Havuz Medyasınından Mahmut Övür’ün, Hizmet Harketi mensuplarının “talimatla hamile kalıyorlar” yazısı üzerine Aktif haber okuyucusunun tepki göstererek, yazdığı yazı:
Bazı istatistikler ve Ahmaklık
“Ey Ahmakul humakadan tahammuk etmiş sarhoş Ahmak!” muhatabım sadece sen değil, bu ahmakane, sarhoşane, divanece hezeyanları size fikir olarak sunan cehl-i mürekkep içindeki hemtalarındır.İbnül Cevzi ‘Ahmaklar ve Dalgınlar Kitabı’ nı bugün yazsaydı; Daha hacimli bir eser için siz de fazlasıyla malzeme bulacaktı.
Öyle fikirler ortaya atıyorsunuz ki “Merkep muzaaf bir merkepliğe girse, sonra insan olsa. Bu fikri kabul etmem diye kaçacaktır.” Hangi tarafından tutsan elinde kalacak bir hezeyan.
Belki bir cevabı haketmiyor ama ahmaklığın şiddeti derecesini gösterme adına bazı verileri arz etmek istiyorum. Hizmetin içindeki kadınların emirle hamile kalmaları ve bu şekilde serbest kalmaları hezeyanından bahsediyorum.
Bilimsel veriler ışığında normal istatistiklerden farklı seyreden bir durum varsa orada olaya karışan bir iradeden bahsedilebilir. Hatta seçimlerle ilgili ‘Electrion forensics’ denilen bir alan sonuçlardan hile olup olmadığını tespit edebiliyor. Mesela; bir köyde oy kullanması gereken herkes oy kullanmış, hiç yanlış ve muhalif bir oy kullanılmadan hepsinin evet çıkmasının anormal bir durum olduğunu bunun da yapılan hileye delalet ettiğini göstermesi gibi..
Bir de normal istatistiklerle anormal bir durumun varlığından bahsedilebilir mi! ona bakacağız.
Öncelikle bebeğiyle ilk gözaltı işleminin 2017 Ocağında olduğunu hatırlarsak, bu emrin en az 10 11 ay öncesinden verildiğini varsaymamız gerekir. 9 10 aydır da devam eden bir sürecin varlığını da düşünürsek 2 senelik bir süreci kapsadığını kabul edeceğiz. Bu da ihtimali yarıya indirgeyecektir.. ama biz 1 sene üzerinden değerlendirmelerimizi yapacağız.
Bugün gelinen noktada verilere göz atalım. Sayılar değişken olduğundan yaklaşık olarak ifade edilecektir. Hizmet hareketi ile ilgili;
169 bin kişi hakkında işlem yapılmış.
57 bin kişi mevcut tutuklu
18 bin kadın tutuklu
50 bin kişi adli kontrolle serbest bırakılmış
43 bin kişi de bir işlem yapılmadan serbest bırakılmış.
668 tane bebek ve çocuk Annesi ile beraber tutuklu.
[0-12 aylık ] 149
1 yaş 140
[2 – 3 yaş ] 241
[4 – 5 – 6 yaş ] 127
Yaş belirtilmeyen 11
31 tane Anneye hastanede doğum esnasında gözaltı olmuş.
Eğer çocuğun olması bir Anneyi tutukluluktan kurtarsaydı, çocuğuyla içeride tutuklu Anne olmaması lazımdı. 31 tane bebeğin 22 katı tutuklu çocuk var.
[0 – 2] yaş grubunu alırsak 9 katı kadar bebek tutuklu.
Nasıl bir plan ki 10 dan 9 u tutuklu!
Türkiye’de 80 milyon nüfus var, her sene ortalama 1 milyon 300 bin bebek dünyaya geliyor. 25-29 yaş arası 1000 kadın başına 135 doğum düşüyor. Kaba doğum hızı binde 17, her 1000 nüfus başına 17 doğum. Nüfusun yarısının kadınlar olduğunu kabul edersek, her 1000 kadın başına 34 doğum olur.
Yani tutuklu olan 18 bin kadın başına 18×34=612 [0 – 1] yaş bebek olması gerekir.
Annesi ile beraber olan 149 bebek var.
Ortalama istatistiklere göre 612-149=463 daha bebek olmalı..
Yani burada illa bir emirden bahsedilecekse bu emrin ‘çocuk yapmayın’ diye yapılmış olması daha makul görünüyor.
Doğum yapıp gözaltına alınan ve serbest bırakılanlar bu sayıya dahil değil diye aklımıza gelebilir. Geçen sene itibariyle hastanede doğum yapıp bebeğiyle gözaltına alınıp serbest bırakılan 31 tane vak’adan bahsediyoruz.
Genelde 25-29 yaş aralığı diyebileceğimiz bu grup içinde binlerce kadından bahsedilen bir hareket için 31 doğum çok komik kalıyor. 25-29 yaş grubunda 1000 kadın başına düşen bebek sayısı 135 olduğuna göre neden bu kadar az doğum olmuş diye sormak aklı olanlar için daha makul görünüyor.
Ahmaklığın sınır tanımadığı havuz medyasında küçücük bir akıl ve mantık bile böyle bir yazıyı kaleme almaya izin vermezdi.
Şunu da eklemek istiyorum; Türkiye’de geçen sene 420 bin ölüm gerçekleşmiş, bunun 3 bini de intihar şüphelisi. Yani her 140 ölümden 1’i intihar şüphelisi. Hizmet hareketinden dolayı cezaevlerinde 85 tane ölüm olmuş ve bunun 35 tanesi şüpheli ölüm, neredeyse her 2 kişiden 1’i şüpheli ölmüş. Bu da saklanamayacak bir gerçeği ortaya koyuyor.
Aklın, mantığın, muhakemenin zerresinin görünmediği bu cehl-i mürekkep erbabının yol gösterdiği, fikir verdiği; emniyeti, adliyeyi ve siyaseti düşündükçe bu ülkenin geleceği ile ilgili iyice karamsarlığa bürünüyoruz. Böyle ahmak bir düşünceye emanet olan bu ülke ve insanının talihi ne kadar da karaymış..