Avustralya’daki gelişmiş jeotermal enerjinin gelecekteki potansiyeli, diğer yenilenebilir enerjilerdeki gelişmelerin finansal zorlukları ve baskılar karşısında çok büyük.
Avustralya’da jeotermal enerjinin potansiyeli konusunda tartışmalar ve araştırmalar devam etmekte.Yeni Zelanda ya da İzlanda gibi ülkelerdeki jeotermal kaynaklar, elektrik üretiminde daha kolay kullanılır, zira yüzeye yakın jeotermal aktivite nedeniyle yeraltında bol basınçlı sıcak su var. Bununla birlikte, Avustralya’da, çoğu jeotermal enerjinin, ısıyı absorbe etmek ve daha sonra bu suyu yüzeye geri dolaştırmak için yüzeyden suyu zeminden derinlerin altındaki kayalar vasıtasıyla pompalayarak çıkarması gerekir. Böyle bir süreç, Geliştirilmiş veya Mühendisli Jeotermal Sistem (EGS) olarak bilinir. (Bu da yatırım maliyetlerini çok fazla katlayan ve henüz teknolojik gelişimini tamamlayamamış bir sistemdir.)
Yaklaşık on yıl süren sözleşmeler ve yatırımcı faaliyetlerinden sonra, Avustralya’daki jeotermal endüstri 2010’da zirve yaptı ve 2013 sonuna kadar yaklaşık 900 milyon dolarlık bir kümülatif yatırım gördü. O zamandan beri ve merkezi Avustralya’da başarılı bir test tesisi olmasına rağmen, yatırımcı ve hükümet, endüstrinin gelecekteki elektrik üretim kaynağı olma vasfına olan duyarlılığını önemli ölçüde yitirmiş görünüyor. Şu anda, jeotermal enerji ile ilgili devam eden proje, Adelaide Üniversitesi’ndeki Güney Avustralya Jeotermal Enerji Araştırmaları Merkezi’nin öncülüğünde jeotermal rezervuar karakterizasyonu üzerine bir çalışmadır. Bu proje kısmen Avustralya Yenilenebilir Enerji Ajansı (ARENA) tarafından finanse edilmektedir.
Kaynak ve yazının tamamını okumak isteyenler için: Future Directions International.
ThinkGeoEnergy den bakabilirler….