15 Temmuz’da Abdurrahman Dilipak füzeleri kullanıldı!..
‘Ne güzel bomba, bundan sonra tarihi eserlere bişey olmayacak.’
Kaç yılıydı anımsamıyorum, Sovyetler Birliği Nötron Bombası’nı bulmuştu. Aziz Nesin bunun üzerine kara mizah bir yazı döşendi. Esas amacı bomba yapan Sovyetler Birliği’ni eleştirmekti. Esasında Nötron Bombası bunun için bulunmaz nimetti. Nötron atıldığında sadece insanlar ölüyor ama binalara hiçbişey olmuyordu. Aziz Nesin bunun üzerine “Ne güzel bomba, bundan sonra tarihi eserlere bişey olmayacak” türünden bir yazı yazdı. Hatta bunun üzerine Oktay Akbal bu yazıyı ciddiye almış ve Aziz Nesin’i bomba severlikle suçlamış, bikaç gün yazışmışlardı.
Bugüne DEĞİN Sovyetler Birliği bu bombayı hiç kullanmadı, hatta Sovyetler yıkıldı, sanırım bomba da Rusya’ya kaldı. İşte bu muhteşem bomba, tarihe hasar vermeyen bomba 15 Temmuz darbe gecesi kullanıldı. Yayınlayacağım fotoğraflarda bundan siz de emin olacaksınız.
İster inanın, ister inanmayın yukarıdaki oda meclisin bir odası ve bombalanmış. Gazetede bir arkadaşıma gösterdiğimde ilk tepkisi, “Deprem fotosu mu?” oldu. Evet baktığınızda deprem fotosu gibi, çünkü eşyaların hiçbirinin üzerinde neredeyse toz yok. Şimdi kafama takılan soruları sorayım, bu uzman bolluğunda biri yanıtlar:
- Nasıl bir bomba ki, tüllerde hiç yanma yok,
- Nasıl bir bomba ki, tahta eşyalarda da hiç yanma yok,
- Nasıl bir bomba ki, eşyaların hiçbirinde delik yok,
- Nasıl bir bomba ki, koltukları oradan alıp bit pazarında satabilirsin,
- Nasıl bir bomba ki, herşeyin simetrisi biraz bozulmuş olsa da Atatürk portresinin şakülü milim bile oynamamış,
- Nasıl bir bomba ki, cumhurbaşkanlığı flaması yerinden kımıldamamış…
- Nasıl bir bomba ki, bunca eşya yer değiştirirken, 2-3 kapı sökülürken soldaki kapı sadece aralanmış…
Aşağıdaki ikinci fotoğraf biraz daha ilginç. Öncelikle şunu söylemeliyim, bir odaya ses bombası bile atsanız, o odada yanık izleri olur. Biz bu fotoğraflarda hiç yanık izi görmüyoruz. Aşağıdaki fotoğrafta da aklıma takılan sorular var:
- Patlama şiddetli ki kapı yerinden oynamış ama kapının kasası kapı tekrar takılmak üzere yerinde duruyor.
- İş sanki mafya-komedi filmi gibi, Marlon Brando’nun filminden çıkanlar odayı bombalayıp sonra gelip oturmuşlar, çünkü koltuklar yerinden oynamamış.
- Önceki odada Atatürk etkilenmeyince bu odada da başbakan Binali Yıldırım etkilenmemiş. Bence bu darbeden Binali Yıldırım hâlâ etkilenmedi ya, bombaya karşın “Beni yerimden oynatamazsınız” diyor sanki,
- Bu odaya bomba atılmış ama bilgisayar patmamamış, çatlamamış. Bu konuda bişey diyemeyeceğim, içi boş, bilgisiz bilgisayarlar patlamıyor olabilir mi diye sordum, uzmanlar hâlâ inceliyorlar,
- Binali Yıldırım’ın fotosu var ama onun odası mı bilmiyorum, Gördüğüm tek şey önce kitap rafları ölçülmüş ve onun uzunluğunda kitap alınmış. Kitaplar ciltli ve ağır, sanırım onlar da etkilenmemiş, hâlâ okurunu bekliyor. İşte bu 2 bombalanmış oda bana Nötron Bombası’nı ve Aziz Nesin’in yazısını anımsattı. Gerçekten ölüler var ama eşyalar sapasağlam.
Üçüncü fotoğraf biraz daha ilginç, orası bir oda değil, dışarıyla içerinin birleştiği 2 taraflı camlı teras gibi biyer. Lambaları ve tavanı gördğümüze göre iç ve dış mekanı gayet iyi ayırabiliyoruz. Maalesef burası da bombalanmış teröristler tarafından. Ama bu bombalamada bir mucize var ki Türkiye bundan dolayı silah sanayinde ödül almazsa ne olim ben… Cumhurbaşkanı ve başbakan hariç ne isterseniz olim işte…
Benim beynim, bombanın içeriye atılmış olması gerektiğini söylüyor. Ama sadece benim değil, bazen çoğumuzun beyninin durduğu anlar vardır, işte benim beynim de burada durdu. Çünkü burada, yani bomba atılan bu mekanda bomba camları içeriden dışarıya doğru göndermiş. Işte ben bu bombaya “Abdurrahman Dilipak Bombası” diyorum. Anımsayacaksınız, Dilipak geçtiğimiz günlerde ışık hızını geçen bomba yaptığımızı söylemişti. Ben dahil hepimiz şaşırmış ve haddimiz olmayarak Dilipak’ı eleştirmiş ve hatta Ti’ye almıştık. Oysa o bomba 15 Temmuz gecesi aşağıda fotoğrafı olan yere atılmış, ışık hızını geçen bomba camı kırmadan içeri girmiş ve geri dönüp camı kırmış.
Nasıl geri döndü diye soracaksınız, ben de sordum ve inceledim. Füzenin ucuna yanma hızına dayanıklı bir yay yapmışlar, duvara değer değmez geri dönmüş ve duvarda patlamayan füze cama değer değmez patlamış. O yüzden ampüller hâlâ yanıyor, ağaın maşallahı var, tahta yada alimunyumlar dışarıda. Neyse, benim uzmanlığım bugün bu kadar, umarım Dilipak ve uzmanlar bu soruların yanıtını verirler.
Haftaya daha değişik fotolarla devam edeceğim darbe yazılarıma. Cumartesi yazısının başlığı “15 HAZİRAN’DA F-16’LAR SES BOMBASI ATMIŞ OLABİLİR”
15 Temmuz’da Abdurrahman Dilipak füzeleri kullanıldı!..
‘Ne güzel bomba, bundan sonra tarihi eserlere bişey olmayacak.’
Kaç yılıydı anımsamıyorum, Sovyetler Birliği Nötron Bombası’nı bulmuştu. Aziz Nesin bunun üzerine kara mizah bir yazı döşendi. Esas amacı bomba yapan Sovyetler Birliği’ni eleştirmekti. Esasında Nötron Bombası bunun için bulunmaz nimetti. Nötron atıldığında sadece insanlar ölüyor ama binalara hiçbişey olmuyordu. Aziz Nesin bunun üzerine “Ne güzel bomba, bundan sonra tarihi eserlere bişey olmayacak” türünden bir yazı yazdı. Hatta bunun üzerine Oktay Akbal bu yazıyı ciddiye almış ve Aziz Nesin’i bomba severlikle suçlamış, bikaç gün yazışmışlardı.
Bugüne DEĞİN Sovyetler Birliği bu bombayı hiç kullanmadı, hatta Sovyetler yıkıldı, sanırım bomba da Rusya’ya kaldı. İşte bu muhteşem bomba, tarihe hasar vermeyen bomba 15 Temmuz darbe gecesi kullanıldı. Yayınlayacağım fotoğraflarda bundan siz de emin olacaksınız.
İster inanın, ister inanmayın yukarıdaki oda meclisin bir odası ve bombalanmış. Gazetede bir arkadaşıma gösterdiğimde ilk tepkisi, “Deprem fotosu mu?” oldu. Evet baktığınızda deprem fotosu gibi, çünkü eşyaların hiçbirinin üzerinde neredeyse toz yok. Şimdi kafama takılan soruları sorayım, bu uzman bolluğunda biri yanıtlar:
- Nasıl bir bomba ki, tüllerde hiç yanma yok,
- Nasıl bir bomba ki, tahta eşyalarda da hiç yanma yok,
- Nasıl bir bomba ki, eşyaların hiçbirinde delik yok,
- Nasıl bir bomba ki, koltukları oradan alıp bit pazarında satabilirsin,
- Nasıl bir bomba ki, herşeyin simetrisi biraz bozulmuş olsa da Atatürk portresinin şakülü milim bile oynamamış,
- Nasıl bir bomba ki, cumhurbaşkanlığı flaması yerinden kımıldamamış…
- Nasıl bir bomba ki, bunca eşya yer değiştirirken, 2-3 kapı sökülürken soldaki kapı sadece aralanmış…
Aşağıdaki ikinci fotoğraf biraz daha ilginç. Öncelikle şunu söylemeliyim, bir odaya ses bombası bile atsanız, o odada yanık izleri olur. Biz bu fotoğraflarda hiç yanık izi görmüyoruz. Aşağıdaki fotoğrafta da aklıma takılan sorular var:
- Patlama şiddetli ki kapı yerinden oynamış ama kapının kasası kapı tekrar takılmak üzere yerinde duruyor.
- İş sanki mafya-komedi filmi gibi, Marlon Brando’nun filminden çıkanlar odayı bombalayıp sonra gelip oturmuşlar, çünkü koltuklar yerinden oynamamış.
- Önceki odada Atatürk etkilenmeyince bu odada da başbakan Binali Yıldırım etkilenmemiş. Bence bu darbeden Binali Yıldırım hâlâ etkilenmedi ya, bombaya karşın “Beni yerimden oynatamazsınız” diyor sanki,
- Bu odaya bomba atılmış ama bilgisayar patmamamış, çatlamamış. Bu konuda bişey diyemeyeceğim, içi boş, bilgisiz bilgisayarlar patlamıyor olabilir mi diye sordum, uzmanlar hâlâ inceliyorlar,
- Binali Yıldırım’ın fotosu var ama onun odası mı bilmiyorum, Gördüğüm tek şey önce kitap rafları ölçülmüş ve onun uzunluğunda kitap alınmış. Kitaplar ciltli ve ağır, sanırım onlar da etkilenmemiş, hâlâ okurunu bekliyor. İşte bu 2 bombalanmış oda bana Nötron Bombası’nı ve Aziz Nesin’in yazısını anımsattı. Gerçekten ölüler var ama eşyalar sapasağlam.
Üçüncü fotoğraf biraz daha ilginç, orası bir oda değil, dışarıyla içerinin birleştiği 2 taraflı camlı teras gibi biyer. Lambaları ve tavanı gördğümüze göre iç ve dış mekanı gayet iyi ayırabiliyoruz. Maalesef burası da bombalanmış teröristler tarafından. Ama bu bombalamada bir mucize var ki Türkiye bundan dolayı silah sanayinde ödül almazsa ne olim ben… Cumhurbaşkanı ve başbakan hariç ne isterseniz olim işte…
Benim beynim, bombanın içeriye atılmış olması gerektiğini söylüyor. Ama sadece benim değil, bazen çoğumuzun beyninin durduğu anlar vardır, işte benim beynim de burada durdu. Çünkü burada, yani bomba atılan bu mekanda bomba camları içeriden dışarıya doğru göndermiş. Işte ben bu bombaya “Abdurrahman Dilipak Bombası” diyorum. Anımsayacaksınız, Dilipak geçtiğimiz günlerde ışık hızını geçen bomba yaptığımızı söylemişti. Ben dahil hepimiz şaşırmış ve haddimiz olmayarak Dilipak’ı eleştirmiş ve hatta Ti’ye almıştık. Oysa o bomba 15 Temmuz gecesi aşağıda fotoğrafı olan yere atılmış, ışık hızını geçen bomba camı kırmadan içeri girmiş ve geri dönüp camı kırmış.
Nasıl geri döndü diye soracaksınız, ben de sordum ve inceledim. Füzenin ucuna yanma hızına dayanıklı bir yay yapmışlar, duvara değer değmez geri dönmüş ve duvarda patlamayan füze cama değer değmez patlamış. O yüzden ampüller hâlâ yanıyor, ağaın maşallahı var, tahta yada alimunyumlar dışarıda. Neyse, benim uzmanlığım bugün bu kadar, umarım Dilipak ve uzmanlar bu soruların yanıtını verirler.
Haftaya daha değişik fotolarla devam edeceğim darbe yazılarıma. Cumartesi yazısının başlığı “15 HAZİRAN’DA F-16’LAR SES BOMBASI ATMIŞ OLABİLİR”
15 Temmuz’da Abdurrahman Dilipak füzeleri kullanıldı!..
‘Ne güzel bomba, bundan sonra tarihi eserlere bişey olmayacak.’
Kaç yılıydı anımsamıyorum, Sovyetler Birliği Nötron Bombası’nı bulmuştu. Aziz Nesin bunun üzerine kara mizah bir yazı döşendi. Esas amacı bomba yapan Sovyetler Birliği’ni eleştirmekti. Esasında Nötron Bombası bunun için bulunmaz nimetti. Nötron atıldığında sadece insanlar ölüyor ama binalara hiçbişey olmuyordu. Aziz Nesin bunun üzerine “Ne güzel bomba, bundan sonra tarihi eserlere bişey olmayacak” türünden bir yazı yazdı. Hatta bunun üzerine Oktay Akbal bu yazıyı ciddiye almış ve Aziz Nesin’i bomba severlikle suçlamış, bikaç gün yazışmışlardı.
Bugüne DEĞİN Sovyetler Birliği bu bombayı hiç kullanmadı, hatta Sovyetler yıkıldı, sanırım bomba da Rusya’ya kaldı. İşte bu muhteşem bomba, tarihe hasar vermeyen bomba 15 Temmuz darbe gecesi kullanıldı. Yayınlayacağım fotoğraflarda bundan siz de emin olacaksınız.
İster inanın, ister inanmayın yukarıdaki oda meclisin bir odası ve bombalanmış. Gazetede bir arkadaşıma gösterdiğimde ilk tepkisi, “Deprem fotosu mu?” oldu. Evet baktığınızda deprem fotosu gibi, çünkü eşyaların hiçbirinin üzerinde neredeyse toz yok. Şimdi kafama takılan soruları sorayım, bu uzman bolluğunda biri yanıtlar:
- Nasıl bir bomba ki, tüllerde hiç yanma yok,
- Nasıl bir bomba ki, tahta eşyalarda da hiç yanma yok,
- Nasıl bir bomba ki, eşyaların hiçbirinde delik yok,
- Nasıl bir bomba ki, koltukları oradan alıp bit pazarında satabilirsin,
- Nasıl bir bomba ki, herşeyin simetrisi biraz bozulmuş olsa da Atatürk portresinin şakülü milim bile oynamamış,
- Nasıl bir bomba ki, cumhurbaşkanlığı flaması yerinden kımıldamamış…
- Nasıl bir bomba ki, bunca eşya yer değiştirirken, 2-3 kapı sökülürken soldaki kapı sadece aralanmış…
Aşağıdaki ikinci fotoğraf biraz daha ilginç. Öncelikle şunu söylemeliyim, bir odaya ses bombası bile atsanız, o odada yanık izleri olur. Biz bu fotoğraflarda hiç yanık izi görmüyoruz. Aşağıdaki fotoğrafta da aklıma takılan sorular var:
- Patlama şiddetli ki kapı yerinden oynamış ama kapının kasası kapı tekrar takılmak üzere yerinde duruyor.
- İş sanki mafya-komedi filmi gibi, Marlon Brando’nun filminden çıkanlar odayı bombalayıp sonra gelip oturmuşlar, çünkü koltuklar yerinden oynamamış.
- Önceki odada Atatürk etkilenmeyince bu odada da başbakan Binali Yıldırım etkilenmemiş. Bence bu darbeden Binali Yıldırım hâlâ etkilenmedi ya, bombaya karşın “Beni yerimden oynatamazsınız” diyor sanki,
- Bu odaya bomba atılmış ama bilgisayar patmamamış, çatlamamış. Bu konuda bişey diyemeyeceğim, içi boş, bilgisiz bilgisayarlar patlamıyor olabilir mi diye sordum, uzmanlar hâlâ inceliyorlar,
- Binali Yıldırım’ın fotosu var ama onun odası mı bilmiyorum, Gördüğüm tek şey önce kitap rafları ölçülmüş ve onun uzunluğunda kitap alınmış. Kitaplar ciltli ve ağır, sanırım onlar da etkilenmemiş, hâlâ okurunu bekliyor. İşte bu 2 bombalanmış oda bana Nötron Bombası’nı ve Aziz Nesin’in yazısını anımsattı. Gerçekten ölüler var ama eşyalar sapasağlam.
Üçüncü fotoğraf biraz daha ilginç, orası bir oda değil, dışarıyla içerinin birleştiği 2 taraflı camlı teras gibi biyer. Lambaları ve tavanı gördğümüze göre iç ve dış mekanı gayet iyi ayırabiliyoruz. Maalesef burası da bombalanmış teröristler tarafından. Ama bu bombalamada bir mucize var ki Türkiye bundan dolayı silah sanayinde ödül almazsa ne olim ben… Cumhurbaşkanı ve başbakan hariç ne isterseniz olim işte…
Benim beynim, bombanın içeriye atılmış olması gerektiğini söylüyor. Ama sadece benim değil, bazen çoğumuzun beyninin durduğu anlar vardır, işte benim beynim de burada durdu. Çünkü burada, yani bomba atılan bu mekanda bomba camları içeriden dışarıya doğru göndermiş. Işte ben bu bombaya “Abdurrahman Dilipak Bombası” diyorum. Anımsayacaksınız, Dilipak geçtiğimiz günlerde ışık hızını geçen bomba yaptığımızı söylemişti. Ben dahil hepimiz şaşırmış ve haddimiz olmayarak Dilipak’ı eleştirmiş ve hatta Ti’ye almıştık. Oysa o bomba 15 Temmuz gecesi aşağıda fotoğrafı olan yere atılmış, ışık hızını geçen bomba camı kırmadan içeri girmiş ve geri dönüp camı kırmış.
Nasıl geri döndü diye soracaksınız, ben de sordum ve inceledim. Füzenin ucuna yanma hızına dayanıklı bir yay yapmışlar, duvara değer değmez geri dönmüş ve duvarda patlamayan füze cama değer değmez patlamış. O yüzden ampüller hâlâ yanıyor, ağaın maşallahı var, tahta yada alimunyumlar dışarıda. Neyse, benim uzmanlığım bugün bu kadar, umarım Dilipak ve uzmanlar bu soruların yanıtını verirler.
Haftaya daha değişik fotolarla devam edeceğim darbe yazılarıma. Cumartesi yazısının başlığı “15 HAZİRAN’DA F-16’LAR SES BOMBASI ATMIŞ OLABİLİR”
15 Temmuz’da Abdurrahman Dilipak füzeleri kullanıldı!..
‘Ne güzel bomba, bundan sonra tarihi eserlere bişey olmayacak.’
Kaç yılıydı anımsamıyorum, Sovyetler Birliği Nötron Bombası’nı bulmuştu. Aziz Nesin bunun üzerine kara mizah bir yazı döşendi. Esas amacı bomba yapan Sovyetler Birliği’ni eleştirmekti. Esasında Nötron Bombası bunun için bulunmaz nimetti. Nötron atıldığında sadece insanlar ölüyor ama binalara hiçbişey olmuyordu. Aziz Nesin bunun üzerine “Ne güzel bomba, bundan sonra tarihi eserlere bişey olmayacak” türünden bir yazı yazdı. Hatta bunun üzerine Oktay Akbal bu yazıyı ciddiye almış ve Aziz Nesin’i bomba severlikle suçlamış, bikaç gün yazışmışlardı.
Bugüne DEĞİN Sovyetler Birliği bu bombayı hiç kullanmadı, hatta Sovyetler yıkıldı, sanırım bomba da Rusya’ya kaldı. İşte bu muhteşem bomba, tarihe hasar vermeyen bomba 15 Temmuz darbe gecesi kullanıldı. Yayınlayacağım fotoğraflarda bundan siz de emin olacaksınız.
İster inanın, ister inanmayın yukarıdaki oda meclisin bir odası ve bombalanmış. Gazetede bir arkadaşıma gösterdiğimde ilk tepkisi, “Deprem fotosu mu?” oldu. Evet baktığınızda deprem fotosu gibi, çünkü eşyaların hiçbirinin üzerinde neredeyse toz yok. Şimdi kafama takılan soruları sorayım, bu uzman bolluğunda biri yanıtlar:
- Nasıl bir bomba ki, tüllerde hiç yanma yok,
- Nasıl bir bomba ki, tahta eşyalarda da hiç yanma yok,
- Nasıl bir bomba ki, eşyaların hiçbirinde delik yok,
- Nasıl bir bomba ki, koltukları oradan alıp bit pazarında satabilirsin,
- Nasıl bir bomba ki, herşeyin simetrisi biraz bozulmuş olsa da Atatürk portresinin şakülü milim bile oynamamış,
- Nasıl bir bomba ki, cumhurbaşkanlığı flaması yerinden kımıldamamış…
- Nasıl bir bomba ki, bunca eşya yer değiştirirken, 2-3 kapı sökülürken soldaki kapı sadece aralanmış…
Aşağıdaki ikinci fotoğraf biraz daha ilginç. Öncelikle şunu söylemeliyim, bir odaya ses bombası bile atsanız, o odada yanık izleri olur. Biz bu fotoğraflarda hiç yanık izi görmüyoruz. Aşağıdaki fotoğrafta da aklıma takılan sorular var:
- Patlama şiddetli ki kapı yerinden oynamış ama kapının kasası kapı tekrar takılmak üzere yerinde duruyor.
- İş sanki mafya-komedi filmi gibi, Marlon Brando’nun filminden çıkanlar odayı bombalayıp sonra gelip oturmuşlar, çünkü koltuklar yerinden oynamamış.
- Önceki odada Atatürk etkilenmeyince bu odada da başbakan Binali Yıldırım etkilenmemiş. Bence bu darbeden Binali Yıldırım hâlâ etkilenmedi ya, bombaya karşın “Beni yerimden oynatamazsınız” diyor sanki,
- Bu odaya bomba atılmış ama bilgisayar patmamamış, çatlamamış. Bu konuda bişey diyemeyeceğim, içi boş, bilgisiz bilgisayarlar patlamıyor olabilir mi diye sordum, uzmanlar hâlâ inceliyorlar,
- Binali Yıldırım’ın fotosu var ama onun odası mı bilmiyorum, Gördüğüm tek şey önce kitap rafları ölçülmüş ve onun uzunluğunda kitap alınmış. Kitaplar ciltli ve ağır, sanırım onlar da etkilenmemiş, hâlâ okurunu bekliyor. İşte bu 2 bombalanmış oda bana Nötron Bombası’nı ve Aziz Nesin’in yazısını anımsattı. Gerçekten ölüler var ama eşyalar sapasağlam.
Üçüncü fotoğraf biraz daha ilginç, orası bir oda değil, dışarıyla içerinin birleştiği 2 taraflı camlı teras gibi biyer. Lambaları ve tavanı gördğümüze göre iç ve dış mekanı gayet iyi ayırabiliyoruz. Maalesef burası da bombalanmış teröristler tarafından. Ama bu bombalamada bir mucize var ki Türkiye bundan dolayı silah sanayinde ödül almazsa ne olim ben… Cumhurbaşkanı ve başbakan hariç ne isterseniz olim işte…
Benim beynim, bombanın içeriye atılmış olması gerektiğini söylüyor. Ama sadece benim değil, bazen çoğumuzun beyninin durduğu anlar vardır, işte benim beynim de burada durdu. Çünkü burada, yani bomba atılan bu mekanda bomba camları içeriden dışarıya doğru göndermiş. Işte ben bu bombaya “Abdurrahman Dilipak Bombası” diyorum. Anımsayacaksınız, Dilipak geçtiğimiz günlerde ışık hızını geçen bomba yaptığımızı söylemişti. Ben dahil hepimiz şaşırmış ve haddimiz olmayarak Dilipak’ı eleştirmiş ve hatta Ti’ye almıştık. Oysa o bomba 15 Temmuz gecesi aşağıda fotoğrafı olan yere atılmış, ışık hızını geçen bomba camı kırmadan içeri girmiş ve geri dönüp camı kırmış.
Nasıl geri döndü diye soracaksınız, ben de sordum ve inceledim. Füzenin ucuna yanma hızına dayanıklı bir yay yapmışlar, duvara değer değmez geri dönmüş ve duvarda patlamayan füze cama değer değmez patlamış. O yüzden ampüller hâlâ yanıyor, ağaın maşallahı var, tahta yada alimunyumlar dışarıda. Neyse, benim uzmanlığım bugün bu kadar, umarım Dilipak ve uzmanlar bu soruların yanıtını verirler.
Haftaya daha değişik fotolarla devam edeceğim darbe yazılarıma. Cumartesi yazısının başlığı “15 HAZİRAN’DA F-16’LAR SES BOMBASI ATMIŞ OLABİLİR”