371 gündür cezaevinde olan gazeteci Murat Aksoy, Evrensel gazetesine bir röportaj verdi. Aksoy bir soru üzerine, “Tek pişman olduğum şey, Müslüm Baba’yı geç keşfetmiş olmam” dedi.
Gazeteci Murat Aksoy, 371 gündür tutuklu olduğu Silivri Cezaevi’nden günlük yaşamını anlattı. Hizmet Harketine yakın medya kuruluşlarıyla ilişkisi halinde olduğu ideaasıyla, yargılandığı davada, 31 Mart günü tahliye edilen, ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan’ın tahliyenin hemen ardından başlattığı Gülen cemaatine yönelik soruşturma kapsamında aynı gece tekrar tutuklanan Aksoy, son olarak 17 Ağustos’ta hakim karşısına çıkmış ve tutukluluğunun devamına karar verilmişti.Evrensel gazetesinden Fatih Polat’ın sorularını yanıtlayan Murat Aksoy, bir soruyu, “Pişman olduğum tek şey, Müslüm (Gürses) Baba’yı geç keşfetmiş olmam” diyerek cevapladı. Fatih Polat’ın Murat Aksoy’la gerçekleştirdiği ve Evrensel gazetesinde yayınlanan röportaj şöyle:
Tutukluluğun bir yılı geçti. En özet haliyle sana bu yaşatılanı nasıl tanımlarsın?
Tutukluluğum bir cezaya dönüştü. Eğer bu bir suçsa, sadece düşündüğümü ifade ettim ve yazdım. Kimseden talimat almadığım gibi, kimsenin yönlendirmesiyle de yazı yazmadım. Elimde ne bir silah, ne de bir ‘terör örgütü’ne dair bilgi, belge var.
Deniyor ki, ‘Pişmanlık Yasası’ndan faydalanmak ister misin?’
Ne suçum olmuş ki, neden pişman olayım? Tutuklu olsam da yargıya güveniyorum. Her ay mahkemeye suçsuz olduğuma dair dilekçe gönderiyorum. Geçen hafta da dilekçe gönderdim. Belki olur ya, bu ay sonu özgürlüğüme kavuşurum.
Son duruşmanda karar açıklandığında, tutukluluğunun devamına karar verildiğini duyduğunda neler hissettin?
Çok çok üzüldüm. Aslında tahliye bekliyordum. Umut işte. Ama yine de vicdanım rahat. Bir gün adalet yerini bulacak. Onlar iddianameleriyle bana yönelttikleri suçlamalara delil sunamadılar. Fakat ben, haberlerimi, görüşmelerimi ne amaçla yaptığımı delilleriyle mahkeme heyetine sundum. Önder Aytaç ile 2007-2008 yıllarındaki görüşmelerim haber amaçlıdır. SMS ile telefon numarası istemiş, yollamışım. Önder Aytaç, TSK’de görevli, üniversitede öğretim görevlisi, TRT’de program yapan biri. Böyle biriyle görüşmemin suç olabileceğini nasıl düşünebilirim? 7-8 yıl önceki bu görüşmeler sonrasında da kendisiyle hiçbir görüşmem olmamıştır.
‘VİCDANIM RAHAT, ALNIM AÇIK’
Cezaevinde günlerin nasıl geçiyor?
Çok programlı geçiyor günlerim. Sabah ve akşam olmak üzere ikişer saat spor yapıyorum. Kahvaltı sonrası gazetelere bakıyorum. Yoğun olarak okuyorum ve Alevilik üzerine bir kitap yazıyorum. Bitmek üzere. Daha çok, Nazım Hikmet’i okuyorum. Ve “Demek ki benim fikirlerime de Nazım Hikmet’inkiler gibi değer veriyorlar ki, hapse attılar” diyorum. Ama bedenimizi hapsedebilirler, fikirlerimizi asla. Bir gün buradan çıkacağım ve yazmaya devam edeceğim. Moralimi iyi tutmaya çalışıyorum. Vicdanım zaten rahat. Çocuklarımın yüzüne bakamayacak bir şey yapmadım. Alnım açık. Tutukluluğun süresince en çok neleri özledin?
Ailemi, sadece eşimi ve çocuklarımı…
MÜSLÜM BABA’DAN HAYDAR HAYDAR
Twitter’da çok sık şarkı linki paylaşırdın. Ben şimdi senin için hangi şarkıyı paylaşayım istersin?
Sana çok teşekkür ederim. Müslüm Baba’dan Haydar Haydar’ı. Tek pişman olduğum şey, Müslüm Baba’yı geç keşfetmiş olmam.
Son olarak, dışarıya iletmek istediğin bir mesaj var mı?
Tüm dostlara, güzel ülkeme selam. Ailem sizlere emanet.