Hizmet Hareketi’ne yapılan kitlesel kırımdan dolayı Türkiye’den bir şekilde yurtdışına çıkmış muhacir ailenin, kendilerine sahip çıkan Fransız aile ile yaşadığı ağlatan hikaye…
Fransa-Paris’teki Dialog Derneğinin sorumlusu Nihat Bey anlatıyor:
Ramazan ayı iftar programına davet ettiğimiz Focolari (Fokolari) Hareketi’ne mensup emekli Fransız bir aileye Türkiye’deki sıkıntılardan bahsetme imkanımız olmuştu. İftar boyunca Türkiye’deki siyasi atmosfer, Cemaate yapılan zulüm, hapistekiler, yurt dışına çıkmak zorunda kalanların çektiği sıkıntılar anlatıldı.Daha sofradan kalkmadan misafirimiz olan Fransız aile muhacir (sığınmacı) olan ailelerden birini evlerinde barındırmak istediklerini söylediler. Birkaç gün sonra telefonla arayıp evlerini misafirler(muhacirler) için hazır ettiklerini ifade ettiler.
Nihat bey devamla diyor ki:
Misafir olacak aile gelmeden bir saat kadar önce Fransız ailenin evine gittim. Öğle yemeği kemâl-i hassasiyetle hazırlanmıştı. Zira hazırladıkları tavuğun İslâmi usullere göre kesilip temizlendiğini, sosların katkısız olduğunu bunun için Müslüman tanıdıklardan yardım aldıklarını ifade ettiler. Daha sonra muhacir arkadaşlar için hazırladıkları iki odayı gösterdiler. Evlerini adeta ikiye bölmüşler yarısını arkadaşlara tahsis etmişlerdi. Son derece zevkle tefriş edilmiş, tüm detaylar düşünülmüştü, tâ ki çocuk odasındaki oyuncaklara kadar.
Muhacir arkadaşların gelmesinden sonra yemek yenildi akabinde muhabbete geçildi. Muhacir arkadaşlar başlarından geçenleri anlatırken duygulu anlar yaşandı. Zira arkadaşlarımız Türkiye’den kaçak yollarla çıktıklarını, Yunanistan’a Meriç Nehri’ni yüzerek geçtiklerini, kilometrelerce yürüdüklerini, birçok tehlike atlattıklarını anlattılar.
Muhacir arkadaşların anlattıkları şu kısım çok etkiliydi: “Hayatımızda ilk defa yurtdışına çıktık. Zorlu bir yolculuktan sonra Fransa’ya geldik. Gelişimizin henüz onuncu gününde Fransız bir ailenin yemeğini gönül rahatlığıyla yiyor, kendi evimizdeymiş gibi rahat ediyoruz. Diyalog ve farklı din müntesiplerinin kardeşliğini insan ortak paydasında buluşmasını çok teorik ve uygulaması zor bir hedef kabul ederdim. Ama şimdi burada bu gerçekleşiyor ve rüyada gibiyim.”
Muhacirleri kendi evlerinde ağırlayacak aile ise şunları ifade ettiler:”Sizler burda misafir değil ev sahibisiniz. Burası sizin. Artık burada iki ‘insan kardeşiniz’ var. Lütfen çekinmeyin burası eviniz . Lütfen rahat olun. Siz ne kadar rahat edersiniz biz o kadar rahat oluruz. Sizlere çok dua ettik ve hep edeceğiz.”
Ev sahibi Fransız hanımefendi ise hepimizi duygulandıran hissiyatını şöyle ifade etti: “Din müntesipleri arasındaki kardeşlik budur işte. Siz manevi hayatınızı rahatça çekinmeden yaşayın. Siz böyle yaşarsanız bizim de burada maneviyatımız artacaktır.”
Evin beyi sohbeti şöyle bitirdi: “Biz ailece haftaya tatile çıkacağız. Evimiz size emanet”
Nihat Bey diyor ki: “Daha ilk görüşmede evlerini emanet edecek kadar bize güvenen Fransız dostlarımızdan çok etkilendik. Ve yıllardır bin bir ızdırapla atılan diyalog tohumlarının yeşerdiğini görmek, inşaa edilen köprülerden insanların kucaklaştığına şahit olmak bizleri daha bir işimize motive etti/ediyor”
Rabbim arkadaşlarımızın dünyanın dört bir tarafındaki emeklerini zayi etmesin.
Türkiye’deki kardeşlerimizin ızdırablarını dindirsin…İsmet Macit