Ergenekon Davası’nın ilk hakimi Köksal Şengün, hükümeti, “Onlar da korkudan yapıyor. Bunlarla bir yere varamayacaklarını kendileri de biliyor” diye eleştirdi.
Ergenekon Davaları’na üç yıl başkanlık eden ve 2013’te görevden ayrılan eski hakim Köksal Şengün, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kamuda yaşanan ihraç sürecinin sonrasında yargıda yapılan hâkim ve savcı atamalarıyla ilgili çarpıcı iddialarda bulundu.
HEPSİNİN KÖKENİNDE SİYASET VAR
t24’ten İnan Ketenciler’e konuşan Şengün, “15 Temmuz’dan sonra bir yığın kişiyi çıkarıp yeni hâkim ve savcılar aldılar. Bunların çoğunu ‘avukatlıktan gelme’ diye aldılar. Kimi aldılar? Bir partinin il genel meclisi üyesini, bir partinin başkan yardımcısını, belediye başkan vekilini. Bunlar hep avukat tabii, avukat olmazsa olmaz. Ve bunların hepsinin kökeninde siyaset var. Siyaseti bıraktılar, hâkim ve savcı oldular.” dedi. Haziran 2014’te yapılan değişiklikle uygulamaya konulan sulh ceza hakimlikleri uygulamasını da eleştiren Şengün şöyle konuştu: “Siz cezaevine atarak kişiyi peşinen cezalandırıyorsunuz. Savunmasını almadan adamı cezalandırmış oluyorsunuz. Çıkıyor, ilk celsede tahliye oluyor. Ne diyeceksiniz buna? Niye 1 sene yatırdınız onu? Cevabı yok bunun. Hukukta bilerek yanlış olmaz. Bile bile yanlış yapıyorlar.”
Yeni atamalarla getirilen hakimlerin, özellikle seçilerek atandığını dile getiren Şengün, “Bunlar özellikle seçilmiş, getirilmiş. Sulh ceza hâkimleri dediğin, ağır ceza reislerinden daha etkili. Sulh cezalar bizim zamanımızda sadece hakaretlere, basit suçlara bakan bir mahkeme türüydü. Ayrıca tutuklamaların, tahliye taleplerinin karara bağlandığı yerlerdi. Ama her kararı denetime tabiydi. Böyle olmaz. Hukuku yanlış uyguluyorlar. Bu hukukla Türkiye bir yere varamaz. Bir yere kadar hukuku getirirsin, sonra aşağı doğru götürürsün. Bu devletin sonu olur. Sürdürülemez. Kişiye özel sistem olur mu? Talimatlı sistem olur mu?” değerlendirmesinde bulundu.
TEHLİKELİ NOKTALARA ATAMA YAPTILAR
Partililerin hakimlik kadrolarına en yoğun olarak 15 Temmuz sonrası atandığına dikkat çeken Şengün, “Hem de alınan kişiler çok tehlikeli yerlere, ana yerlere getirdiler. Sulh ceza hâkimi yaptılar. Çoğu sulh ceza hâkimi oldu. Çoğu ağır cezalarda çalıştırıldı. İstanbul’da 23, 24, 25 ve 26. Ağır Ceza mahkemeleri siyasi davalarla görevli. Çoğu oralara atandı maalesef.” dedi. Hükümetin bu tür hatalı uygulamaları korkusundan yaptığını dile getiren Şengün, “Korkudan yapıyor. Ne yaptıkları belli değil. Bunlarla bir yere varamazlar. Kendileri de biliyor bunu.Kendilerini korumak için çareler arıyorlar. Hâlâ arıyorlar, bulamıyorlar. Yok. Yalandan, eksikten, yanlıştan bina kurarsanız çökmeye mahkûmdur. Her gün bir tarafına bir yama yaparsanız bir taraf sökülür, bir yama daha. Nereye kadar gider? Bu sistem sonunda çöker. Vatandaş bunu anlamalı. Bu toplumun bu kadar mı muhasebesi yok? Anlamıyorum bunu.” dedi.
KİMSE CUMHURBAŞKANINA, ‘NE YAPIYORSUN’ DİYEMİYOR
Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili verdiği tahliye kararı sonrası “Bu karara uymuyorum, saygı da duymuyorum” diyerek yerel mahkemelere direnme çağrısını da değerlendiren Köksal Şengün, “Cumhurbaşkanı bu şekilde beyanatta bulunuyor. Kimse karşısına çıkıp, ‘Hey, sen ne yapıyorsun? Anayasa Mahkemesi’ne sen böyle nasıl cevap verirsin’ demiyor. Bir şey dememenin sebebi suskunluk değil, bir şeyleri kabuldür.