Muharrem ayının 10. Günü ihya edilen bu kutlu gün, yani 2017
yılının Aşure Günü; 30 Eylül Cumartesi günü başladı. Hicri Takvim’in ilk ayı olan Muharrem ayının İslam tarihinde
önemli bir yeri vardır. Bu ayın onuncu gününe “Aşure Günü”
denilmiştir. Hz. Muhammed (S.A.V.) bu aya değer vermiş ve; “Ramazan
orucundan sonra en faziletli oruç, Allah’ın değer verdiği ay olan Muharrem
Ayı’nda tutulan aşure orucudur” buyurmuştur.
Peki, bu günlerin anlamı ne? Hangi
amelleri yapmalıyız, nasıl dua etmeliyiz?
İşte cevabı:
Aşûre günü, kamerî ayların birincisi olan Muharrem ayının
10. günüdür. Bugünle alakalı üzerinde durulan iki önemli husus vardır: 1.
Hazreti Musa ve Yahudilerin Firavun’un zulmünden bugün kurtulması. 2. Hazreti
Nuh aleyhisselam’ın gemisinin Cudi dağının başına oturması ve o günden bu yana
bütün sami dinlerinde oruç tutulması.Hatta müşriklerin de Hazreti İbrahim’den
bu yana bu orucu tuttuğu, dolayısıyla peygamberimizin de bu oruca iştirak
ettiği, bir ara bıraksa da Medine’ye geldiğinde tekrar tutmaya başladığı
rivayet edilir. Arapların bugün yaptığı işlerden biri de Kabe’nin örtüsünün
değiştirilmesidir.Evet, aşure günü oruç tutmak ve o gün Hazreti Musa
aleyhisselam ve ümmeti, firavunun zulmünden kurtulduğu için oruç tutarak
Allah’a şükretmek, Peygamberimiz tarafından tavsiye edilen nafile
ibadetlerdendir.
Bugün Yapılabilecek Diğer Ameller
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, İbn-i
Mesud’dan rivayet edilen bir hadislerinde şöyle buyururlar: “Kim ailesine Aşure
günü geniş (cömert) davranırsa Allah da ona senenin geri kalan günlerinde lütuf
ve ihsanlarını yağdırır.” Sahabe’den Cabir (r.a.) diyor ki: “Ben bunu
kırk yıl denedim, hiç aksamadı.” Tabiînin büyüklerinden Süfyan Sevrî de der ki:
“Biz bunu denedik ve öyle olduğunu gördük.” Bu konuda pek çok hadis rivayeti
mevcuttur. Bazıları zayıf olsa da sahih olanları da vardır ve İbn-i Abidin, çok
yoldan rivayet edilmesinden dolayı, bunların hepsinin “hasen hadis” derecesine
çıktığını söyler.Ayrıca Peygamber Efendimiz aleyhi ekmelüt tehayâ, aşure günü
göze sürme çekmeyi tavsiye buyurmuş ve faydasını da şu şekilde beyan etmiştir:
“Kim aşure günü sürme sürünürse, ebediyyen göz ağrısı çekmez.”[9] Bazı fıkıh
kitaplarımız, bu mevzunun Peygamberimiz tarafından teşvik olarak beyan
edildiğini belirtmişlerdir.Bugünde pişirilen aşure tatlısı tahminimizce,
Peygamberimizin bugün “aileye karşı cömertçe davranmamızı” teşvik etmesini
yorumlayan geçmiş büyüklerimizin, atalarımızın bir uygulamasıdır ve güzeldir
de. Aşure tatlısı, Osmanlılar döneminde sarayda da pişirilirdi. Helvacıların
nezaretindeki aşçılar ve kiler ağaları tarafından hazırlanan aşure, muharremin
onundan itibaren “aşure testisi” adı verilen özel kaplarla saray dairelerine ve
halka birkaç gün süreyle dağıtılırdı. Anadolu’da zengin aileler ve esnaf
teşkilatları tarafından pişirilen aşure, sebilciler, duagûlar ve halkın iştirak
ettiği merasimlerle dağıtılır, bazı bölgelerde aşure dağıtımından sonra kurban
kesilirdi.Evet, bizde de bu vesileyle, aile içinde bir bayram havası tüter,
çocuklar kendilerine değer verilmesinin hazzını duyar, güzel duygularla dolu
bir gün geçirilir. Belki de gelecekte yaşanacak güzellikler için bugün bir
başlangıç olur. Bugün akraba ve komşulara ikramda bulunulur, böylece hal hatır
sormak için güzel bir vesile elde edilmiş olunur. Bu zamana kadar yaşanan
tecrübelerden hareketle söyleyecek olursak, aşure tatlısı akrabaların
kaynaşmasına, uzak yakın komşuların birbirlerini hatırlamasına, güzel tanışmalara
ve yumuşamalara vesile olmuştur. Hatta, yurt dışında yaşayan gönül erleri,
aşure aşı vesilesiyle pek çok gönle girmesini bilmişlerdir.
Bugünün Duası
Bir kere daha aşure gününün, milletçe ve insanlık olarak
güzel günlerin yaşanmasına vesile olması dileğiyle, makalemizi Kulubu’d
Daria’da geçen aşure duasıyla bitirelim. Gümüşhanevi hazretleri’nin derlemiş
olduğu Mecmuatü’l Ahzab’ta, İbni Arabi cildinin 600. sayfasında, bu eserin
muhtasarı olan Kulubu’d- Daria’nın da 737. sayfasında geçen duanın meali şöyledir:Bismillahirrahmanirrahim.
Allahım, Sen, Ebedî’sin, Kadîm’sin, Evvel’sin. Sonsuz keremin ve fazlın
hürmetine, önümüzdeki yeni yıl içinde bizi, şeytandan, onun avenelerinden ve
dostlarından korumanı isterim. Sürekli kötülüğü emreden, fenalık isteyen nefsime
karşı yine Sen’den yardım dilerim. Beni Sana yaklaştıracak amellerle benim her
türlü derdime deva bahşetmeni ümid ederim. Ey Celal ve İkram Sahibi, Ey
Merhametlilerin en Merhametlisi, rahmetini beklerim!