Hastane odasında gözaltına alınan ve tedavi edilmeyen Yargıtay Üyesi Mustafa
Erdoğan yoğun bakıma kaldırıldı.
Erdoğan’ın kızı “babam bir hücrede
yaşam savaşı veriyor” diyerek tahliye edilmesi için mektup yazarak çağrıda
bulunmuştu. Mustafa Erdoğan tahliye edilmediği gibi şu anda yoğun bakıma
alındı. Hukuk fakültesi öğrencisi olan kızı Buket Erdoğan babasının sesini
duyurmak için bir mektup yazmıştı. Buket Erdoğan’ın mektubunun bir bölümü
şöyle;
“Babam hukuksuzlukları dile getirmekten
hiçbir zaman çekinmezdi. Sonrasında hastanede alınan ifadesinde de HSYK’nın
tarafsız olmadığını yine korkmadan vurguladı. Babam hakkında ertesi gün
yakalama kararı çıkmıştı, ancak henüz OHAL ilan edilmemesine rağmen usulsüz
yakalama yapmaktan, Yargıtay üyelerini evlerinden kelepçe ile şiddetle
götürmekten çekinmiyorlardı. Babam kendi sağlığını düşünerek teslim olmadı.
Çünkü tutuklanan Yargıtay üyelerinin hangi koşullarda bekletildiğini
duyuyorduk. Hayatımız hiç beklemediğimiz bir anda tepetaklak oldu. Babam suçlu
olduğu için değil usulsüzlükler olduğu için teslim olmadı. Baş ağrıları
olmasına rağmen dairedeki işler aksamasın diye izin kullanmamıştı. Annem
Antalya’daki düzenini sağladığında babamın baş ağrıları epey arttı. Yapılan
tetkiklerde babamın beynindeki tümörün 3. evrede olduğu ve bir an önce ameliyat
edilmesi gerektiği söylendi.
Ameliyathane kapısında babamı tutuklamayı
beklediler
“Babam özel bir hastanede beyin ameliyatı
oldu. Hastaneye yatış yapıldığı anda polisler geldi. Babam yoğun bakımdaydı.
Ben sadece onun sağlığını düşünüyordum, ancak yoğun bakım kapısının önünde
polisler nasıl tutuklayıp götüreceklerini tartışıyorlardı. Ameliyattan sonra
sol tarafı felç kaldı. Babamın yoğun bakımda geçirdiği 5 günde 5 yıl yaşlanmış
olabilirim. Onu bu halde götürürlerse iyileşemez korkusuyla ne olacağından
bihaber beklemekten başka çaremiz yoktu. 30 Aralık 2016 günü babamı polisler eşliğinde
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi A blok 8. kattaki Hematoloji bölümünde
bulunan tutuklu odasına naklettiler. Babam ameliyattan sonra kendini penceresi
bile olmayan küçük bir odada buldu. Polisler sürekli nöbet tutmakta ve felçli
olan bir adamın kaçabileceğini vurgulamaktaydı. Babamın yattığı odada 2 kat
parmaklıklar bulunmakta. Hep acil bir durumda doktorların bu parmaklıkları
nasıl aşıp da müdahale edebileceğini düşündüm. Babam bir hücrede yaşam savaşı
vermekte. Doktorlar en iyi ihtimalle 2 yıl daha yaşayacağını söylüyor. Suçsuz
olduğu halde son zamanlarını bu şekilde geçirmesi kanunen ne kadar uygundur?
Suçsuz olduğu anlaşıldığında bize bu kaybettiğimiz zamanı nasıl geri
verecekler? Sadece anlatmak istedim. Anlamayacaklarını bile bile. Çünkü yaşamadan
anlaması, kabul etmesi oldukça güç bir durum.”