MAHMUT AKPINAR- YORUM |TR724.COM
Hizmet mantık, makuliyet üzerine bina edilen, dini motivasyonlarla hareket eden, Kur’an ve Sünneti temel alan, insanlığın huzuru, saadeti için çalışan bir Hareket. İnsanlığın en önemli sorunlarının “cehalet, fakirlik ve ihtilaftan kaynaklandığını” düşünen ve bu problemlere çözümler üretmek için dünyanın dörtbir yanında çalışan, çabalayan, okullar, yardım kuruluşları, dernekler açan bir insiyatif. Hizmetin sloganı ‘yaşatmak için yaşama’dır.
Hizmet insanları başkalarının huzuru, sevinci, mutluluğu için kendi taleplerinden vazgeçen, ideallerini gerçekleştirmek için maddi manevi beklentilerinden fedakârlık edebilen insanlar. Bu nedenle her yerde kabul görüyor; sadece Müslümanların değil diğer toplumların da problemlerine çözümler sunabiliyor. İnsanlığın bölündüğü bir dünyada Hizmet Hareketi her renkten, dilden insanın içinde olabileceği, herkesi kendi konumunda kabul eden yeni bir dünya kurmaya çalışıyor.
MAKUL VE MANTIKLI GELDİ
Hizmet bu duygularla her yerde başarılı oldu. Gerek dini saiklerle hareket eden, gerekse insanlık için, ülke için hedefleri olan pek çok insana Hizmetin amaçları, yaptıkları çok makul ve mantıklı geldi. Pek çok kişi yapılanların kendi hayalleriyle benzerliğini gördü; insani-İslami çalışmalara mantığıyla, vicdanıyla destek verdi. Hizmet bir tarikat değildi. Tevbe alınarak, bir şeyhe veya onun vekiline biat edilerek girilmiyordu. Bir siyasi parti değildi; üye olunmuyordu. Girmenin ve çıkmanın merasimi, belgesi, sertifikası yoktu. Hizmet aidiyeti her dönem bütünüyle gönüllülüğe ve rızaya dayalı oldu. Hareket’in amaçlarını, yöntemini, yaptıklarını yararlı-gerekli bulanlar bazen kalemiyle, bazen ekonomik kaynaklarla, bazen de bizzat çabalayarak katkı verdi.
Hizmet başta Anadolu insanı olmak üzere pek çok coğrafyada insanların eğitim seviyesini yükseltti, ufkunu açtı, onları fedakarlığa, başkaları için yaşamaya, paylaşmaya alıştırdı. Türkiye’de herkesimden insan “devletin yapamadığını yapıyorlar” diyerek Hizmeti takdir ediyordu. Her görüşten insan Hizmetin yurtiçindeki eğitim kurumlarından, yurt dışında ticareti kolaylaştırıcı bağlantılarından yararlanıyor ve bunu anlata anlata bitiremiyordu.
İMANI GÜÇLENENLER DE VAR, TEREDDÜT YAŞAYANLAR DA
Son zamanlarda Hizmet hareketi ciddi sınavdan geçiyor. Milyonlarca Hizmet mensubu ağır zulme maruz. Yaşlılara, kadınlara, bebeklere kadar Hizmet insanlarına hiçbir hukukun, dinin, vicdanın kabul etmeyeceği eziyetler, baskılar yapılıyor. Hizmet Hareketi’nin 40 yıldır Anadolu’nun dağlarından, köylerinden toplayıp yetiştirdiği ve topluma kazandırdığı her meslekten nitelikli, eğitimli, vicdan ve insaf sahibi insan bugün ya hapislerde veya işinden gücünden olmuş perişan hallerde. Canını kurtarabilenler ülke dışında tutunmaya, yeni bir hayat kurmaya çalışıyor. Yaşanılanların hikmetini, neler getireceğini şu anda kestiremiyoruz. Bireysel ve kollektif hatalarımız hariç bu yaşananların ne gibi hayırlara, açılımlara kapı aralayacağını bilemiyoruz. Ancak baskı ve zulmün ağırlığı ve ufukta bir ışık görünmemesi bazı Hizmet insanlarında kırgınlıklara, bezginliklere sebep olabiliyor. Yaşanan süreç nedeniyle hiç güveni sarsılmayanlar, aksine imanı-itikadı sağlamlaşanlar ve geleceğe bakışı-ümidi güçlenenler var. Öte yandan Hizmetin güzel şeyler yaptığına inancı devam etmekle birlikte gelecekle ilgili tereddüt yaşayanlar var. Umudunu bütünüyle yitirenler de yok değil.
BİTMESİNİ İSTEYENLERİN GÖZÜNDE HİZMET BİTTİ!
Türkiye’de medyanın etkisine maruz kitleler açısından baktığınızda “Hizmet Hareketi bitti”, “Erdoğan silindir gibi üzerinden geçti”. Pek çok İslami cemaat, grup İslam’a, ahlaka ve vicdana sığmaz uygulamaları “bizi de preslemesinler” diye yok sayıyor. Hizmet’e yaşatılanlar diğerlerini “hizaya getiren ders” oluyor. İnsanlar ilkesi, çizgisi olmayan bu mafyatik yönetimden korktu ve sindi. Her Cuma “Allah size adaleti emrediyor” ayetini dinleyen dindarlar zulüm düzeninin payandası oldu. Bazı sol gruplardan baskı düzenine ses verenler varsa da onlar da Hizmet insanına yapılanı yok saymayı tercih ediyorlar. Herkesin kendi mahallesinin mağdurunu görüp ötekini yok sayması Zalime zulmünü sürdürme imkânı bahşediyor. “Bu zulüm! Yapılmamalı! Hukuka, ahlaka vicdana aykırı!” diyemiyorlar. Niye sadece cemaate uygulamıyorsunuz, bize de dokunuyorsunuz?” kabilinden ahlaksız söylemler geliştiriyorlar. Erdoğan’ın ortaya attığı ‘F..Ö’ argümanına “hıncımızı alıyor” diye destek verdi meşrulaştırdılar. Şimdi aynı sopa kendi kafalarına da inmeye başladı.
Türkiye’de pek çok insanında zihninde “Hizmet preslendi, ezildi ve bitirildi”. Peki gerçekte öyle mi? Hizmet bitti mi, bitirildi mi?
KAYITSIZ ŞARTSIZ İYİMSER DEĞİLİM
Ben bu konuda kayıtsız şartsız iyimser bakamıyorum. Bir Zalimin gücüyle baskılanan, ezilen Hizmet’in dünyanın heryerinde giderek yeşerdiği ve canlandığı görüşüne peşinen katılmıyorum. Baskı, zulüm, Hizmeti daha gür yeşertmek için bir gübre, çapalama ortamı sunabilir. Yeni alanlara, toplumlara açılma fırsatı olabilir; ancak bu bazı çabalara, atılımlara ve açılımlara bağlı. Hizmete kutsiyet atfederek, kurtarıcı misyonu yükleyerek, bir “Yenilenme Cehdi”ne girmeden bunun olması mümkün değil! Bir pazarlık varmış gibi kesin ve net konuşmak Allah’a karşı saygısızlık olur.aşanılan bunca badireye, kurumsal manada herşeyi yitirmeye varan kayıplara rağmen, eğer bu kriz fırsata çevirebilirse Hizmet Hareketi daha bir globalleşecek, İslam dünyasına, ama özellikle insanlığa büyük Hizmetler sunacaktır. Bu kabiliyet ve potansiyel Hizmet’te var. Fakat içinde çağı, zamanı, şartları sağlıklı okuyarak yeniden bir planlama yapmaya bağlı.
TEMEL İLKELERE SADIK KALINIRSA…
Hizmet İnsanları temel ilkelerine sadık kaldığı sürece yıkılmaz, bitmez, yok olmazlar. Aksine Allah hizmet etmek için yeni kulvarlar, kapılar açar.
Nedir bu Sadık kalınacak ilkeler, prensipler?
- İslam’ın temel esasları, Kur’an ve Sünnet çizgisine sadakat!
- Kalbin gıdası olan dini ilimler kadar aklın ziyası müsbet ilme önem vermek!
- Pek çok cemaat kendi meşrebini, şeyhini kutsama ve yüceltmede ifrata girdi ve mistik, akıl dışı yollara yönelerek makulden uzaklaştı. Hizmet’in insanları birleştiren en güçlü yanının MAKULİYET ve MAKULÜ ARAMAK olduğunu hatırlayıp makuliyet çizgisinden ayrılmamak; rasyonellikten kopmamak!
- Makulu bulabilmek, isabetli olanı tercih edebilmek için istişare çok önemli. Meşvereti doğru anlayıp, doğru uygulamak ve her aşamada kurumsallaştırmak için çaba sarfedilmeli! Tek adam uygulamalarına alan bırakılmamalı!
- Hizmet dünyanın bütün din, dil ve kültürlerinde kabul gördü, desteklendi. Zira insanlığın yararına olanı, demokratik olanı savundu. Bundan sonra da evrensel insani değerlerle, insan hakları ve demokrasi çizgisiyle açı yapacak şeylerden ısrarla kaçınmalıdır!
- Maruz kalınan baskı-zulüm nedeniyle hoşgörü ufukunu yitirmemek, fedakarlık, hasbilik gibi duyguları öldürmemek!
- Hizmetin en iftihar edilecek, takdir gören taraflarından birisi asla şiddete bulaşmaması, temayül etmemesidir. Son 4 yıldır en ağır baskı ve zulme maruz kalmasına rağmen bir cam dahi kırmayarak şiddete, provokasyona açık olmadığını göstermiştir. Müslümanların terörle, silahla anıldığı bir dönemde bu ilkeye sadakat çok değerli!
- Hizmet Hareketi her dönemde çağın ihtiyaçlarına uygun Hizmetler, konseptler üretmeyi bildi. Pek çok cemaat, tarikat bu konuda Hizmeti taklid etti. Bundan sonrası için de konkontörü anlamak, zamanın ruhunu yakalamak Hareketi globalleştirmek için önemli ve gerekli!
Makamlara-koltuklara esir olmama, hasbilik, diğergamlık, isar hasleti, uhuvvet ruhu, başkalarını gıptaya ve hasede sevketmeme, haram helale dikkat, kul hakkına itina.. vb kaynaklarda yer alan makul, yararlı ve gerekli esaslara riayet edildiği sürece Hizmet bitmez.
Ama bu temel ilkelerden sapma, uzaklaşma; Hizmet duygu ve düşüncesinde yozlaşma, bozulma varsa kimse Hizmeti ayakta tutamaz!
Hizmet herhangi bir Zalimin musallat olmasıyla, baskısıyla değil; mensuplarının ilkelerinden uzaklaşmasıyla, esaslarına vefasızlığıyla biter!