HDP’nin tutuklu eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, kendisine ‘terörist’ diyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a sözlerini ‘aynen iade etti.’
Erdoğan, Almanya’daki G-20 zirvesinin ardından düzenlediği basın toplantısında Demirtaş için şunları söylemişti: “Türkiye bir hukuk devletidir. O söylediğiniz kişi bir teröristtir. Öyle bir terörist ki, benim Kürt kardeşlerimi sokağa döküp, ondan sonra sokağa döktüğü Kürt kardeşlerimi, 53 Kürt kardeşimi yine Kürtlere öldürten bir teröristtir.”
Cezaevinde yazdığı mektupla Erdoğan’a seslenen Demirtaş, “Öncelikle, şahsımda milyonların iradesine yaptığın hakareti aynen iade ederim. Fakat başka bir açıdan da bu itirafın nedeniyle ‘teşekkür etmek’ istiyorum. Bizimle ilgili yargı adı altında yürütülen sürecin yargı ile alakası olmadığını, kararın bizzat tarafından verildiğinin ispat külfetinden kurtardın bizi”diye yazdı.
“Sana şükranlarımı sunuyorum”
Kobani olayları için hakkında tek bir delil bulunamadığını belirten Demirtaş, Erdoğan’ın bu sözleriyle ‘hüküm verdiğini’söyledi: “Benim terörist olduğumu ve 54 kişiyi öldürttüğümü daha mahkemem başlamadan hüküm şeklinde ilan ederek, bundan sonraki bütün yargılamaları anlamsız ve gereksiz kıldığın için sana ‘şükranlarımı’ sunuyorum. Er veya geç hakimlerinin karşısına çıkacağım. Orada kimin terörist kimin katil olduğu kamuoyu nezdinde netleşmiş olacaktır. Ondan önce Hakk’ın nezdinde zaten her şey biliniyordur.”
“İntikam bastliğine düşüyor olman tam bir gaflet”
Olaların yaşandığı dönemde görevde olan vali, komutan, emniyet müdürü, savcı ve hakimlerin darbe girişimine iştirak ettiğini kaydeden Demirtaş, “Bu kişilerin 15 Temmuz darbe girişiminin içinde olduklarını ve yüzlerce sivil yurttaşı acımasızca katlettiklerini görüyor olmana rağmen, 6-8 Ekim katliam ve provokasyonlarında payları olup olmadığını soruşturmak yerine, bütün suçu benim üstüme yıkarak siyasi bir rakibinden intikam alma basitliğine düşüyor olman tam bir gaflettir” ifadelerini kullandı.
“Benim için endişelenme”
HDP lideri, Erdoğan’ın ‘ülkede yaşanan her olayın birinci derecede siyasi sorumlusu’ olduğunu dile getirerek, mektubunu şöyle bitirdi: “Dört duvar arasında olmama rağmen; panik halinde bana haksızca saldırıyor olman mertlikten uzak bir tutumdur. Bilmeni isterim ki; Allah’tan başka kimseden korkum yoktur. Ne senden ne de emrindeki zulüm uygulayıcılarından merhamet dilenmek gibi bir ucuzluğa düşmeyeceğim. Ömrümün geri kalanını hapiste geçireceğimi bilsem de onursuzluğu ve teslimiyeti asla kabul etmeyeceğim. HDP ve HDP’nin bütün dostlarıyla birlikte içerde ve dışarda faşizme karşı direneceğiz ve tarihsel olarak emin ol ki, biz kazanacağız. F Tipi bir hücrede olsam da vicdanım rahat, korkusuz ve mutlu olduğumu bilmeni isterim. Bu yüzden benim için ‘endişelenme lütfen.”