandığını hatırlatan Ilıcak, “O darbeyi bilemiyor, Nazlı Ilıcak 10 yılda 5 kere terör örgütü üyesi olduğu bilinmeyen kişilerle görüşüyor. Darbeci oluyor, Hulusi Akar kahraman oluyor” dedi.
“BABAM BAKAN, ANNEM ROBERT KOLEJLİ”
11 aydır ceza evinde tutuklu bulunduğunu belirten Nazlı Ilıcak, “Hayatım boyunca hiçbir terör örgütüyle, cemaatle irtibatım olmadı. Benim babam Demokrat Parti’nin bakanlarındandı, annem Amerikan Koleji’nde okumuş, cemaatle ilişkimizin olmasına imkan yok. Darbe denilen lafa antipatim var. Cumhuriyet’in kadınlara verdiği haktan yararlanarak okumuş ve başarılı olmuş biriyim. Benim desteklediğim en önemli kişi Tayyip Erdoğan’dır. Zor zamanlarda Tayyip Erdoğan’ı destekledim. Askeri vesayet vardı. İktidarın önü kesiliyordu. Devamlı önü kesilen iktidar vardı. O yüzden onların yanında yer aldım” dedi.
GÖZYAŞI DÖKTÜ
Bu arada Ilıcak, babası ile Mustafa Kemal Atatürk arasında geçen bir anısını anlatırken gözyaşlarını tutmayarak ağladı. Avukatları bu sırada Ilıcak’a peçete uzattı. Ilıcak gözyaşlarını sildikten sonra savunmasına devam etti.
SARILIP AĞLADIK
Terör örgütlerinden korktuğunu ifade eden Ilıcak, DHKP-C’nin cezaevinde ateşe verme eylemi yaparken Cemaatten tutuklu gazetecilerle birbirlerine sarılıp ağladıklarını hatırlatarak şunları söyledi:Koca koca gazeteciler bu memlekete hizmet etmiş. Bedel ödemiş gazeteciler hapiste bu çok ayıp bir şey. İddianameye bakıyorum nerede benim darbeyle ilişkim? Darbe gecesi attığım hiçbir tweet yok iddianamede. Ama Nazlı Ilıcak 11 aydır cezaevinde yatıyor bu yaşında” dedi. Telefonla görüştüğü 5 kişinin darbenin sivil kanadındaki kişilerle görüşmüş olmasının iddianamede darbeyle ilişkilendirilmesine sebep olarak gösterildiğini anlatan Ilıcak, “Bunların hiçbirinin tarihi ve sayısı belli değil. Benim konuştuğum kişiler o kişilerle ne zaman konuşmuş? İçerik de belli değil. Keşke dinlemeye takılsaydım” dedi.
ZEKERİYA ÖZ İLE KARTOPU FOTOĞRAFINI AÇIKLADI
Zekeriya Öz ile kartopu oynarken çekilmiş fotoğrafa değinin Ilıcak “Zekeriya Öz ile kartopu oynayarak akladığım söyleniyor. Gazeteci olarak bir röportaj yaptım. Röportajda bir fotoğrafla süsleyelim istedim. Baktım yerde kar var, Bir ben kartopu aldım, bir de ona verdim” dedi. Öz’e yaptığı röportajda Cemaat ile ilişkisini sorduğunu söyleyen Ilıcak, “ben MHP kökenliyim. Anadolu çocuğum” dedi şeklinde konuştu.
“Adnan Menderes darbeye müstehaktır demedim”
“Ben hiçbir zaman Menderes, Tahkikat Komisyonu kurdu, ne yapalım müstehaktır darbeye demedim… Ahmet Altan programda Menderes’in yanlış politikalarıyla darbeye yol açacak bir süreç başlattığı eleştirisinde bulundu. Sol kökenli bir insan olarak Ahmet Altan’ın Menderes eleştirisini çok doğal karşıladım ve bugünle bir paralel anlamadım. Benim Menderes’ten yola çıkarak Tayyip Erdoğan darbeyi hakediyor dememe imkân yok. Ben Menderes’e hayran bir insanım. “Yine Yeşillendi Fındık Dalları” şarkısı neden çalıyor? Ben her çalışında basın özgürlüğünün engellenemeyeceği vurgusu yaptım.
“Tarık Toros, Can-Erzincan’ı yeniden yapılandırdı. Mehmet Altan’la bana da iş teklif etti. Ben hiç F… tv’sinde çalışmadım. Hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi vurgulayan bir gazeteci darbe ister mi? Türkiye’nin itibarı demokrasiyle yükselir diyorum ben.”
Nazlı Ilıcak savunmasına devam ederken Mahkeme Başkanı ara vererek savunma alınmasına yarın saat 10:00’a bıraktı.Söz konusu gazetecilerin 15 Temmuz darbe girişimine “iştirak etmekle” suçlandıkları ilk dava olma niteliği taşıyor. İstanbul Adalet Sarayı’ndaki 26’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanan ilk duruşmaya tutuklu sanıklar Nazlı Ilıcak ve Mehmet Altan, Fevzi Yazıcı, Şükrü Tuğrul Özşangül, ve Yakup Şimşek getirildi. Tutuklu sanık Ahmet Altan duruşmaya SEGBİS ile katıldı. Tutuksuz sanık Tibet Murad Sanlıman duruşmada hazır bulundu. Abdulkerim Balcı, Mehmet Kamış, Ekrem Dumanlı, Emre Uslu, Osman Özsoy, Şemseddin Efe, Tuncay Opçin, Ali Çolak, Bülent Keneş ve Faruk Kardıç ise duruşmaya gelmedi. Duruşmaya, gazeteci Hasan Cemal, HDP milletvekilleri Altan Tan, Garo Paylan ve sanıkların yakınları izleyici olarak katıldı.
Uluslararası örgütler izledi
Gazetecileri Koruma Komitesi’nden Özgür Öğret, Uluslararası Basın Enstitüsi’ni temsilen gazeteci Mehveş Evin, Uluslararası PEN Kulübü’nden Sarah Clarke, İnsan Hakları Gözlemevi’nden Emma Sinclair-Webb, Article 19’danGeorgia Nash, Uluslararası Af Örgütü’nden Milena Buyum, PEN Norveç’ten Jorgen Lorentzen, İtalyan Gazeteciler Sendikası Başkanı Rafaele Larusso, Sansür İndeksi’nden Melody Patry, Uluslararası Kıdemli Avukatlar Projesi’nden Richard Winfield, İngiliz Barosu İnsan Hakları Komitesi’nden Pete Weatherby QC, The Guardian’dan Kareem Shaheen, gazeteci Anne Rochelle/Lefevre ile Norveç, İsveç, Büyük Britanya, Danimarka, Almanya, Çekya konsolosluklarının temsilcileri ile Avrupa Birliği’nden bir delegasyon duruşmayı izlemek için Çağlayan’a geldi.