AHMET NESİN artigercek.com
Darbeci, radyo ya da TV’den darbesini açıkladıktan sonra emir-komuta zinciri başlamış demektir ve artık istediğini öldürmekte serbesttir
Bu yaşıma kadar bunca darbe ve darbe girişimi yaşamanın işime yarayacağını hiç düşünmemiştim. Oysa yanılmışım, her şey öğretici olduğuna göre, darbe bile öğreticiymiş. Darbeciler, darbeden önce ortamın darbeye elverişli olup olmadığına bakarlar. Daha doğrusu darbe tarihini ortamın elverişli durumuna göre hazırlarlar. Bunun için önce halk hazırlanır, bunun için en doğru kaynak basındır. Her darbe öncesi kimi gazetelerin yazılarının değiştiğini görürüz, yazarları bile değişirler ve sonunda “Bu işi sadece asker düzeltir” mevhumunu yaygınlaştırırlar.
Ortam darbe için elverişli değilse, darbenin oluşması için her türlü ajanlar piyasaya sürülür. Bu ajanlar daha çok cinayetlerle ve suikastlarla ilgilenirler. 12 Eylül darbesinden sonra Kenan Evren’in “Ortamın oluşması için bekledik” açıklaması yaptığında tüylerimiz diken diken olmuştu… Darbecilerde mantık hep aynı işliyor, Erdoğan da 15 Temmuz için “Bu Allahın bize bir lütfüdür” dedi.
İkisinin de açıklamasından cinayet severlik çıkıyor, işlenen cinayetlerin isteyerek yaptırıldığı, bundan bir çıkar beklendiği anlamı çıkıyor. Erdoğan’ın söylediğinden ben şunu anlıyorum: “Benim iktidarımı tek başıma sürdürebilmem için bu cinayetler işlenmeliydi, hepsinden haberim var ve işin içinde parmağım da var”. Bunun gerekçelerini yazının sonlarında belgeleriyle açıklayacağım.
Bütün bu koşullar oluştuktan sonra darbe girişimcileri tarih tartışmasına girerler ve sonunda o tarih kesinleşir. Darbecilerin ortak özellikleri vardır, darbe öncesi darbe ortamı oluşturmak için her türlü cinayete karışırlar ve darbe sonrası da anayasayı değiştirerek, birilerini, kendilerinin de beğenmedikleri ve değiştirdikleri anayasayı ihlal ve ilgadan idama mahkum etmek ve asmaktır. Adnan Menderes de, Deniz Gezmiş de, Erdal Eren de anayasayı ihlal ve ilgadan idam edilmişler, onlar yargılanırken darbeciler anayasayı değiştirme çalışmalarına başlamışlardır. Yapılan anayasa idam edilenlerin istediği anayasa olmayabilir, tek gerçek darbecilerin de esasında aynı suçu, yani anayasayı ihlal ve ilga suçunu işledikleri kesindir. Tek farkları onlar bunu yaparken iktidara el koymuşlardır ve yargılanamazlar…
Darbecilerin ortak bir özellikleri daha vardır, darbe gecesi darbe tam kesinleşmeden kimsenin kılına dokunmazlar. Mesela darbe sabah 03’te açıklanacaksa gözaltılar saat 02’de başlamaz ama herkes aport beklemektedir ve saat 03.02’de kapılar çalmaya başlar. Anımsadıklarımdan biri, 12 Mart’ta Aziz Nesin’i almaya 3 cemseyle gelmeleriydi. Darbeden bikaç dakika geç gelmelerinin nedeniyse askerlerin evin etrafını sarmalarıydı.
Darbeci, radyo ya da TV’den darbesini açıkladıktan sonra emir-komuta zinciri başlamış demektir ve artık istediğini öldürmekte serbesttir. Silahı olmayanları bile öldürebilir, çünkü artık hakimdir ve silahsız ölünün başucuna hemen bir silah koyulur.
İşte bu yüzden 15 Temmuz darbe girişimi gecesi, darbe girişimcilerinin cinayet işlediği haberi bana başından itibaren asılsız geldi. Bunun çeşitli nedenleri vardır ve en önemlisi, darbe başarısız olursa mantığıdır ki onlar için doğru bir mantıktır. Darbe girişimcisi, başarısız olursa sadece girişimden yargılanır ve çok fazla ceza almaz. Bugüne değin darbe anında silah kullanan görülmemiştir. Ancak silah kullanır ve cinayet işlerse her şey değişir, artık bütün kozlar karşı darbecinin elindedir.
Bunları yazmamın bikaç nedeni var. Bunlardan birincisi darbeden dolayı yargılananlardan birinin ifadesi. İfadeyi kimin verdiği çok önemli değil ama kendisi üst rütbeli bir komutan. Komutan mahkemedeki ifadesinde şöyle diyor: “Köprüde ya da başka yerlerde kullanılan mermilerin balistik incelemesi neden yapılmıyor. Bu mermilerin balistik incelemesi yapılsa, tutuklu bulunan askerlerin silahlarıyla örtüşmeyeceği görülecektir.”
Bu bana göre çok ciddi bir ifadedir ve mutlaka üzerine gidilmeli. Çünkü geçenlerde bir cinayet işlendi ve sanırım siyasi bir cinayet değil. Cinayet silahının balistik incelemesinde, silahın Ankara Valiliği tarafından 15 Temmuz günü halka dağıtılan silahlardan biri olduğu ortaya çıktı. Bunu nereden biliyoruz, çünkü Ankara valisi 15 Temmuz günü halka silah dağıttıklarını ve bunu isimlere zimmetlemediklerini ve 1 tanesinin geri dönmediğini açıklamasıyla biliyoruz.
Büyük olasılıkla halka silah dağıtma emrini darbeden geç saate kadar haberi olmayan, eniştesiyle henüz haberleşmeyen Recep Tayyip Erdoğan vermiştir. İçişleri bakanı verdiyse de, o da emri ondan almıştır. Bu silah dağıtımı, hem de zimmetsiz, gayet laubali bir şekilde hangi yasaya göre yapılmıştır bilmiyorum ama emin olduğum bişey varsa o da İstanbul’da da yapılmış olmasıdır. Ayrıca emin olduğum bişey daha varsa, bu silahların çoğunun geri gelmediğidir. Bu silah dağıtımı esasında saraydaki bir görevlinin “Her eve 1 tüfek ve 1000 mermi verilmeli” açıklamasına tıpatıp uyuyor. Yani dışarıda kaç cinayet makinesi var, bilmiyoruz.
O yüzden bir daha deneyimlerime dayanarak söylüyorum, darbeci, darbeyi sağlamlaştırmadan cinayet işlemez. Şunu da rahatlıkla söylemeliyim ki, bu onları masum yapmaz, darbeyi kesinleştirselerdi kaç kişi öldürülürdü, bunu bilemem. Darbeciler arasında fazla fark olmaz, cinayet işlemeden darbe tamamlanmış sayılmaz… Bundan sonraki yazım “15 TEMMUZ’DA MECLİS HAVADAN BOMBALANMADI”