HDP MYK’sı tarafından partilerine yönelik yapılan polis operasyonlara ilişkin açıklama geldi. Açıklamada, “HDP ve bileşenlerinin demokratik siyaset alanından çekilmesi, bu alanda bir tasfiyeyi kabullenmesi, bu tuzağa düşmesi söz konusu olmayacaktır” denildi.
Açıklamada şu konuya dikkat çekildi: “Ama siyasi iktidar ne yaparsa yapsın, HDP ve bileşenlerinin demokratik siyaset alanından çekilmesi, bu alanda bir tasfiyeyi kabullenmesi, bu tuzağa düşmesi söz konusu olmayacaktır. Bu alandaki kararlı duruş ve mücadele ile faşizan uygulamaların püskürtülmesi ve durdurulması sağlanacaktır.”
HDP’den partiye yönelik operasyonlara ilişkin açıklama geldi.
HDP MYK imzalı açıklamada, “Hükümet ve bağımlı-taraflı yargı mensupları gözaltı ve tutuklamaların kanıksanır hale gelmesi için ellerinden geleni yapıyor. Birçok il ve ilçede partimize ve bileşenlerimize yönelik gözaltı ve tutuklamalar karşısında kimse hukuk yoluna başvurmasın, her hukuksuz tutum kabullenilsin istiyor. Ancak bu ruh hali yaygınlaşırsa, bu hukuksuzlukları sorgulanmadan devam ettirebileceğini biliyor” denildi.“AKP Hükümeti, bu gözaltı ile Kürt halkının siyasi temsilcilerine, demokratik alanda çalışma yapanlara söz söyleme hakkı tanımayacağı mesajını veriyor” ifadelerinin yer aldığı açıklama şöyle devam etti:“‘Siz demokratik siyaset alanından çekilin, demokratik siyaset alanında olanları rehin alırım, tasfiye ederim’ demek istiyor. Onlarca belediye eşbaşkanı tutuklanmış, seçilmiş onlarca belediyesi kayyuma devredilerek gasp edilmiş bir siyasi partiden söz ediyoruz.
Rehin alınmış olan DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in yanı sıra Mehmet Arslan’ın da gözaltına alınmasının anlamı budur.Ama siyasi iktidar ne yaparsa yapsın, HDP ve bileşenlerinin demokratik siyaset alanından çekilmesi, bu alanda bir tasfiyeyi kabullenmesi, bu tuzağa düşmesi söz konusu olmayacaktır. Bu alandaki kararlı duruş ve mücadele ile faşizan uygulamaların püskürtülmesi ve durdurulması sağlanacaktır.
Hazırlanan düzmece belgelere ve ‘gizli tanık’lara dayanan iddianameler birer birer çökmeye mahkumdur. Dün astığı astık kestiği kestik olan kimi savcı ve yargıçlar bugün ya yurtdışına kaçmış, ya görevden alınmış veya cezaevine atılmıştır. Dünün baş taçları bugün vatan haini ilan edilmişlerdir. Evrensel ve demokratik hukuk kurallarına, Türkiye’nin imzaladığı uluslararası demokratik sözleşmelere uygun olmayan davranışlar çıkmaz yoldur. Bugünkü hukuk dışı uygulamaların sahipleri, daha önce olduğu gibi yarın da hukuk ve demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçeceklerdir.”