Pakistan’da eğitimci Mesut Kaçmaz ve ailesi sivil polisler tarafından tarafından kaçırıldı. Aileden şu ana kadar haber alınamıyor.Bu sabaha karşı 02:30’da gerçekleşen olayda Lahor’daki Pak-Türk okulunun eski yöneticilerinden Mesut Kaçmaz ve ailesi kendisini ‘polis’ diye tanıdan kişiler tarafından kaçırıldı.
Erdoğan rejiminin “uzun kolu” yurtdışında uluslararası koruma altında yaşayan Türk vatandaşlarını hedef almaya devam ediyor. Son skandal haber Pakistan’dan geldi. Daily Pakistan gazetesinin haberine göre Hizmet Hareketine bağlı Pak-Türk okullarının eski müdürü Mesut Kaçmaz, başkent Lahor’da sabaha karşı ailesiyle birlikte evinden kaçırıldı.
BM KORUYAMADI!
Yerel kaynakların verdiği bilgiye göre Kaçmaz ailesi, Lahor’un Wapda Town bölgesinde yaşıyordu. Kasım 2016’da Erdoğan rejiminin baskısı sonucu Pakistan yetkilileri ülkedeki Türk okullarında çalışan Türklerin ülkeden ayrılmasını istemişti. Bu tarihten sonra Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne sığınma başvurusu yapan Kaçmaz ailesi, BM koruması altında bulunuyordu.
KAÇIRILIP BIRAKILAN ÖĞRETMEN KONUŞTU
Kaçmaz ailesiyle birlikte kaçırılan ve kısa süre sonra serbest bırakılan öğretmen Fatih Avcı Daily Pakistan’a konuştu. Avcı, gece 2.10’da evlerinden zorla alıkonulduklarını, başlarına çuval geçirilerek bilinmeyen bir yere götürüldüklerini anlattı.
Avcı, gazeteye verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Ben Fatih Avcı, Türkçe öğretmeniyim. Kasım 2016’dan beri sığınma başvuru sahibi olarak BM koruması altındayım. Kaçırılan Mesut Kaçmaz ve ailesiyle aynı apartmanda oturuyorum. İş arkadaşım Mesut Kaçmaz da ailesiyle birlikte BM koruması altındaydı.
27 Eylül Çarşamba günü saat 02.10’da, Wapda Town’da bulunan apartmanımızın alt katından gürültüler duydum. Alt kata indiğimde Mesut beyin evinin kapısının açık olduğunu gördüm. Kendilerini polis olarak tanıtan sivil kıyafetli 15 kişi içerideydi. Evde herhangi bir arama prosedürü uygulamadılar, zor kullanarak Mesut bey ve ailesini tutukladılar. Mesut beyin eşi Meral hanımı yerde yatarken gördüm. İki kadın polis hanımefendiyi ayaklarından sürükleyerek götürmeye çalışıyordu.
Çiftin genç yaştaki iki kızı korkudan ağlıyorlardı. Bu sırada diğer polisler kendilerine karşı çıkan Mesut beyi itekleyerek kapıya götürdüler. Meral hanıma orantısız güç uygulandığını görünce şahıslara tepki gösterdim, bu sırada bana kelepçe takıp beni apartmanın girişine götürdüler.
Daha sonra Kaçmaz ailesi de yanıma getirtildi. Bizi zorla Toyota Hilux marka pickup araca bindirdiler. Ardından Meral Hanım ve iki kızı dâhil, gözlerimizi bağladılar, başımıza da çuval gibi bir şey geçirdiler. Beni kelepçelenmiş şekilde tuttular, Mesut bey direndiği için ona kelepçe takamadılar, itiş kakıştan sonra ellerini iple bağladılar. Ardından mesut beyin yüzüne birkaç yumruk attılar.
Bilmediğimiz bir yere götürüldük. Araçta, bu şahısların polis olduğunu gösteren herhangi bir iz, işaret görmedim. Sadece siren vardı. Tüm şahıslar sivil kıyafetliydi.
Yaklaşık 30 dakika kadar yol gittik. Gözlerimizi açtıklarında, dayalı döşeli bir kır evinde olduğumuzu gördüm, burası bir misafirhaneyi andırıyordu. Orada başka insanlar da vardı. Sanırım bunlardan bazılar üst düzey yetkililerdi. Polislerden biri bana, “Sen burada olmayacaktın ama kendin karıştın. Seninle işimiz yok. İsmin bizim listede yok. Seni serbest bırakacağız” dedi. Geçen zamanı anlamamız için duvardaki saati bile söktüler.
Gözlerimi yeniden bağladılar ve yaşadığım mahalleye geri götürüp bıraktılar. Ayağımda ayakkabı yoktu, eve çıplak ayakla gitmek zorunda kaldım.
4 kişilik bir ailenin evini 15 şahsın basması korkunçtu. Daha korkuncu ise aileye yapılan kötü muameleydi. Biz sıradan eğitimcileriz ve cani gibi muameleye maruz kaldık.
Şahısların kim olduklarına ve hangi organizasyona bağlı olduklarına dair hiçbir fikrim yok.”
MAFYA USULÜ KAÇIRMAYA KILIF BULUNAMADI
Pakistan polisi, Türk aileyi kaçıran şahısların terörle mücadele ekipleri olabileceğini söyledi ancak mafya usulü kaçırma olayıyla ilgili bilgi vermekten kaçındı. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ise olayı yakından izlediklerini belirtmekle yetindi. Ailenin, daha önce Malezya’da yaşandığı gibi hukuksuz şekilde Erdoğan rejimine iade edilmesinden endişe ediliyor.
Ankara’nın Pakistan’da yaşayan Hizmet Hareketi mensuplarına yönelik tehdidi son bir yılda yoğunlaştı. Türkiye’nin Pakistan Büyükelçisi Sadık Babur Girgin, Türk okullarının kapatılması ve öğretmenlerin sınır dışı edilmesi sürecini yönetmiş, Türkiye’de bulunmamalarına rağmen Türk öğretmenleri darbecilikle suçlayarak Pakistan makamlarına bürokratik girişimlerde bulunmuştu. Türk öğretmenler, Pakistanlı yetkililerin talimatı üzerine bulundukları şehirleri terk etmek zorunda bırakılmışlardı.
Pakistan’da faaliyet gösteren 28 Türk okulunda yaklaşık 11 bin öğrenci okuyor. Hizmet gönüllüsü öğretmenler, 1995 yılından itibaren ülkede görev yapıyordu.
Pakistan’daki kaçırma olayının yankıları sürüyor
Daily Pakistan adlı internet sitesinin haberine göre, Kasım 2016’da Türk Okulları personelinin zorla Türkiye’ye gönderilmesi gündeme gelmiş ancak Pakistan yargısı ve BM devreye girerek bu girişimi durdurmuştu.Pakistan’da eğitimci Mesut Kaçmaz ve ailesinin başlarına çuval geçirilerek sivil polisler tarafından kaçırılmasının yankıları sürüyor. Aktifhaber’in ulaştığı ve güvenlik nedeniyle ismini gizli tutan Türk okulları yetkilisi, Pakistan’da daha önce böylesine infial uyandıran bir olayın yaşanmadığını, özellikle kadın ve genç kızların başlarına çuval geçirilerek kaçırılmasının çok vahim sonuçlar doğuracağını söyledi. Yetkili, son dönemde Pakistanlı farklı istihbarat birimlerinden yetkililerin sık sık Mesut bey ve ailesinin evine gittiği bilgisini verdi. Bu ziyaretlere rağmen, BM sertifikası taşıyan Kaçmaz ailesinin, Pakistan mahkemesinin aldığı “Kasım 2017’ye kadar Türk okulları çalışanları ülkede kalabilirler ve haklarında herhangi bir işlem yapılamaz” şeklindeki karara güvenerek kaçırılacaklarına dair endişe taşımadıklarını anlattı. Pakistan istihbaratının sık sık iletişim kurduğu Kaçmaz ailesi ile ilgili uzun süredir kaçırma hazırlığı yapmış olma ihtimali üzerinde duruluyor.