Zaman Gazetesi davasında 30 gazetecinin duruşması bugün Silivri Cezaevi Yerleşkesi’nde başlıyor. Aralarında Şahin Alpay, Mümtaz’er Türköne, Ali Bulaç ve Ahmet Turan Alkan’ın da bulunduğu sanıklar 14 ay sonra hakim karşısına.
Aralarında Şahin Alpay, Mümtaz’er Türköne, Ali Bulaç ve Ahmet Turan Alkan’ın da bulunduğu Zaman Gazetesi davasında 30 gazetecinin duruşması bugün Silivri Cezaevi Yerleşkesi’nde başlıyor.14 ay tutuklu kaldıktan sonra hakim karşısına çıkacak olan Türkiye’nin saygın gazetecileri ve yazarları şu isimlerden oluşuyor: Ahmet Metin Sekizkardeş, Ahmet Turan Alkan, Alaattin Güner, Ali Bulaç, Cuma Kaya, Faruk Akkan, Hakan Taşdelen, Hüseyin Belli, Hüseyin Turan, İbrahim Karayeğen, İsmail Küçük, Mehmet Özdemir, Murat Avcıoğlu, Mustafa Ünal, Mümtazer Türköne, Onur Kutlu, Sedat Yetişkin, Şahin Alpay, Şeref Yılmaz, Yüksel Durgut ve Zafer Özsoy.Dava kapsamında İhsan Duran Dağı, Ahmet İrem, Ali Hüseyinçelebi, Süleyman Sargın, Osman Nuri Arslan, Osman Nuri Öztürk, Lale Sarıibrahimoğlu, Nuriye Akman ve Orhan Kemal Cengiz ise tutuksuz olarak yargılanıyordu.
Gazeteciler, Zaman Gazetesi’ndeki yazılarında “askeri darbeye davette bulunmakla” suçlansalar da dava sanıklarından Orhan Kemal Cengiz Zaman’ın yazarı bile değil. Nuriye Akman’ın bir yazısının başlığının suç unsuru gösterilirken, Lale Kemal’in ise “Vatandaşın halen görüşünden, inanışından dolayı fişlendiği korkusunu yaşamasını tehlikeli buluyorum” sözleri yüzünden 3’er kez ağırlaştırılmış hapis cezası talep ediliyor.
BÜTÜN SANIKLARA ‘TERÖR’ SUÇLAMASI
Zaman Gazetesi davasının 64 sayfalık iddianamesinde bütün sanıklar hakkında “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme,” suçlamalarıyla üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve “Silahlı terör örgütüne üye olma” ithamıyla da 15 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.Bugün saat 9,30’da Silivri Cezaevi Yerleşkesi’ndeki duruşma salonunda başlayacak davada somut deliller yok, köşe yazıları ve haberler yüzünden suçlamalar var.İddianamede, gazetecilere ve yazarlara yöneltilen ve Artı Gerçek‘in özetlediği suçlamalar şöyle:
ŞAHİN ALPAY
Şahin Alpay’ın iddianamede iki yazısına yer veriliyor. Bunlardan biri, 17-25 Aralık sürecinde yazdığı bir yazı. İddianamede, yazının tarihi ve başlığı yer almazken, İddianamede, “Şahin Alpay gerçekleri çarpıtarak, Başbakan Erdoğan’ın Cemaat’e karşı saldırıya geçtiğini belirtiyor, “Emniyet’te yapılan atamalar ile Adli Kolluk Yönetmeliği’nin değiştirilmesini Cumhuriyet tarihinin belki en büyük yolsuzluk soruşturmasının hükümet tarafından örtbas edilmeye çalışıldığı izlenimi doğurduğunu vurguluyordu” yorumu yapılıyor. Şahin Alpay’ın 24 Aralık 2013’te yazdığı bir yazısı da iddianamede, “Şahin Alpay kaleme aldığı yazısında, “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yaşananlara seyirci kalmaması gerektiğini vurgulayarak kurumlar arasında çatışma yaratmayı hedeflemiştir” suçlaması yönlendiriliyor.
ALİ BULAÇ
Ali Bulaç, darbeyi telkin etmekle suçlanıyor. İddianamede, “Bulaç’ın ‘Öncelikle istenmediği halde savaş vuku bulursa, mesela Çanakkale’de olduğu gibi, sabredip kılıcın hakkını vermek lazımdır. Öyle bir şeyle karşı karşıya kaldığı zaman, hakkını veren mü’min hayatta kalırsa gazi olur, Cennet’e liyakat kazanır; şehit olursa da inşaallah doğrudan Cennet’e gider. Diğer taraftan, bu sayede düşman vesayet altına alınırsa ve onlar da karşılaştıkları mü’minlerden şöyle böyle alacaklarını alırlarsa, Cennet kapıları onlar için de aralanmış olur…’ şeklindeki ifadelerive ‘mazlumun kılıç kullanma hakkı yok mudur’ şeklindeki sözleri ile örgüt tabanına ve topluma askeri darbeyi telkin ettiği görülmektedir” suçlaması yer alıyor. Bulaç’ın, 6 Şubat 2016 tarihinde yazdığı bir yazıdaki, “Peki, kılıç her zaman gayrimeşru bir siyaset aracı mıdır? Zorbalar kılıç kullanır da, mazlumların kılıç kullanma hakları yok mu?…” ifadeleri de darbeyi davet edici yazı olarak, yorumlanıyor.
LALE KEMAL
İddianamede, Zaman Gazetesi, MİT Tırları operasyonu öncesinde MİT Tırlarını hedef göstermekle suçlanırken, Lale Kemal’e de bu kapsamda, “18 Ocak 2014 tarihli Zaman gazetesinde Lale Kemal, ‘…Vatandaşın halen görüşünden, inanışından dolayı fişlendiği korkusunu yaşamasını tehlikeli buluyorum… Bu ancak eski komünist ülkelerde az gelişmiş diktatörlüğün olduğu ülkelerde yapılır…’ şeklindeki sözleriyle bu algıyı derinleştirmeyi hedefliyordu” suçlaması yöneltiliyor.
AHMET TURAN ALKAN
Ahmet Turan Alkan, 21 Aralık 2013’te yazdığı “Doğrular, Eğriler” 28 Aralık 2013’te yazdığı “Komisyon, Hayır, Hasanet”, 2 Şubat 2014’te yazdığı “Vites kutusuna cıvata atmak”, 5 Şubat 2014 tarihinde yazdığı “Sorular havadaki uçak gibidir”, 8 Şubat 2014’te yazdığı “Hasar tespiti” yazıları nedeniyle suçlanıyor.
MÜMTAZER TÜRKÖNE
Mümtaz’er Türköne için “Emniyet güçlerinin Güneydoğu’da yaşanan sokak çatışmalardan dolayı zor günler yaşadığı bir dönemde Mümtazer Türköne (4 Şubat 2016), sorumlunun ‘Dolmabahçe Mutabakatı’nda kendini ele veren Saray iktidarı’ olduğunu, ‘Türkiye’nin bu badireden en az zararla çıkabilmesi için, idam cezasının geri gelmesi’ gerektiğini vurgulayarak ‘Dolmabahçe’de noktalanan Çözüm Süreci”nin sahiplerinin ipe dizilmesi lâzım. Sakın yanlış anlamayın, bir öneride bulunmuyorum, devlet aklının bu tür badirelerden çıkış yöntemini hatırlatıyorum…’ şeklindeki sözleri ile askeri darbeyi davet etmiş; başta dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere çözüm sürecini yürüten yetkililerin asılması gerektiğini alenen ifade etme cüretinde bulunmuştur.” deniliyor.
NURİYE AKMAN:
Nuriye Akman’ın ismi, iddianamede, sadece, 17 – 25 Aralık sürecinde Zaman Gazetesi’nin algı operasyonu yapmakla suçlandığı bölümde geçiyor ve 24 Aralık 2013 tarihli “Yolsuzluklar nasıl önlenir” yazısının başlığı veriliyor. Bu yazıdaki hangi ifadelerin suç olarak tanımlandığı da yazının içeriğine de iddianamede yer verilmiyor.
ORHAN KEMAL CENGİZ :
İddianamedeki en ilginç isim ise Orhan Kemal Cengiz. Zaman Gazetesi yazarı olmadığı halde iddianamede adı geçen Cengiz’in herhangi bir yazısı da iddianame kapsamında alıntılanmamış. Cengiz hakkında hiçbir değerlendirmenin yer almadığı iddianamede, Cengiz’in ismi sadece sanıklar arasında ve suç talebinde yer almış.
SUÇ TANIMI:
İddianamede, gazeteciler için suç tanımı şöyle yapılıyor:“Köşe yazarlarının; yazı başlıklarının ve yazılarından seçilen kısımların cımbızla çekilip alınmadığı, konjonktürel ve tarihi perspektifle bakıldığında bu yazılardaki ifadelerin mecaz ya da metafor olarak izah edilemeyeceği, genel olarak operasyonların ve yargı sürecinin devam ettiği dönemlerde kaleme alınan yazılarda Hükümete sadece muhalefet yapılmadığı veya eleştiri yöneltilmediği; görünürde suç unsuruna rastlanılmayan yazılarında dahi basın ve ifade özgürlüğünün sınırlarını aşarak devlet yetkililerinin ve kurumlarının haklarını ihlal niteliğinde ifadeler kullandıkları ya da ön hazırlık niteliğinde yazılar yazdıkları anlaşılmıştır.
TÜM YAZARLAR İÇİN 3’ER KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENİYOR
Bu suçlamalar yöneltilerek, tüm yazarlar hakkında Türk Ceza Yasası’nın “Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” suçunu düzenleyen 309, “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etme” suçunu düzenleyen 311, “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” etme suçunu düzenleyen 312. maddeleri uyarınca; toplamda 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları isteniyor. Ayrıca, Türk Ceza Yasası’nın, örgüt kurma suçunu düzenleyen 314 maddesi uyarınca, 10’ar yıl hapisleri talep ediliyor.
ALTANLAR İKİNCİ DURUŞMADA
BU hafta yapılacak bir diğer gazeteci davası ise aralarında Ahmet ve Mehmet Altan kardeşler ile gazeteci Nazlı Ilıcak’ın da bulunduğu 17 kişinin yargılandığı dava.19 Eylül’de Çağlayan’daki İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşma davanın ikinci duruşması. İlki 19-23 Haziran tarihlerinde görülen duruşma sonunda mahkeme davanın tüm tutuklu sanıklarının tutukluluklarının devamına karar vermişti.Dava kapsamında Altanlar ve Ilıcak’la birlikte toplam altı kişi tutuklu bir kişi ise tutuksuz olarak yargılanıyor. Geri kalan sanıklar hakkında yakalama kararları bulunuyor.kronos.news