Bu toplum şu an normal bir toplum değildir ve gerekeni yapmazsak iyice anormalleşerek çılgınlaşabilecek bir toplum olacaktır. Zira ön yargılar, korkular, tetikçilik, göz yumma, çıkarcılık, komplo teorisi üretme hastalığı bu toplumda had safhada yaşanmaktadır.’
9 Temmuz mitingi, yürüyüşü taçlandırmalı, hukuksuzluk çok arttı.
9 Temmuz mitingi yürüyüşü taçlandırmalı. Bu yürüyüş başarılı bir yürüyüş, halkın teveccühü ve ihtiyacı var.İnsan hakları savunuculuğu kolay iş değildir. Çoğu kimliğinize ait olmayan sorunu takip etmeniz ve adil olmanız gerekir. Ancak çoğunlukla bu durum ihlali oluşturan yönetimlerin hoşuna gitmez ve aktivistleri kriminalize etmeye çalışırlar.
Önceki gün toplantı halindeki insan hakları savunucuları gözaltına alındı. Büyükada’da insan hakları savunucularının nasıl korunacağı konulu bir toplantı halindeyken bu gözaltının yapılması manzaranın trajikomik yönünü gösteriyordu. “Terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla yapılan bu gözaltı sonrası yandaş medyanın dezenformasyonu gecikmiyor ve gözaltına alınanların”casus” olduğu iddia ediliyor, hızlarını alamayıp ” bir de “darbeci” etiketi vurmayı ihmal etmiyorlardı. İnsan hakları savunucuları bile insan hakları toplantısındayken hak ihlaliyle gözaltına alınıyor, Türkiye insan haklarının son hali bu..! İnsan hakları savunucularına “ajan, darbeci” iftirası haa..! Yahu hiç mi ilkeniz, değeriniz kalmadı..!
İnsan hakları savunucularına yönelik bu girişimin normal bir toplumda büyük bir yankı oluşturması, kınanması gerekir. Zira toplumun her kesiminin hakkına, hukukuna yardımcı olmaya koşanın hakkı çiğnendiği zaman adeta tuzun koktuğu andır ve tüm ölçülerin kaybedildiği anlamı çıkar ortaya. Bu toplum şu an normal bir toplum değildir ve gerekeni yapmazsak iyice anormalleşerek çılgınlaşabilecek bir toplum olacaktır. Zira ön yargılar, korkular, tetikçilik, göz yumma, çıkarcılık, komplo teorisi üretme hastalığı bu toplumda had safhada yaşanmaktadır.
Son zamanlarda insan hakları örgütleri baskı altında ancak bilimsel bir toplantının “terör örgütü toplantısı” gibi basılarak yılların insan hakları aktivistlerinin “terör örgütü üyesi” suçlamasıyla gözaltına alınmasına rastlanmamıştı, bu da oldu. Artık bundan sonra yapılması gereken insan hakları aktivizmini azaltmak değil, daha fazla insan hakları savunuculuğu yapabilmektir. Bu topraklardaki tüm kimlikler için hepimize farz olan budur.
Böyle bir ortamda 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümü yaklaşıyor ve “demokrasi nöbetleri”nin başlayacağı ilan ediliyor. Ortalıkta hak, hukuk, demokrasi bırakmayanlar yine demokrasi nöbeti baslatacakmış, anlaşılan durum daha kötü olacak, öncekinden antremanlıyız..! “Demokrasi nöbetleri” sonrası T.C. tarihinin en akıl almaz antidemokratik uygulamaları yapılmıştı, bunu unutmadık. Güzel kavramların bu kadar araçsallaştırıldığı bir başka dönem olmamıştır.
Böylesi bir ortamda adalet yürüyüşü bitiyor ve önümüzdeki pazar günü adalet mitingi Maltepe sahilinde yapılıyor olacak. Adalet yürüyüşünü belki haklı nedenlerle eleştirenlerin de mutlaka mitinge katılarak tepkilerini ortaya koymaları gerekiyor. Çünkü artık iyice hukukun rafa kaldırıldığı bir ülkedeyiz ve adalet için yükseltilen her sese kulak kabartmak ve ilkesel bir şekilde destek vermek durumundayız. Kendimize sahip çıkmak, toplumumuzu kurtarmak adınadır bu hevesimiz.
9 Temmuz’daki adalet mitingine adliyelerde, siyasette, bürokraside, toplumsal yasamda adaletsizlikten şikayetçi olan herkes katılmalı, merak etmeyin CHP’li olmazsınız, hep beraber adalet talep etmiş olursunuz.
Mitingde Kılıçdaroğlu’nun bir manifesto içeren adalet temalı bir konuşma yapmasını bekliyorum. Kürdün de, dindarın da, azınlığın da, KHK’lının da kendisini somut bir şekilde bulduğu, gönül rahatlığıyla desteklediği ve o bayrağı düşürmemeye çalıştığı bir konuşma olmalı bu konuşma. Eğer herkes için adalet söylemiyle büyük bir samimiyetle, içi doldurularak dillendirilirse bu çok etkili olur. Hatta 15 Temmuz’da muhtemelen 9 Temmuz’daki mitingi şeytanlaştırmaya yönelik çabaları bile sönük kılar. Adına yola çıktığınız adaleti taçlandırmak sizin elinizde sayın Kılıçdaroğlu…!, ya ürkek bir konuşma yapacak ve geri adımınız tüm mazlumların kaybına neden olacak, ya da tarihi bir konuşma yaparak bu ülkede çok ihtiyaç duyduğumuz adaletin sesini yükselteceksiniz, yükselteceğiz.
9 Temmuz mitingi yürüyüşü taçlandırmalı. Bu yürüyüş başarılı bir yürüyüş, halkın teveccühü ve ihtiyacı var. Desteklenen bir yürüyüşü mitingle taçlandırmak Türkiye’nin sürüklendiği bu vahim gidişatı durdurabilecek mahiyette olabilir. Bu yüzden hepimiz eleştirilerimizi bir tarafta tutarak desteğimizi gösterelim, ve sonraki pişmanlığımızı engelleyelim. İnsan hakları savunucularına yapabileceğimiz en büyük yardım şu an için budur.