TUĞBA MEZARARKALI-Kronos.news
Sadece mesleğini yaptığı için özgürlüğü elinden alınan Ayşenur’un umut dolu, güzel mesajlarımıza ihtiyacı var.
Tam bir yıl önceydi, 15 Temmuz yaşanmadan günler öncesi, güneşli bir Ankara sabahında uzun uzun sohbet ettik. Nereden bilirdim son görüşmemiz olduğunu! Gelecek planlarından söz ederken gözleri ışıl ışıldı Aysenur’un. 2016’nın ilk aylarında gazeteciliği bırakıp kendi mesleğini yapmaya karar vermişti. Dil eğitimini tamamlamak icin yurtdışına gitmeye gün sayarken kalbi umutla doluydu. Fakat ne okulunu bitirebildi ne de yeni bir hayat kurabildi.
Darbeden haftalar sonra, Twitter’da “Fuat Avni” adlı kim olduğu ve ne maksatla açıldığı belli olmayan bir hesap tarafından takip edildiği için özgürlüğü elinden alındı.Şimdilerde dört duvar arasında hayata nasıl bakıyorsun, gözlerinin ışığı söndü mü Ayşenur? O tatlı tebessümünü soldurdular mı yoksa?
Ve 2 Mayıs 2017, duruşma günü öyle umutluyduk ki, özgürlüğüne kavuşacağı haberini heyecanla bekliyorduk. O gün bitmek bilmedi sanki. Kulağımız telefonda, gözümüz haberlerde. Tahliye olduğunu haberini alınca da sevinç gözyaşlarıydı dökülen. Sonra ne mi oldu? Meğer sevincimizin kursağımızda kalmasını bekleyenler varmış. Tahliye kararının üzerinden henüz birkaç saat geçmişti. Savcının itirazı üzerine mahkeme yeniden tutuklama kararı verdi. Aldığımız bu haberle mutluluğumuz, sevincimiz havada kaldı…
O gece uyku girmedi gözümüze, evlat sahibi olarak anneni düşündüm ilk önce, boğazım düğüm düğümdü. “Bir süredir plastik vazolar gibi hiç kırılmıyorum” diyor ya şair, işte biz de öyleydik. Sen içerde, biz de dışarda umuda tutunarak kırılmadan dimdik ayakta kalmaya çalıştık o gece.
2 Mayıs’taki duruşmanda şunları söylüyordun: “Ağlamayacağım dedim kendi kendime. Ama 9 aydır ben bu haldeyim. Şu anda karşınızda olduğu gibiyim. Artık dayanamıyorum. Akşam olunca kapılar üzerimize kilitleniyor koğuşta sabaha kadar tek başımıza kalıyoruz. Bir kadının tek başına kalması ne demektir? Geceleri kaç kere çamaşır ipini düğümleyip geri çözdüğümü biliyor musunuz?” Günlerce zihnimi meşgul etti bu cümlelerin, gazeteci arkadaşların olarak dışarıdaydık ama öyle çaresizdik ki, ah bir bilsen! Elimizden hiçbir şey gelmiyordu. Kurduğun bu cümleleri okuduğumda Tezer Özlü’nün, Leyla Erbil’e yazdığı mektupta geçen satırlar düştü aklıma: “Burası bizim yurdumuz değil ki, burası bizi öldürmek isteyenlerin yurdu.”
Sana, ‘ne olur, umudunu diri tut’ deyip sarılmak istiyordum sıkıca!Augustinus’un yüzyıllar önce söylediği, “Adalet olmayınca devlet büyük bir çeteden başka nedir ki?” cümlesi gelip hayatımızın merkezine kurulmuştu adeta.Ayşenur’un tutukluluğuna en büyük delillerden biri, attığı iddia edilen tweet. Ayşenur bunun sahte bir paylaşım olduğunu söylüyor. Zira kendisine ait olduğu iddia edilen ve dosyaya delil olarak giren paylaşımların hiçbir URL adresi yok. Herkese açık olan Instagram hesabından alınan fotoğrafları, üzerine kendisine ait olmayan yazılar eklenerek sanki onun tarafından paylaşılmış gibi dava dosyasına girmiş durumda. Ne hikmetse bu tweet’le ilgili paylaşılan tüm ekran görüntüleri de aynı. Zaten mahkemedeki ifadesinde, fotoğrafı Instagram’a kendisinin yüklediğini, fotoğrafa da hiçbir yorum yapmadığını söylüyor. Anlaşılan o ki, tutuklandıktan sonra fotoğraf Instagram hesabından alınıp sahte tweet olarak sosyal medyada dolaşıma sokuldu. Ayrıca ByLock kullanmakla suçlanan Ayşenur’un, MİT’ten gelen ‘IMEI’ ve telefon numarası da telefonu ile uyuşmuyor.
En son temmuz ayında annesi Nehir Abla’yla konuştuğumda, Ayşenur’un güzel haberler duymak istediğini söylemişti. Gazetecilere yapılan baskının, hepimizin olduğu gibi Ayşenur’un da var olan umudunu tükettiğini belirtmişti. Birkaç cümle de olsa mektup yazmamızı istiyordu bizden. Ayşenur, çocuklarla hayvanları çok sever. Nerede yavru, bakıma muhtaç bir kedi görse şefkatle okşayıp sarardı kollarının arasında. Sadece mesleğini yaptığı için şu an özgürlüğü elinden alınan, bir sonraki duruşması ekim ayına ertelenen Ayşenur’un umut dolu güzel mesajlarımıza ihtiyacı var. “Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu- Ankara” adresinden ona kartpostal gönderebilirsiniz.Ihlamur kokulu sokaklarda besledigin kedilerin seni çok özledi Ayşenur. Biliyor musun, biz de çok özledik.