Amerikan’nın itibarlı ve çok
okunan haber sitesi Huffington Post’ta “Erdoğan döneminde rehin alma Türk dış
politikasının yeni aracı” başlığıyla yayınlanan makalede Erdoğan’ın Gülen
Hareketi mensupları ve diğer muhaliflere karşı kullandığı adam kaçırma ve rehin
alma olayları geniş olarak işleniyor. Makalede; ” Devamla, ne yazık ki adam kaçırma ve rehin almanın terör örgütlerine mahsus olmadığı, Erdoğan yönetimindeki Türk makamlarının bir süredir bu iki yöntemi uygulamaya koyduğu, bu çerçevede Bulgaristan, Malezya, Myanmar, Suudi Arabistan, BAE, Kuveyt, Katar ve Azerbaycan’dan yerel makamların işbirlikçiliği sayesinde Gülen hareketi mensuplarını kaçırdığı ifade ediliyor”
Huffington Post
Erdoğan’ın rehin alma siyasetini yazdı:
Makalede, adam
kaçırma ve rehin almanın geçmişte terör örgtüleri ve organize suç şebekeleri
tarafından isteklerini hükümetlere dayatmak amacıyla kullanıldığı, buna
karşılık BM’nin çeşitli hukukuki tedbirler aldığı, son olarak 2133 (2014)
sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararıyla terör örgütlerine fidye ödemenin
terörizmin finansmanı olarak kabul edilerek yasaklandığı hatırlatılıyor.
Devamla, ne
yazık ki adam kaçırma ve rehin almanın terör örgütlerine mahsus olmadığı,
Erdoğan yönetimindeki Türk makamlarının bir süredir bu iki yöntemi uygulamaya
koyduğu, bu çerçevede Bulgaristan, Malezya, Myanmar, Suudi Arabistan, BAE, Kuveyt,
Katar ve Azerbaycan’dan yerel makamların işbirlikçiliği sayesinde Gülen
hareketi mensuplarını kaçırdığı ifade ediliyor.
Makalede,
Erdoğan’ın ‘Allah’ın lütfu’ olarak nitelendirdiği 15 Temmuz darbesi sonrasında
her alanda saygıdeğer insanlara karşı büyük bir temzilik başlatarak 150 bin
kişiyi terör örgütü üyeliği ve milli güvenliğe tehdit olarak nitelendirerek
kamudan ihraç ettiği, 50 bin kişiyi de aynı nedenlerle hapse attığı
hatırlatılıyor.
Yazıda,
Erdoğan’ın adam kaçırmaya paralel olarak son dönemlerde rehin alma
hareketlerine de başvurduğu bildirilerek, Die Welt muhabiri Deniz Yücel’in
Almanya’ya iltica başvurusunda bulunan iki generale, Protestan Pastor Andrew
Brunson’ın Reza Zerrab’a, NASA’da çalışan bilimadamı Serkan Gölge’nin de
ajanlık yapması karşılığında rehin alındığı vurgulanarak bu konuda Alman ve ABD
basınında çıkan yazılara atıfta bulunuluyor.
Makalede,
Erdoğan’ın bir taraftan Türkiye’deki 3 milyon Suriyeli mülteciye yaptığı
yardımları her vesileyle övünç kaynağı olarak anlatırken, diğer taraftan
Avrupa’ya karşı bir tehdit olarak kullanmaktan çekinmediği vurgulanıyor.
Son olarak, Almanya ve AB’nin Erdoğan’ın bu tehditlerine karşı şimdiye
kadar yatıştırma politikası izlediği, ancak Alman insan hakları aktivisti Peter
Steudtner’in tutuklanmasının bardağı taşıran son damla gibi gözüktüğüne işaret
edilerek, terörle mücadelede olduğu gibi otokratik rejimlerde de baskılara
boyun eğmenin bir siyaset seçeneği olmaması gerektiği hatırlatılıyor.
Yazının orjinali için tıklayınız:
http://www.huffingtonpost.com/entry/taking-hostage-as-new-toolkit-for-turkish-foreign-policy_us_597c98ece4b06b305561d113?ncid=engmodushpmg00000004