Avustralya dış politika da
Kuzey Kore, ABD savaşı gerginliğinin kaygısı içerisindeyken, iç politika da ise enerji krizi ile baş etmeye çalışıyor.
Avustralyalı aileleri şu sıralar ne savaş çığırtkanlıklarının sesi, ne de
ülkenin farklı diğer gündemleri
meşgul ediyor. Başbakan
Turnbull’un ifadesi ile ‘ailelerin canı yanıyor’ dediği 8 milyona
yakın hane halkı, ceplerini
yakan enerji faturalarını nasıl ederim de
daha aşağıya çekerim
çabasında. Öyle ki, vatandaşın canına tak eden yüksek faturalar, geçen hafta 9.Kanal’ın Current Affair programında da
konu oldu.
Victoria’da küçük bir dairede yaşayan
70’li yaşlarındaki yaşlı çiftin,
sebebini anlayamadıkları bir şekilde üç ayda
bir ödedikleri elektrik faturasının 500 dolardan 2000 doların
üzerine çıkması karşısında düştükleri durum anlatılıyordu programda. Isıtıcıyı kullanmaya korkan çiftin, battaniyeye sarılarak oturdukları görüntülerin
yayınlanması, üzgün ve
öfkeli bir biçimde faturayı ödeme sıkıntısı yaşadıklarını anlattıkları programın gösterilmesi üzerine abone oldukları
elektrik şirketi devreye girdi. İnceleme
de yaşlı çiftin yüksek
elektrik faturasının kullandıkları sayacın arızalı olmasından
kaynaklandığı ortaya çıktı. Şirket
ellerindeki faturayı ödememelerini
ve bundan sonraki faturalarında da onlara
belli bir miktar indirim yapma sözü verdi. Bu örnekte olduğu gibi
aile için bu haber her ne kadar sevindirici olsa da, Avustralya’da enerji
fiyatlarının dünyanın en yüksekleri arasında yer aldığı gerçeğini değiştirmiyor.
Güney Avustralya, NSW, Queensland ve Victoria eyaletleri fiyat açısından Avrupa
ülkeleri arasındaki sıralamada ilk
10’da yer alıyor ve hepsi de Avrupa Birliği’nin
ortalama faturasının çok üstünde.
İklim değişikliği ve nufüs artışı gibi etkenler Avustralya’nın
enerji ve su kaynaklarının her zaman gündeme gelmesine sebep olmuştur. Şu anda
özellikle Güney Avustralya’da nasıl elektrik
krizi baş gösterdiyse, yıllar önce de
kuraklıktan dolayı Victoria
eyaletinde barajlarda doluluk oranının kritik seviyeye düşmesinden dolayı, su sıkıntısı için çözümler gündeme gelmişti. İstatistiklere göre 2050 yılında Avustralya’nın nüfusunun 32
milyon dolayında olacağı ve sıralamada Melbourne’ün ise ülkenin en büyük kenti durumuna
geleceği hesap ediliyor. Bu nüfus artışı ise
yüksek kaliteli içme suyuna daha fazla ihtiyaç duyulacağı anlamına geliyor. 2007 yılında eyaletin su tedarik sisteminin artan nüfusun ihtiyacını karşılaması ve iklim değişikliğinin aşırılıklara karşı hazırlıklı olmasını sağlayacak Victoria Desalinasyon Projesi (VDP) başatıldı. Deniz suyundan içme suyu elde etme projesi olan bu
yöntemle yılda 150 milyar litreye kadar kaliteli içme suyu sağlanabiliyor.
Elektrik fiyatının dünyada en yüksek olduğu
eyalet olarak ün yapan ve elektrik enerjisinin büyük çoğunluğunu güneş ve rüzgar
enerjisinden elde eden Güney Avustralya’da ise sık sık elektrik kesintileri yaşanması üzerine baş gösteren
krizi önlemek için eyalete dünyanın en büyük
lityum iyon pili yapılacak.
Elektrikli otomobil üreticisi ve enerji depolama şirketi
Tesla’nın CEO’su Elon Musk, eyaletin başkenti
Adelaide’da düzenlediği basın toplantısında, Fransız enerji şirketi Neoen ile iş birliğinde üretecekleri pilin 100 megavat kapasiteli olacağını ve bataryanın 100 gün içinde tamamlanacağını söylemişti. Dünyada şu ana kadar üretilen en büyük lityum iyon bataryanın kapasitesi 30 megawatt civarında
olduğu kabul edilirse, bu pilin şu ana
kadar yapılan en büyük pilden 3 kat daha büyük olacağı hatırlatılıyor.
Aslında elektrik fiyatlarının yeni mali yılda; yani geçtiğimiz 1 Temmuz’dan itibaren bazı
eyaletlerde yüzde 15–20 oranında artacağını açıklayan elektrik dağıtım şirketlerinin
bu yönündeki duyuruları müşterilerin buna hazır olmaları konusunda bir uyarı niteliğindeydi. Kömürle çalışan elektrik
santrallerinin bir kısmının kapanması ve şirketlerin
üretim için daha fazla gaz talebi; fiyatların artmasındaki en büyük etken olarak görülüyor. Elektrik fiyatında en büyük artış ise, NSW ve
Güney Avustralya’da oldu. Şirket
yetkilileri ise abonelerin kendileri için en uygun firmayı
bulmaları için herekete geçmelerini ve şirketler
arasında fiyat karşılaştırması yaparak elektrik faturalarını düşürebileceklerini
söylüyorlar. Bunlardan Energy Networks Australia Genel Müdürü John Bradley,
“Yerinizde oturup elektrik şirketinin
yapacağı zammı sessizce
kabul ederseniz zarar görürsünüz. Ama şirketlerle
konuşup sizin için en iyi anlaşmayı bulursanız, yaşadığınız yere bağlı olarak 200 ile 600 dolar arası size
avantaj sağlayacak bir kontrat imzalayabilirsiniz” diyor.
Başbakan Turnbull’un da halktan gelen şikayet
ve istekler doğrultusunda geçtiğimiz hafta
enerji şirketlerinin yöneticileri ile yaptığı görüşmeden de aynı sonuç çıkıyor.
Tüketicilerin uyanık olması ve rekabet piyasasından nasıl faydalanmaları gerektiği anlaşılan açıklamasında Başbakan; “Gerçek şu ki,
perakendeciler müşterilerin eylemsizliğinden
yararlanmaktadır. En iyi planı seçmeyen
insanlardan yararlanırlar” dedi. Başbakana bu konuda hak vermek gerekiyor. Çünkü Avustralya
Enerji Piyasası Komisyonu, hane sahiplerinin yüzde 50’sinin, son beş yılda
perakendecileri veya sözleşmeleri değiştirmediğini açıkladı. Yani toplumun yarısı, halinden memnun ve yükselen fiyatlar karşısında hiç araştırma yapmadan
abone olduğu şirketin zamlı faturalarını ödemeye devam etmiş.
Geçen hafta enerji
firmalarının yöneticileri
ile yapılan toplantıdan sonra alınan karar gereği, bundan
sonra şirketler müşterilerine
seçimlerini yapabilmeleri için mümkün olduğunca
çok bilgi sağlamak zorundalar. Bunun yanısıra Federal Hükümetin “Energy made easy” internet sayfasına giderek, enerji şirketleri arasında fiyat kıyaslamasını inceleyip,
seçiminizi ona göre yapmanız, faturanızda büyük tasarruf sağlayabilir. z.polat@yepyeni.zamanaustralia.com.au