Ayşe Öğretmen:
“Adaletsiz bir dünyada böyle bir durumda bırakıldığım için insanlıktan
utanıyorum. Cezaevine gireceğimi bilseydim bırakın çocuk doğurmayı, vicdansız
dünyaya bir daha gelmek istemezdim” dedi.
Türkiye’de her gün yeni bir hukuksuzluğa imza
atılıyor. OHAL çerçevesinde 17 bin kadın 700’e yakın çocuk annesiyle cezaevine
mahkûm edilirken, önceki gün Saray’a bağlı yargıçlar yeni skandal karar kabul
etti. Kanal D’de Beyazıt Öztürk’ün sunduğu Beyaz Show’da “Çocuklar ölmesin”
diyen Ayşe Öğretmenin, yargılandığı dava sonuçlanarak, aldığı 1 yıl 3 aylık
hapis cezası onandı. 7 aylık hamile olan öğretmen Ayşe Çelik, bir ay sonra
kız bebeğini demir parmaklıklar arasında dünyaya getirecek. Tepkiler Hizmet
Hareketi mensuplarına yapılan cadı avı sonucu, çocuklarını cezaevlerinde
dünyaya getiren diğer anneler gibi. Öğretmen Çelik; “Bir aydan kısa bir süre
sonra anne olacak biri olarak her zaman, her yerde bu cümlelerimi
tekrarlayacağım. O çocuk, bu çocuk demeden sebep ne olursa olsun hiçbir çocuğun
ölmesi, öldürülmesi taraftarı değilim. Tek bir çocuğun tırnağına bile zarar
gelsin istemem. Çocuklar ölmesin demek suç ise dünyada bu suçu işlemeyen kimse
yoktur sanırım. Çünkü vicdan sahibi hiçbir birey çocuklar ölsün istemez”dedi.
Öğretmen Ayşe Çelik hapishaneye girmeden önceki söyleşisinde şunları
söyledi:
-Ayşe Öğretmen’den bahseder misiniz? Şu an neler yapıyorsunuz?
Ayşe Öğretmen artık bir öğretmen olmadığı için Ayşe Öğretmen’den bahsetmek
biraz zor ama sıradan bir Ayşe olarak cevap vermem gerekirse o çok sevdiğim
eğitim yuvasından ve masum çocuklardan uzak bir şekilde kendi halimde mütevazı
bir hayat yaşıyordum ta ki niyet okuyuculuğu yapılarak hakkımda verilen
vicdandan uzak karara kadar. Şimdi ise alınan bu karar sonucunda beni neyin
beklediğini bilmeden tedirgin bir şekilde başkalarının beni zorla ittiği
belirsiz bir geleceği beklemekten başka bir şey yapmıyorum.
-Canlı yayına bağlandıktan sonra hayatınızda neler değişti?
Yayın esnasında tamamen vicdani duygularla, yaşadığım olayların psikolojisi
ile çatışmanın olumsuz sonuçlarına, ortaya çıkan insanlık dramına dikkat çekmek
üzere masumane bir konuşma yaparken ve o an beni dinleyen insanlar tarafından
olumlu tepki alırken doğru bir şey yaptığım hissi uyandı. Ama cümlelerimin
kendi çıkarları uğruna kimi medya organları tarafında çarpıtılması sonucu
hayatım allak bullak oldu. Çok sevdiğim eğitim yuvasından uzaklaşıp,
çocuklardan kopartıldım. Hiçbir suçum yokken toplumsal baskıya maruz kalarak
linç edildim.
-‘Çocuklar ölmesin’ demenin suç olabileceğini düşünmüş müydünüz?
Düşünmedim hâlâ da düşünmüyorum. Bir aydan kısa bir süre sonra anne olacak
biri olarak her zaman, her yerde bu cümlelerimi tekrarlayacağım. O çocuk, bu
çocuk demeden sebep ne olursa olsun hiçbir çocuğun ölmesi, öldürülmesi
taraftarı değilim. Tek bir çocuğun tırnağına bile zarar gelsin istemem.
Çocuklar ölmesin demek suç ise dünyada bu suçu işlemeyen kimse yoktur sanırım.
Çünkü vicdan sahibi hiçbir birey çocuklar ölsün istemez.
-Yargıçlar hakkınızda 1 yıl 3 ay ceza verdiğinde neler hissettiniz?
Güldüm… Önce doğru algılamadığımı düşündüm. Ama karar gerekçeleriyle yüzüme
açık açık okunurken yüreğim sızladı. Bu karar gerçek olamaz, olmamalı dedim.
Bir süre şok yaşadım. Defalarca kendime, çocuklar ölmesin demenin cezası olur
mu, diye sordum. Tabii bir yandan da kötü bir karar çıkacağının sinyallerini
almıştık. İçimde yine de bir umut vardı. Cezamın dünya çocuklar gününde
onaylanması da ayrı bir trajedi.
-Yargıtay’ın kararı onamasını bekliyor muydunuz?
Hayır beklemiyordum çünkü bu ülkede ‘çocuklar ölmesin’ demenin suç olduğunu
bilmiyordum. ‘Çocuklar ölmesin’ demenin hiçbir yerde, hiçbir tarihte suç
olacağı fikri aklımı ucundan bile geçmezdi. Hâlâ inanamıyorum. Kararı
öğrendikten sonra düşündüğüm tek şey çocuğumu nerede ve hangi şartlar altında
dünyaya getireceğim oldu. Şimdiye kadar bir kadın ve bir öğretmen olarak
çocuklardan yana bir tutum sergiledim. Bundan sonra da bir kadın, bir öğretmen
ve bir anne olarak her zaman, her yerde ve her şartta çocuklardan yana
olacağım. ‘Anneler ağlamasın, çocuklar ölmesin’ diyen biri muhtemelen çocuğunu
hapiste doğuracak.
-Cezaevine girecek olmak sizde bir kaygı yaratıyor mu?
Elbette kaygı yaratıyor. Hele ki suçsuz olunca. Vicdan sahibi olmayan
insanların sadece konjonktür öyle gerektirdiği için verdikleri karar ile anne
olma arifesinde tedirgin olmamak mümkün mü? Doğduğum günden bugüne sorumluluk
sahibi, vicdanlı haksızlığa karşı duran başarılı bir öğretmen olma çabasıyla
hareket ettim. Gelecek nesillerin daha umutlu, daha başarılı olabilmeleri için
çocukları nasıl eğitmemiz gerektiği konusunda kendi içimde yoğun bir çalışma
yaparken, insanlığa fayda sağlamanın vicdanı ile sarf ettiğim vicdani söylemim
sonucunda yargılanmak ve cezamın onanması… Şu an yaşadığım şey tedirginlikten
öte annesi ve babası ile beraber sıcak bir yuva yerine, şefkatten uzak böyle
bir ortamda çocuk sahibi olacak olmanın korkusu içerisindeyim.
-Çocukların öldürüldüğü veya cezaevinde büyümek zorunda kaldığı
günlerde dünyaya bir çocuk getirecek olmak sizi tedirgin etmiyor mu?
Böyle bir sonuç ile karşılaşacağımı bilseydim, bırakın çocuk sahibi olmayı
kötü, vicdansız ve hiçbir şekilde adalet içinde yaşanamayan bir dünyaya gelmek
dahi istemezdim. cumhireyet